Nobel Ödülü alan ABD'li bilim insanı James Watson'un 'brokoli, yaban mersini gibi gıdaların ve vitamin haplarının yararından çok zararları olabileceği' konusunda uyarıda bulunmasına karşı, bu konuda çalışma yapan uzman doktorlar basın bildirisi yayınlayarak, bu açıklamanın doğru olmadığını savundu.
Son yıllarda en önemli sağlıklı gıda gelişmelerinden biri olan brokoli filizinin, yoğun vitamin ve minerallerin yanı sıra çok güçlü anti-kanserojen madde olan "sulphoraphane" içermesiyle en güçlü kanser savaşçısı bitkilerden biri olduğu belirtildi. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tülay Aktaş Onkoloji Hastanesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Canfeza Sezgin, "sulphoraphane"ın sadece kanser hücrelerini değil, kanser kök hücrelerini de yok ettiğini açıkladı. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Erdem Yeşilada ise, " Brokoli etkisini vücutta faz II detoksifikasyon enzimlerini (glutatyon-S-transferaz) uyararak gösterirler.
Brokoli, vücutta meydana gelen zararlı maddelerin (metabolitler) etkisiz hale dönüştürülerek böbreklerden atılmasını sağlayan vücudun savunmacı, temizlikçi elemanlarını desteklerler. Tamamen bir destek kuvveti. Bu etkileri bilimsel olarak ortaya konulmuş, gerek klinik çalışmalar ve gerekse saha çalışmaları ile doğrulanmıştır" dedi.
Uzun yıllardır brokoli üzerinde çalışmalar yapan John Jacob Abel Ödüllü Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Moleküler Bilimler Bölümü'nden Prof. Dr. Paul Talalay, "Brokolinin lifleri, A vitamini, C vitamini, folik asit ve kalsiyum gibi beslenme açısından değeri olan birçok fayda sağlar. Bunun yanı sıra brokoli glukosinolatlar denilen fitokimyasalları (bitkilerde doğal olarak var olan bir kimyasal bileşik) içermektedir. Aynı zamanda SGS olarak bilinen bir glukosinolat –glukorafanin- vücudu kansere ve diğer hastalıklara karşı koruyan bir grup enzimin faaliyetini arttıran sulforafanı üretmektedir. Bu bileşiklerin bitkiler tarafından esasen yırtıcı hayvanlara karşı savunma olarak üretildiğine inanılmaktadır.(Fahey 1997). Isı açısından istikrarlı ve suda eriyebilen glukosinolatlar, glukorafanini sulforafana dönüştüren fakat fiziksel olarak glukosinolatlardan ayrı olduğu için normalde aktif olmayan mirosinazı enzimiyle birlikte bitki hücrelerinde mevcuttur. Çiğneme veya yemeğin hazırlanması sonrasında, enzim serbest kalmakta ve sulforafan oluşumu başlamaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.