İstanbul Büyükşehir Belediyesi Taksim Meydanı düzenleme çalışmalarının başladığını açıkladı.
Yapılan açıklamada, Cumhuriyet Caddesi, 5 Kasım 2012 pazartesi gününden itibaren, Tarlabaşı'ndaki Otopark'tan, Divan Oteli önüne kadar trafiğe kapatılacağı belirtildi.
İBB'den yapılan yazılı açıklamada şöyle denildi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen 'Taksim Meydan Düzenleme Projesi' çalışmalarına başlandı. Çalışmalar yaklaşık 240 gün sürecek.
İlk olarak, Zambak Sokak ve Divan Oteli tarafında başlatılan çalışmalarla elektrik ve su altyapıları deplase edilerek korunuyor. 5 Kasım 2012 Pazartesi gününden itibaren Cumhuriyet Caddesi'nde başlayacak çalışmalar kapsamında, Tarlabaşı Bulvarındaki mevcut otopark ile Divan Oteli önüne kadar olan 400 m'lik kısım trafiğe kapatılacak"
"Yaklaşık 240 gün sürecek çalışmalar sırasında trafiğin aksamaması için trafik sirkülasyon planları hazırlandı.
Trafik; Tarlabaşı-Harbiye yönünde; Taksim Meydanı üzerinden, Mete Caddesi-Asker Ocağı Caddesi- Cumhuriyet Caddesi (Divan Oteli önünden),
Harbiye-Tarlabaşı yönünde ise, Cumhuriyet Caddesi (Divan Oteli önünden), Abdulhakhamit Caddesi ve Tarlabaşı'ndan verilecek.
"II Numaralı Koruma Kurulu'nun 10 Ekim 2012 tarihli kararıyla başlayacak 'Taksim Meydanı Düzenleme Projesi' sayesinde; Taksim Meydanı araç trafiğinden arındırılarak yayaların kullanımına açılacak. Meydanı yayalaştırma projesi ile, Tarlabaşı Bulvarı - Cumhuriyet Bulvarı araç trafiği yer altına alınacak. Tarlabaşı'ndan gelen araçlar kesintisiz bir şekilde Harbiye, Taşkışla, Dolmabahçe yönüne gidebilecek.
Gümüşsuyu, Sıraselviler ulaşımı Mete Caddesi üzerinden AKM önü -The Marmara Otel önünden yüzeyden sağlanacak"
"Cumhuriyet Caddesi üzerinde Tarlabaşı-Harbiye yönünde 400 metre, Harbiye-Tarlabaşı yönünde 320 metre uzunluğunda tek tünel yapılacak. Anıt etrafındaki araç trafiği, otobüs ve duraklar meydandan kaldırılacak.
Gezi Parkı, AKM önü, Talimhane ve İstiklal Caddesi'ne yayalar trafik kesintisi olmadan ulaşabilecek. Araç altgeçidi, Tarlabaşı Bulvarı istikametinde mevcutta bulunan araç otoparkından, Divan Oteli önüne kadar devam edecek. Böylece Taksim, yaklaşık 100.000 m2 lik yayalaşmış bir meydana kavuşmuş olacak"
31 Ekim 2012 Çarşamba
SGK'dan Prim Borcu Müjdesi
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), son ödeme günü 31 Ekim 2012 tarihi olan her türlü prim ve diğer ödemelerin tahsilat işlemlerinin 2 Kasım'a kadar uzatıldığını açıkladı.
SGK'dan yapılan yazılı açıklamayla, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılara ilişkin, 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılan işveren sigorta primleri tahsilat işlemlerinin 7 Kasım 2012 tarihi gün sonuna kadar uzatıldığının paylaşıldığı belirtildi. SGK'dan yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Kurumumuzun bilgi işlem sistemlerinde yaşanan teknik sorunlar sebebiyle, son ödeme günü 31 Ekim 2012 tarihi olan her türlü prim ve diğer ödemelerin tahsilat işlemleri 2 Kasım 2012 Cuma günü, gün sonuna kadar, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılara ilişkin, 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılan işveren sigorta primleri tahsilat işlemleri 7 Kasım 2012 Çarşamba günü, gün sonuna kadar uzatılmış olup, bu tarihlere kadar yapılacak ödemeler yasal süresi içinde yapılmış sayılacaktır."
"Kurumumuzun bilgi işlem sistemlerinde yaşanan teknik sorunlar sebebiyle, son ödeme günü 31 Ekim 2012 tarihi olan her türlü prim ve diğer ödemelerin tahsilat işlemleri 2 Kasım 2012 Cuma günü, gün sonuna kadar, 5510 sayılı Kanunun 4/1-a bendi kapsamında çalıştırılan sigortalılara ilişkin, 6111 sayılı Kanun çerçevesinde yapılandırılan işveren sigorta primleri tahsilat işlemleri 7 Kasım 2012 Çarşamba günü, gün sonuna kadar uzatılmış olup, bu tarihlere kadar yapılacak ödemeler yasal süresi içinde yapılmış sayılacaktır."
Atama Bekleyenlere Müjdeli Haber
Atama bekleyen memurlar adayılarını sevindirecek haber geldi. Devlet Personel Başkanlığı 19 - 28 kasım tarihleri arasında atamaları yapacak.
İş güvencesi ve sağladığı mali imkânların her geçen gün artması memurluk talebinde patlama yarattı. Milyonlarca lise, üniversite mezunu Kamu Personel Seçme Sınavları'na (KPSS) sınavlarına yönelirken genç adayların 2012 için beklediği atama tarihi de netleşti.
Devlet Personel Başkanlığı; '2012 yılı ikinci yerleştirme için 19 Kasım - 28 Kasım 2012 tarihlerinde ÖSYM Başkanlığınca tercihlerin alınacağını' bildirdi.
Bu yıl için öngörülen 70 bin memur alımı kapsamında yılsonuna kadar da 20 bine yakın alım gerçekleşecek.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 'na göre son 10 yılda 908 bin kişi memur olarak göreve başladı. Göreve başlayan 908 bin kişinin 316 bini ise öğretmendi.
Son 10 yılda en fazla memur alımı ise geçtiğimiz yıl oldu. Geçen sene tam 140 bin kişi memur olarak görev aldı. Bu yıl sonunda alınacak 20 bin memur ile bu sene göreve başlayan memur sayısı da 70 bine çıkacak.
Beşiktaş – Ofspor Maçı 31 Ekim 2012
Beşiktaş 2–1 Ofspor Maç Sonucu. Beşiktaş, Ziraat Türkiye Kupası 3. tur maçında Spor Toto 2. Lig takımlarından Ofspor ile İstanbul'da karşılaşacak. Karşılaşma saat 20:30'daki maç ATV'den yayınlanacak. BJK İnönü Stadı'nda saat 20.30'da başlayacak karşılaşmayı Kutluhan Bilgiç yönetecek. Bilgiç'in yardımcılıklarını Baki Yiğit ve Emre Suna yapacak. Beşiktaş, bugün Ziraat Türkiye Kupası mesaisine çıkacak. Siyah-beyazlı takımda teknik direktör Samet Aybaba, Ofspor maçında bu sezon fazla forma şansı bulamayan oyuncuları sahaya sürecek. Spor Toto Süper Lig'de Kasımpaşa'yı yenerek haftalardır süren kötü gidişine son veren Beşiktaş, gözünü Ziraat Türkiye Kupası 3. Turu'ndaki Ofspor maçına çevirdi. Siyah-beyazlı takımda sakatlıkları bulunan İsmail Köybaşı, Musatafa Pektemek, İbrahim Toraman ve Uğur Boral, Ofspor maçında yer alamayacak. BJK İnönü Stadı'nda saat 20.30'da başlayacak karşılaşmayı Kutluhan Bilgiç yönetecek. Bilgiç'in yardımcılıklarını Baki Yiğit ve Emre Suna yapacak. Beşiktaş, ikinci turda Niğde Belediyespor'u 2-1, Ofspor ise deplasmanda İskenderun Demir Çelikspor'u 3-2 mağlup ederek 3. tura yükselmişlerdi.
29 Ekim 2012 Pazartesi
Yüzlerce Maymunu Öldürdüler
Hint Okyanusu'ndaki ada ülkesi Mauritius'ta yer alan bir maymun yetiştirme çiftliğinde yüzlerce hayvanın öldürüldüğü ortaya çıktı.
Hayvan hakları derneği BUAV'ın açıklamasına göre ABD ve Avrupa'daki laboratuarlara satılmak üzere yetiştirilen maymunlardan bazıları, satılamayacak kadar büyük oldukları için öldürüldü.
Dünyanın en büyük ikinci maymun ihracatçısı Mauritius, yılda 10 bin civarında maymun satıyor. Ormanlardan toplanan maymunlar çiftliklere kapatılarak üremeleri sağlanıyor. Yavrular daha sonra laboratuarlara ait özel uçaklarla üzerlerinde deney yapılmak üzere Batı ülkelerine gönderiliyor.
Rus Gemisi 700 Ton Altınla Kayboldu
Rusya'nın uzak doğusu Okhotsk denizinde şiddetli fırtınada 9 kişilik mürettebatı ile birlikte kaybolan gemide 900 ton altın cevheri yüklü olduğu açıklandı.
Dün sabahtan itibaren bağlantı sağlanamayan Amurskaya kuru yük gemisindeki cevherin değerinin yaklaşık 250 milyon dolar olduğu belirtiliyor.
Önceki gün acil sinyali gönderdikten sonra kaybolan gemiyi bulmak için Novik adlı tanker ve iki balıkçı teknesi arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor. Fakat işin kötü tarafı iklim şartları çok kötü.
Bu sebeple ağır hava koşulları ve fırtına nedeni ile Be-200 kurtarma uçağı çalışmalarına ara verdi. Olayla ilgili yapılan ilk soruşturmada geminin güvenlik kurallarını ihlal etmediği belirlendi. Uzak Doğu Ulaşım Departmanı'ndan yapılan açıklamada, "Kuru yük gemisi Kiran limanından Okhotsk limanına doğru hareket ediyordu. Gemide 700 ton altın cevheri yüklüydü. Mürettebat ise 9 kişi idi." bilgisi verildi. Basında yer alan ilk haberlerde mürettebatın 11 kişi olduğu belirtilmişti. Bu arada Rus emniyeti söz konusu geminin iklim koşulları sebebi ile mi kaybolduğunu araştırıyor. Söz konusu araştırmalar, geminin altınlar sebebi ile kaçırılmış olma ihtimalinden dolayı kaynaklanıyor.
Bu sebeple ağır hava koşulları ve fırtına nedeni ile Be-200 kurtarma uçağı çalışmalarına ara verdi. Olayla ilgili yapılan ilk soruşturmada geminin güvenlik kurallarını ihlal etmediği belirlendi. Uzak Doğu Ulaşım Departmanı'ndan yapılan açıklamada, "Kuru yük gemisi Kiran limanından Okhotsk limanına doğru hareket ediyordu. Gemide 700 ton altın cevheri yüklüydü. Mürettebat ise 9 kişi idi." bilgisi verildi. Basında yer alan ilk haberlerde mürettebatın 11 kişi olduğu belirtilmişti. Bu arada Rus emniyeti söz konusu geminin iklim koşulları sebebi ile mi kaybolduğunu araştırıyor. Söz konusu araştırmalar, geminin altınlar sebebi ile kaçırılmış olma ihtimalinden dolayı kaynaklanıyor.
Manavgat'ta Cinayet
Antalya'nın Manavgat ilçesinde inşatta çalışan 1 kişi bıçakla öldürüldü.
Edinilen bilgiye göre, Manavgat'ın Sorgun Mahallesi Kemer Caddesi üzerinde inşaatta çalışan bir şahıs, bıçaklanmış halde bulundu. Olay yerinde hayatını kaybeden ismi öğrenilemeyen şahsı bulan vatandaşlar, durumu polise bildirdi.
Silahlı Kavga 1 Ölü, 3 Yaralı
Afyonkarahisar'ın İhsaniye ilçesine bağlı Yaylabağı beldesinde kız kaçırma meselesi yüzünden çıktığı iddia edilen kavgada 1 kişi hayatını kaybederken, 3 kişi yaralandı.
Edinilen bilgilere göre, iki aile arasından 1 yıl önce kız kaçırma olayından dolayı başlayan husumet, iki aile arasında hafta sonu tartışmaya dönüştü. Tartışmanın büyümesi üzerine aile fertlerinden Ramazan K., Rıdvan T., Osman T. ve Aykut T. kavga etmeye başladı. Kavgada silahını çeken Ramazan K., T. ailesi fertlerinden Rıdvan, Yılmaz, Osman ve Aykut T.'nin üzerlerine ateş etmeye başladı. Kavgada Osman T., vücuduna isabet eden kurşunlar sonucu kaldırıldığı Afyonkarahisar Devlet Hastanesi'nde hayatını kaybederken; T. ailesinin diğer fertlerinden Yılmaz T. ağır, Rıdvan ve Aykut
T.'nin ise hafif şekilde yaralandıkları bildirildi.
Olayın ardından Ramazan K.'nin silahı ile birlikte jandarmaya teslim olduğu bildirilirken, jandarmanın olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattığı bildirildi.
Fenerbahçe - Antalyaspor Maçı 29 Ekim 2012
AEL Limassol maçında sakatlanan Mehmet Topal ile Egemen Korkmaz'ın da Medical Park Antalyaspor karşısında forma giymelerinin zor olduğu öğrenildi.
Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda saat 20.00'de başlayacak ve sarı-lacivertlilerin cezası nedeniyle sadece kadınlar ile 12 yaş ve altı çocukların izleyebileceği karşılaşmayı, hakem Mete Kalkavan yönetecek.AEL Limassol deplasmanında aldığı galibiyetle morallerin tavan yaptığı Fenerbahçe son kez kadın ve çocuk taraftarlarının önünde oynayacağı maçta Antalyaspor'u ağırlayacak. Sarı-lacivertliler, Avrupa'daki başarılı performansını lige taşımak istiyor. Bursaspor beraberliğinin ardından Fenerbahçe, Antalyaspor'a puan vermek istemiyor. Antalyaspor, Fenerbahçe karşılaşmasına kadar Elazığspor, Gaziantepspor ve Sivasspor'dan 9 puan çıkardı. Mehmet Özdilek yönetimindeki Antalyaspor, Fenerbahçe deplasmanında 1 puan alırsa; bu sonuç başarılı sayılabilir. Ancak işleri gerçekten çok zor.
Sarı-lacivertlilerin bu hafta puan kaybedeceğini düşünmüyorum. Fenerbahçe, Antalyaspor karşısında iyi futbolla rahat bir galibiyet alır.
28 Ekim 2012 Pazar
Geri Diye İleri Vitese Takınca Olan Oldu
Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde otomobilini park etmek isteyen bir sürücü, geri vites yerine ileri vitese takınca otomobiliyle denize uçtu.
Edinilen bilgiye göre, İnebolu ilçesinde kadın sürücü M.Ç., 06 AJ 6421 plakalı otomobilini öğretmenevi önünde park etmek istedi. Aracını geri vites yerine ileri vitese takan sürücü, gaza basınca bariyerleri de aşarak denize uçtu. M.Ç. yaralı olarak kurtarılırken, olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince İnebolu Devlet Hastanesi'ne kaldırılıp tedavi altına alındı.
Öte yandan, çevredeki vatandaşların araca ip bağlamasıyla otomobilin denizde batması önlenirken, olay yerine getirilen vinç yardımıyla araç sudan çıkartıldı.
Nedir Bu Lightning?
iPhone 5'deki yeni ve daha küçük istasyon bağlantısı Lightning, iPod touch, iPod nano ve Apple'ın yeni tanıttığı iPad mini ve iPad 4'de kullanılıyor. Önceki konnektöre göre çok daha küçük olan Lightning, eski aksesuarlar için adaptöre ihtiyaç duyması nedeniyle eleştirildi. Peki Lightning, Apple cihazlarında neler sunuyor?
Çok küçük: Lightning, 30 pin yerine sadece 8 pin'den oluşuyor. Bu ise Apple'ın iPhone 5 gibi çok ince cihazlar üretebilmesi demek.
İşlemcisi var: Lightning kablosu, kabloyu hangi yönde taktığınızı algılayan bir çipe sahip.
Ancak bu, sadece resmi Lightning kablolarının kullanabileceğiniz anlamına geliyor. En azından bir süre için. Thunderbolt kadar hızlı değil: Lightning, USB 2.0'ı temel alıyor ve USB 3.0 veya Thunderbolt kabloları kadar hız sunmuyor. Apple, Lightning'i HDMI ve VGA kablolarına dönüştüren kablolar için söz veriyor. Adaptörleri oldukça pahalı: Bir Lightning adaptörü için 40 doları gözden çıkarmanız gerekiyor. Bir ucu Lightning, bir ucu 30 pin'li bağlantıya sahip bir kablo için ise 50 dolar ödemeniz lazım. Bir ucu USB (veya micro USB), diğer ucu Lightning olan kablo ise sadece (!) 25 dolar.
Ancak bu, sadece resmi Lightning kablolarının kullanabileceğiniz anlamına geliyor. En azından bir süre için. Thunderbolt kadar hızlı değil: Lightning, USB 2.0'ı temel alıyor ve USB 3.0 veya Thunderbolt kabloları kadar hız sunmuyor. Apple, Lightning'i HDMI ve VGA kablolarına dönüştüren kablolar için söz veriyor. Adaptörleri oldukça pahalı: Bir Lightning adaptörü için 40 doları gözden çıkarmanız gerekiyor. Bir ucu Lightning, bir ucu 30 pin'li bağlantıya sahip bir kablo için ise 50 dolar ödemeniz lazım. Bir ucu USB (veya micro USB), diğer ucu Lightning olan kablo ise sadece (!) 25 dolar.
Emniyet Müdürlüğüne Roketatarlı Saldırı
Şırnak kent merkezinde, polis lojmanlarının da bulunduğu Tekser Konutları'ndaki polis noktası ile Emniyet Müdürlüğü'ne roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı gerçekleşti.
Şırnak'ta akşam saatlerinde PKK'lı teröristler aralarında Valilik ve Emniyet Müdürlüğü'nün de bulunduğu 5 ayrı noktaya roketatarlarla saldırdı, yaralılar var.
PKK'lı teröristlerin kentteki tüm güvenlik birimlerini hedef alan saldırısı saat 17.00'de başladı. Valilik binası önündeki polis noktası, Bahçelievler Mahallesi'nde bulunan Emniyet Müdürlüğü ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü, asker ve polis ailelerinin kaldığı Gündoğdu Mahallesi'ndeki Tekser Lojmanları ile 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı'na aynı anda roketatarlar ve uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Saldırıya, güvenlik birimleri anında karşılık vermesi üzerine çatışma çıktı.
Patlama seslerinin art arda duyulduğu çatışma sırasında Emniyet Müdürlüğü ile Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nden dumanlar yükselirken, Şırnak Valiliği önünde nöbet tutan polislerden yaralananlar olduğu bilgisi geldi.
Şanlıurfa'da Kaza 1 Ölü, 4 Yaralı
Şanlıurfa'nın Kızılburç köyünde düğüne giden bir otomobilin takla atması sonucu meydana gelen kazada 8 yaşındaki bir kız çocuğu hayatını kaybetti, 4 kişi de ağır yaralandı.
Edinilen bilgiye göre kaza, Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi arkasında bulunan Kızılburç köyü yakınlarında meydana geldi. İddiaya göre, Kızılburç köyünden Şanlıurfa'ya gelen İbrahim D. kontrolündeki 63 .. 441 plakalı otomobilin arka lastiği patladı. Lastiği patlayan otomobil taklalar attıktan sonra yol kenarında bulunan taşlara çarparak durabildi.
Kaza sonrası otomobil şoförü İbrahim D., otomobilde bulunan Fatma D., Ahmet A., Farika E. ve 8 yaşındaki Nida D. yaralandı. Yoldan geçen araç sürücüleri kazayı acil servis ekiplerine ve jandarmaya bildirirken, alınan ihbarın ardından söz konusu adrese gelen ilk yardım ekipleri, yaralılara müdahale etti. Yaralılara ilk müdahaleyi yapan sağlık ekipleri 8 yaşındaki Nida D.'nin olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Yaralılar, ambulanslarla Şanlıurfa'daki çeşitli hastanelere kaldırdı. Olay yerinde önlem alan jandarma, kazayla ilgili soruşturma başlattı. Hastaneye kaldırılan yaralıların hayati tehlikelerinin devam ettiği öğrenildi.
Trabzonspor - Bursaspor Maçı 28 Ekim 2012
Trabzonspor 0-1 Bursaspor Maç Sonucu.Trabzon Bursa maçı istatistikleri. Spor Toto Süper Ligi 9. haftasının en önemli karşılaşmalarından biri bu akşam saatlerinde Avni Aker Stadın'da oynanacak. Trabzonspor'un ev sahibi olduğu maç tarihi açıdanda büyük önem taşıyor. Maçın önemi ise Avni Aker stadın'da iki ekibin tam 39. randevusu olacak. 39 maçın 39'unuda Trabzonspor kazanırken Bursaspor'un hiç galibiyeti yok. Yani bu akşam sahadan Bursaspor galibiyetle ayrılırsa bir devir bitmiş olacak.
Haftanın sonucu en merakla beklenen karşılaşmalarından birdinde Trabzonspor ile Bursaspor kozlarını paylaşacak. Trabzonspor geçen hafta Beşiktaş deplasmanında 1 puan alarak iyi bir iş çıkarmış oldu. Çünkü kalelerinde inanılmaz şekilde pozisyon vermelerine rağmen puan almayı başardılar. Bordo-mavililer golcü ayaklarının formsuz oluşunun sıkıntısını her maç yaşıyor. Bu nedenle Trabzonspor attığı golü koruyarak; 3 puana ulaşmaya çalıcaktır. Bursaspor, Fenerbahçe maçının ardından Trabzonspor'a konuk olacak. Yeşil-beyazlılar toparlandı ve her maç kazanmak adına ileri uçta etkili bir futbol sergiliyorlar. Fakat Trabzonspor deplasmanı kolay bir maç olmayacak. Karşılaşmada taraf bahisi oldukça riskli.
27 Ekim 2012 Cumartesi
Fransa'da Sel Felaketi 2 Üniversite Öğrencisi Öldü
Fransa'nın güneyindeki Var bölgesinde aşırı şiddetli yağmurların yol açtığı sel felaketi 2 üniversite öğrencisinin hayatını kaybetmesine yol açtı. 1'i kız, diğeri erkek 20 yaşlarındaki iki öğrencinin üniversite kampüsü yakınlarında, aşırı yağış nedeniyle taşan kanala düşmeleri sonucu hayatlarını kaybettiği tahmin ediliyor. Kurtarma ekipleri, gençlerden birinin cesedini 1 kilometre uzakta, diğerininkini 300 metre uzaklıktaki bir bölgeden çıkardı. Eğitim ve Araştırma Bakanı Genevieve Fioraso'nun baş sağlığı ve incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gittiği bildirildi. Fransa'nın tamamını etkisi altına alan kötü hava koşullarının önümüzdeki hafta da ülke genelinde günlük yaşamı olumsuz yönde etkilemesi bekleniyor. Muhabir: Paris
Galatasaray - Kayserispor Maçı 27 Ekim 2012
Galatasaray 3-0 Kayserispor Maç Sonucu.Spor Toto Süper Lig'in 9. hafta mücadelesinde Galatasaray, sahasında Kayserispor'u konuk ediyor. Türk Telekom Arena'da oynanacak karşılaşmayı hakem Cüneyt Çakır yönetecek. Çakır'ın yardımcılıklarını Alpaslan Dede ve Mustafa İspiroğlu yapacak.
Saat 19:00'da başlayacak ve Lig TV ekranlarından naklen yayınlanacak mücadeleyi Sporx Canlı Anlatım Servisi farkıyla takip edebilirsiniz. Spor Toto Süper Lig'in 9. haftasında Kayserispor'u ağırlayacak Galatasaray'da teknik direktör Fatih Terim'in 11'i belli oldu. Fatih Terim sakatlığı bulunan Felipe Melo'nun yerine orta saha Yekta Kurtuluş'a görev verecek. Semih Kaya'nın yerine ise Brezilyalı Cris savunmada Dany ile birlikte mücadele edecek.
Şampiyonlar Ligi'nde Cluj karşısında sonuç olarak yine hayal kırıklığı yaşayan Galatasaray ligde Kayserispor'u yenerek kendine gelmek istiyor. Sarı-kırmızılılar 1 aydır oynadığı 5 resmi maçta galibiyet alamadı. Bu durumun bir an önce düzeltmenin hesaplarını yapıyorlar. Kötü sonuçlar devam ederse; özgüven sorunu ciddi şekilde ortaya çıkacaktır. Kayserispor Robert Prosinecki ile çıktığı ilk maçınd İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan puan alamadı. Hırvat teknik adam yavaş yavaş takımı tanıyacaktır. Kayserispor'un yeni bir kimliğe bürünmesi ikinci yarıyı bulur diye düşünüyorum.
Şampiyonlar Ligi'nde Cluj karşısında sonuç olarak yine hayal kırıklığı yaşayan Galatasaray ligde Kayserispor'u yenerek kendine gelmek istiyor. Sarı-kırmızılılar 1 aydır oynadığı 5 resmi maçta galibiyet alamadı. Bu durumun bir an önce düzeltmenin hesaplarını yapıyorlar. Kötü sonuçlar devam ederse; özgüven sorunu ciddi şekilde ortaya çıkacaktır. Kayserispor Robert Prosinecki ile çıktığı ilk maçınd İstanbul Büyükşehir Belediyespor'dan puan alamadı. Hırvat teknik adam yavaş yavaş takımı tanıyacaktır. Kayserispor'un yeni bir kimliğe bürünmesi ikinci yarıyı bulur diye düşünüyorum.
Maserati Quattroporte S 4 Kapılı
İtalyan lüks ve yüksek performanslı spor otomobil üreticisi Maserati'nin göz kamaştıran tasarım ve sürüş dinamikleriyle dikkat çeken Quattroporte modelinin S versiyonu, 2012 İstanbul Autoshow Fuarı'nda yeniden boy gösterecek. 4.7 litre silindir hacimli 430 HP'lik versiyonuyla donatılan ve 315 bin Euro'luk satış fiyatına sahip Maserati Quattroporte S, lüks 4 kapılı sporcu modeller trendinin öncüsü olmasıyla da dikkat çekiyor. Tofaş çatısı altında Ferrari ve Maserati markalarının ülkemizdeki distribütörlüğünü üstlenen Fer-Mas, 2012 İstanbul Autoshow Fuarı kapsamında Maserati'nin Quattroporte modelinin S versiyonu da sergileyecek. Neredeyse tüm önemli lüks otomobil üreticilerinin son birkaç yıldır dört kapılı ve sportif coupe tasarımlı sedan modeller geliştirme çabasından çok önce pazardaki müşteri taleplerini iyi analiz eden Maserati, 2003 yılında yeni Quattroporte modeliyle lüks sınıfta yerini almıştı.
Aradan geçen yıllar içinde global çapta başarılı satış rakamlarına ulaşan Maserati Quattroporte ailesi, S model versiyonuyla başarısını taçlandırmaya devam ediyor. 4.7 litre silindir hacimli 430 HP'lik versiyonuyla donatılan ve 315 bin Euro'luk satış fiyatına sahip Maserati Quattroporte S, lüks 4 kapılı sporcu modeller trendinin öncüsü olmasıyla da dikkat çekiyor. LED'li ön ve arka aydınlatma gruplarıyla dikkat çeken Maserati Quattroporte S, daha geniş ızgara yapısıyla da farklı bir görünüm sergilemeyi başarıyor. 5 metreyi aşan uzunluğa ve 3 metreyi aşan aks mesafesine sahip Maserati Quattroporte S, 4 kapılı bir sedan ile sportif bir coupenin tek bir form altında başarıyla buluşmasını temsi ediyor. GranTurismo modelinden esintiler taşıyan yeni orta konsol yapısının yanı sıra daha sportif bir direksiyon simidine de sahip olan Quattroporte S, daha rahat koltuk düzeni, mükemmel ses yalıtımı ve kabin içindeki titreşimsizlik özellikleriyle ön plana çıkmayı başarıyor.
Bose ile birlikte geliştirilen yeni bir ses sistemiyle de artık donatılabilen Maserati Quattroqorte S'te böylece DVD oynatıcı, 40 GB'lik sabit disk ve iPod arayüzü ile TV alıcısı gibi ekipmanlara da yer veriliyor İtalyan spor otomobil mühendisliğinin en karakteristik yansımalarından biri olarak dikkat çeken Maserati'nin lüks sedanın S versiyonunun kaputu altında 4.7 litre hacimli V8 motor görev yapıyor. 430 HP güç ve 490 Nm tork üreten motor, 1990 kg'lik boş ağırlığa sahip Maserati Quattroporte S'in 280 km/s'lik son hıza erişmesini sağlarken, 0-100 km/s hızlanmasını ise 5.4 sn'de tamamlamasına yardımcı oluyor. Elektronik kontrollü ve sürekli ayarlanabilir Skyhook süspansiyon sisteminin daha sportifleştirilmiş versiyonuyla donatılan Maserati Quattroporte S, EBD destekli ABS ve ASR gibi aktif güvenlik sistemlerinin yanı sıra İtalyan üreticinin MSP olarak adlandırdığı elektronik stabilite programının da yardımıyla dinamik olduğu kadar maksimum güvenli bir sürüş performanısını da garanti edebiliyor.
Aradan geçen yıllar içinde global çapta başarılı satış rakamlarına ulaşan Maserati Quattroporte ailesi, S model versiyonuyla başarısını taçlandırmaya devam ediyor. 4.7 litre silindir hacimli 430 HP'lik versiyonuyla donatılan ve 315 bin Euro'luk satış fiyatına sahip Maserati Quattroporte S, lüks 4 kapılı sporcu modeller trendinin öncüsü olmasıyla da dikkat çekiyor. LED'li ön ve arka aydınlatma gruplarıyla dikkat çeken Maserati Quattroporte S, daha geniş ızgara yapısıyla da farklı bir görünüm sergilemeyi başarıyor. 5 metreyi aşan uzunluğa ve 3 metreyi aşan aks mesafesine sahip Maserati Quattroporte S, 4 kapılı bir sedan ile sportif bir coupenin tek bir form altında başarıyla buluşmasını temsi ediyor. GranTurismo modelinden esintiler taşıyan yeni orta konsol yapısının yanı sıra daha sportif bir direksiyon simidine de sahip olan Quattroporte S, daha rahat koltuk düzeni, mükemmel ses yalıtımı ve kabin içindeki titreşimsizlik özellikleriyle ön plana çıkmayı başarıyor.
Bose ile birlikte geliştirilen yeni bir ses sistemiyle de artık donatılabilen Maserati Quattroqorte S'te böylece DVD oynatıcı, 40 GB'lik sabit disk ve iPod arayüzü ile TV alıcısı gibi ekipmanlara da yer veriliyor İtalyan spor otomobil mühendisliğinin en karakteristik yansımalarından biri olarak dikkat çeken Maserati'nin lüks sedanın S versiyonunun kaputu altında 4.7 litre hacimli V8 motor görev yapıyor. 430 HP güç ve 490 Nm tork üreten motor, 1990 kg'lik boş ağırlığa sahip Maserati Quattroporte S'in 280 km/s'lik son hıza erişmesini sağlarken, 0-100 km/s hızlanmasını ise 5.4 sn'de tamamlamasına yardımcı oluyor. Elektronik kontrollü ve sürekli ayarlanabilir Skyhook süspansiyon sisteminin daha sportifleştirilmiş versiyonuyla donatılan Maserati Quattroporte S, EBD destekli ABS ve ASR gibi aktif güvenlik sistemlerinin yanı sıra İtalyan üreticinin MSP olarak adlandırdığı elektronik stabilite programının da yardımıyla dinamik olduğu kadar maksimum güvenli bir sürüş performanısını da garanti edebiliyor.
BDP'ye Beklenmedik Tepki Baba'dan Geldi
Cezaevlerinde, terör örgütü PKK/KCK militanlarının başlattığı ve BDP'nin de destek verdiği ölüm oruçlarıyla ilgili dikkat çekici bir mektup ortaya çıktı. Oğlu ölüm orucunda olan ve adının açıklanmasını istemeyen baba, "Oğlum açlık grevinde, elimden bir şey gelmiyor." dedi. BDP'ye seslenen çaresiz baba, "Mademki bu talepler çok mühimdir 14 senedir cezaevinde bulunan Abdullah Öcalan bugüne kadar bir gün bile açlık grevine gitmedi. Tutsak ailelerine açlık grevi için çağrı yapıyorsunuz. O zaman Mehmet Öcalan ve kardeşleri neden buna katılmıyor. Eğer Öcalan'ın özgürlüğü ve bazı hakları almanın yolu açlık grevi ise o zaman, bunu özgür insanlar yapar. Önce BDP vekilleri, parti başkanları, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının açlık grevine girmesi gerekmez mi? Daha sonra da halka sıra gelir.
" KCK tutuklularının cezaevlerinde başlattığı ölüm oruçlarını değerlendiren Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, cezaevlerinde 10 yıllardır ölümcül ve hayat hakkını tehdit eden ve giderek ölümlere yol açan bir oyun oynandığına dikkat çekti. Bu açlık grevleri oyunundan sonra onlarca Kürt ve Türk gencinin ölmesine rağmen açlık grevleriyle ilgili birçok değerlendirme ve eleştiri yazısı yazılmış olmasına rağmen, aynı trajedi-komik oyunun tekerrür etmeye devam ettiğini anlatan Güçlü, "Birileri ölüyor, birileri de ölenlerin üzerinde kendi tahtlarını sağlamlaştırmaya çalışıyorlar." dedi. Bu açlık grevlerinin son bulmaması halinde birçok Kürt gencinin ölmesinin kaçınılmaz olacağını belirten Güçlü, 12 Eylül sonrası askeri cezaevleri ve sivil cezaevleri yaşamının, tecrübesinin gösterdiği de ideolojik açlık grevleri konusunda PKK ve Dev-Sol örgütlerinin başı çeken örgütler olduğunu ifade etti. PKK'nın ölüm üzerine kendisini yapılandıran bir örgüt olduğuna dikkat çeken Güçlü, şöyle devam etti:
"Ölümden ve özellikle de öldürmekten zevk alan bir örgüt. PKK, kendi dışındaki Türk ve Kürt yurtsever devrimci örgütlerin yöneticilerini ve üyelerini öldürdü. Kürt toplumunun yönetici ve aklı olan toplum yöneticilerini öldürdü. Kendi içinde muhalefet yapan insanları öldürdü. Bunların sayısı on binleri buldu. PKK, Öcalan'ın 1999 yılında yakalanması ve Türkiye'ye getirilmesinden sonra da, Öcalan için kendini yakma ve öldürme enstrümanını kullanmaya başladı. Öcalan'ın cezaevindeki konumunu gerekçe göstererek kendini yakanlar ve öldürenler de oldu. Ama bu kendini öldürme olayları incelendiği zaman, hep sıradan insanların ve gençlerin kendi canlarına kıydıkları görülür. O kadar 'değer biçilen eylemler' olmasına rağmen, her nedense PKK kurmaylarının da bu eylemleri yapması gerekirken, bunu yapmadıkları görülür. Bu gerçek ve doğru, hem dağdaki PKK kurmayları ve hem de dağda olmayan önemli kariyerlere sahip olan PKK kurmayları açısından böyle.
Öcalan, 1999 yılında cezaevine girmesine rağmen, Onun da şu veya bu nedenle, özellikle de Kürtlerin ulusal hakları ve özgürlükleri için cezaevinde hiçbir eylem geliştirmemesi de başlı başına dikkate şayan ve üzerinde durmaya değer bir konudur. Fakat asıl önemli olan şey, PKK'nın geliştirdiği bu anlayışın, tümden sorgulanmasıdır, doğal karşılanmaması ve karşı çıkılmasıdır." "Ölüm oruçları sorunların çözümünde bir anahtar ise Öcalan, BDP milletvekilleri ve belediye başkanları neden ölüm oruçlarına yatmıyorlar?" diye soran Güçlü, "Bu, üzerinde durulacak ciddi bir sorundur. Gençleri ateş hattına sürmek kolaydır. Önemli olan ve belki de etkili olacak olan, eğer yararlıysa kurmayların ölüm orucuna yatmalarıdır. Oysa açlık grevindekilerin son basın toplantısında, açlık grevinde olanlar, kulaklarının Öcalan ve Kandil'de olduğunu açıkça ifade ettiler. Buna rağmen BDP ve açlık grevinin son bulması çabası içinde olanlar, Öcalan ve Kandil'den açlık grevlerine son vermeleri konusunda bir talepte bulunmuyorlar.
Doğrusu davranış kalıbı, oldukça dikkat çeken, kulağı tersinde gösteren bir davranış kalıbıdır. Evet, açlık grevleri Kandil'in emriyle gerçekleşti. Kandil'in istemesi halinde de son bulurlar. Açlık grevlerindeki ölümlerden hükümetin sorumlu olması ileri sürülürken asıl sorumlunun PKK'nın yönetimi olduğunu görmek gerekir. Bu nedenle topu taca atmaya kimsenin hakkı yoktur. Kandil'i dokunulmaz kılanların, silkelenip gerçekleri görmeleri gerekir. Öcalan ve Kandil neden açlık grevlerinin durdurması için gayret göstermiyor? Bu ciddi bir sorun olarak orta yerde." diye konuştu. Kürt siyasetçi ve yazar Güçlü, ölüm oruçlarıyla ilgili bir babanın yazdığı mektubu da kamuoyu ile paylaştı. Bu babanın BDP'yi de desteklediğine dikkat çeken Güçlü'ün açıkladığı mektup da şu ifadeler yer alıyor: "Oğlum açlık grevinde, elimden bir şey gelmiyor. Oğlum Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'nde 5. yılını doldurmaktadır.
Hâlen 3 yılı var. Artık görüşe de çıkmıyorlar. Tek bir oğlum var. Sadece haftada bir telefonla görüşüyoruz. Son konuşmamız geçen hafta sonu idi. Sesi iyi gelmiyordu. Bana dedi ki baba bu son telefon görüşmemiz artık çıkmayacağım. Belli ki ayakta duracak hali yok. Haberleri izliyorum BDP yöneticileri diyor ki 'Talepleri talebimizdir.' Şimdi sizin kanalınızla onlara soruyorum: Mademki bu talepler çok mühimdir 14 senedir cezaevinde bulunan Öcalan, bugüne kadar bir gün bile açlık grevine gitmedi. Tutsak ailelerine açlık grevi için çağrı yapıyorsunuz. O zaman Mehmet Öcalan ve kardeşleri neden buna katılmıyor. Eğer Apo'nun özgürlüğü ve bazı hakları almanın yolu açlık grevi ise o zaman, bunu özgür insanlar yapar. Önce BDP vekilleri, parti başkanları, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının açlık grevine girmesi gerekmez mi? Daha sonra da halka sıra gelir. Bildiğim kadarı ile bugüne kadar yapılan açlık grevleri cezaevi şartlarındaki kötü duruma karşı yapılır. Diğer talepleri zaten devlet kabul etmez.
Bir milletin meselesini eli kolu bağlı tutsaklar nasıl çözecek? Bu suallerime cevap verecek bir Kürt yetkili yok mu? Bizi aptal yerine koyuyorlar? Ama değiliz. Lanet olsun çocuklarımızı bu yola sevk edenlere. Öcalan'ın özgürlüğü için Diyarbakır'da yürüyüş yapmak istediler kimse katılmadı. Kimse kendini bir şahıs için riske atmıyor. Zorla mıdır? Şimdi de tutsakları ölüme gönderiyorlar ki ayaklanma olsun. Boşuna uğraşıyorlar. Bu yanlış yolda oğlum gitse de ben onların hiç bir etkinliğine katılmayacağım. Çünkü meydana çıktığımda oğlum için değil, Apo için çıkmış olacağım. Fakat içimde kan ağlıyor çaresiz durumdayım. Benim gibi düşünen ne kadar aile var onu da bilmiyorum. Bilsem ki bir grup toplayabilirim farklı bir tepki koyacağız. O da kimse yanaşmaz. İhanetçi olur yerimizde otururuz. Yani ne yapacağımı şaşırmış durumdayım."
" KCK tutuklularının cezaevlerinde başlattığı ölüm oruçlarını değerlendiren Kürt siyasetçi ve yazar İbrahim Güçlü, cezaevlerinde 10 yıllardır ölümcül ve hayat hakkını tehdit eden ve giderek ölümlere yol açan bir oyun oynandığına dikkat çekti. Bu açlık grevleri oyunundan sonra onlarca Kürt ve Türk gencinin ölmesine rağmen açlık grevleriyle ilgili birçok değerlendirme ve eleştiri yazısı yazılmış olmasına rağmen, aynı trajedi-komik oyunun tekerrür etmeye devam ettiğini anlatan Güçlü, "Birileri ölüyor, birileri de ölenlerin üzerinde kendi tahtlarını sağlamlaştırmaya çalışıyorlar." dedi. Bu açlık grevlerinin son bulmaması halinde birçok Kürt gencinin ölmesinin kaçınılmaz olacağını belirten Güçlü, 12 Eylül sonrası askeri cezaevleri ve sivil cezaevleri yaşamının, tecrübesinin gösterdiği de ideolojik açlık grevleri konusunda PKK ve Dev-Sol örgütlerinin başı çeken örgütler olduğunu ifade etti. PKK'nın ölüm üzerine kendisini yapılandıran bir örgüt olduğuna dikkat çeken Güçlü, şöyle devam etti:
"Ölümden ve özellikle de öldürmekten zevk alan bir örgüt. PKK, kendi dışındaki Türk ve Kürt yurtsever devrimci örgütlerin yöneticilerini ve üyelerini öldürdü. Kürt toplumunun yönetici ve aklı olan toplum yöneticilerini öldürdü. Kendi içinde muhalefet yapan insanları öldürdü. Bunların sayısı on binleri buldu. PKK, Öcalan'ın 1999 yılında yakalanması ve Türkiye'ye getirilmesinden sonra da, Öcalan için kendini yakma ve öldürme enstrümanını kullanmaya başladı. Öcalan'ın cezaevindeki konumunu gerekçe göstererek kendini yakanlar ve öldürenler de oldu. Ama bu kendini öldürme olayları incelendiği zaman, hep sıradan insanların ve gençlerin kendi canlarına kıydıkları görülür. O kadar 'değer biçilen eylemler' olmasına rağmen, her nedense PKK kurmaylarının da bu eylemleri yapması gerekirken, bunu yapmadıkları görülür. Bu gerçek ve doğru, hem dağdaki PKK kurmayları ve hem de dağda olmayan önemli kariyerlere sahip olan PKK kurmayları açısından böyle.
Öcalan, 1999 yılında cezaevine girmesine rağmen, Onun da şu veya bu nedenle, özellikle de Kürtlerin ulusal hakları ve özgürlükleri için cezaevinde hiçbir eylem geliştirmemesi de başlı başına dikkate şayan ve üzerinde durmaya değer bir konudur. Fakat asıl önemli olan şey, PKK'nın geliştirdiği bu anlayışın, tümden sorgulanmasıdır, doğal karşılanmaması ve karşı çıkılmasıdır." "Ölüm oruçları sorunların çözümünde bir anahtar ise Öcalan, BDP milletvekilleri ve belediye başkanları neden ölüm oruçlarına yatmıyorlar?" diye soran Güçlü, "Bu, üzerinde durulacak ciddi bir sorundur. Gençleri ateş hattına sürmek kolaydır. Önemli olan ve belki de etkili olacak olan, eğer yararlıysa kurmayların ölüm orucuna yatmalarıdır. Oysa açlık grevindekilerin son basın toplantısında, açlık grevinde olanlar, kulaklarının Öcalan ve Kandil'de olduğunu açıkça ifade ettiler. Buna rağmen BDP ve açlık grevinin son bulması çabası içinde olanlar, Öcalan ve Kandil'den açlık grevlerine son vermeleri konusunda bir talepte bulunmuyorlar.
Doğrusu davranış kalıbı, oldukça dikkat çeken, kulağı tersinde gösteren bir davranış kalıbıdır. Evet, açlık grevleri Kandil'in emriyle gerçekleşti. Kandil'in istemesi halinde de son bulurlar. Açlık grevlerindeki ölümlerden hükümetin sorumlu olması ileri sürülürken asıl sorumlunun PKK'nın yönetimi olduğunu görmek gerekir. Bu nedenle topu taca atmaya kimsenin hakkı yoktur. Kandil'i dokunulmaz kılanların, silkelenip gerçekleri görmeleri gerekir. Öcalan ve Kandil neden açlık grevlerinin durdurması için gayret göstermiyor? Bu ciddi bir sorun olarak orta yerde." diye konuştu. Kürt siyasetçi ve yazar Güçlü, ölüm oruçlarıyla ilgili bir babanın yazdığı mektubu da kamuoyu ile paylaştı. Bu babanın BDP'yi de desteklediğine dikkat çeken Güçlü'ün açıkladığı mektup da şu ifadeler yer alıyor: "Oğlum açlık grevinde, elimden bir şey gelmiyor. Oğlum Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'nde 5. yılını doldurmaktadır.
Hâlen 3 yılı var. Artık görüşe de çıkmıyorlar. Tek bir oğlum var. Sadece haftada bir telefonla görüşüyoruz. Son konuşmamız geçen hafta sonu idi. Sesi iyi gelmiyordu. Bana dedi ki baba bu son telefon görüşmemiz artık çıkmayacağım. Belli ki ayakta duracak hali yok. Haberleri izliyorum BDP yöneticileri diyor ki 'Talepleri talebimizdir.' Şimdi sizin kanalınızla onlara soruyorum: Mademki bu talepler çok mühimdir 14 senedir cezaevinde bulunan Öcalan, bugüne kadar bir gün bile açlık grevine gitmedi. Tutsak ailelerine açlık grevi için çağrı yapıyorsunuz. O zaman Mehmet Öcalan ve kardeşleri neden buna katılmıyor. Eğer Apo'nun özgürlüğü ve bazı hakları almanın yolu açlık grevi ise o zaman, bunu özgür insanlar yapar. Önce BDP vekilleri, parti başkanları, belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının açlık grevine girmesi gerekmez mi? Daha sonra da halka sıra gelir. Bildiğim kadarı ile bugüne kadar yapılan açlık grevleri cezaevi şartlarındaki kötü duruma karşı yapılır. Diğer talepleri zaten devlet kabul etmez.
Bir milletin meselesini eli kolu bağlı tutsaklar nasıl çözecek? Bu suallerime cevap verecek bir Kürt yetkili yok mu? Bizi aptal yerine koyuyorlar? Ama değiliz. Lanet olsun çocuklarımızı bu yola sevk edenlere. Öcalan'ın özgürlüğü için Diyarbakır'da yürüyüş yapmak istediler kimse katılmadı. Kimse kendini bir şahıs için riske atmıyor. Zorla mıdır? Şimdi de tutsakları ölüme gönderiyorlar ki ayaklanma olsun. Boşuna uğraşıyorlar. Bu yanlış yolda oğlum gitse de ben onların hiç bir etkinliğine katılmayacağım. Çünkü meydana çıktığımda oğlum için değil, Apo için çıkmış olacağım. Fakat içimde kan ağlıyor çaresiz durumdayım. Benim gibi düşünen ne kadar aile var onu da bilmiyorum. Bilsem ki bir grup toplayabilirim farklı bir tepki koyacağız. O da kimse yanaşmaz. İhanetçi olur yerimizde otururuz. Yani ne yapacağımı şaşırmış durumdayım."
Asker Sevkiyatlarında CASA'lar Devrede
Genelkurmay Başkanlığı'nın asker sevkıyatlarının havadan yapılmasına ilişkin emrinin ardından, asker sevkıyatlarında CASA tipi uçaklar da kullanılmaya başlandı.
Genelkurmay Başkanlığı'nın yeni sevkıyat planlamasına CASA uçaklar da dahil edildi. Planlamaya göre kargo ve nakliye görevi nedeniyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gelen CASA CN-235 tipi uçaklar, geri döndükleri zaman kapasitelerini aşmayacak sayıda askeri de taşıyabilecek.
Helikopter ile ana merkezlere taşınan askerler, Askeri Hava Üssü bulunan Malatya, Bandırma, Konya, Eskişehir, Merzifon ve Ankara'ya CASA'larla da taşınabilecek. Planlamaya göre her CASA uçağına yaklaşık 10-15 arasında değişen sayılarla asker alınabilecek.
Uçağın uçuş güzergahı kapsamındaki illerden Güneydoğu'ya gelen askerlerin de bu uçaklardan faydalanabileceği belirtilirken, uçuşların ücretsiz olarak yapılacağı belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı geçtiğimiz günlerde bir emir yayınlayarak askeri konvoylara yapılan terör saldırıları nedeniyle kritik bölgelerdeki asker sevkıyatlarının havadan yapılmasını istemişti. Yayınlanan emirde terör olayları nedeniyle riskli olan bölgelerdeki askerlerin, havaalanı olan illere getirilerek buradan da havayoluyla memleketlerine gönderileceği belirtilmişti. Yeni sevkıyat planlaması ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı'nın da askerlerin nakledilmesi için Türk Hava Yolları ile bir anlaşma yaptığı açıklanmıştı. Hafif nakliye uçağı olarak kullanılan CASA'lardan Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde 62 uçak bulunuyor. İspanyol ve Endonezyalı IPTN firmalarının ürettiği CASA CN-235 Türkiye'de lisansları alınarak TUSAŞ tarafından üretiliyor. 1991 yılından beri Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan CASA'larda 44 kişiye kadar personel taşıması yapılabiliyor.
Uçağın uçuş güzergahı kapsamındaki illerden Güneydoğu'ya gelen askerlerin de bu uçaklardan faydalanabileceği belirtilirken, uçuşların ücretsiz olarak yapılacağı belirtildi. Genelkurmay Başkanlığı geçtiğimiz günlerde bir emir yayınlayarak askeri konvoylara yapılan terör saldırıları nedeniyle kritik bölgelerdeki asker sevkıyatlarının havadan yapılmasını istemişti. Yayınlanan emirde terör olayları nedeniyle riskli olan bölgelerdeki askerlerin, havaalanı olan illere getirilerek buradan da havayoluyla memleketlerine gönderileceği belirtilmişti. Yeni sevkıyat planlaması ile ilgili olarak Milli Savunma Bakanlığı'nın da askerlerin nakledilmesi için Türk Hava Yolları ile bir anlaşma yaptığı açıklanmıştı. Hafif nakliye uçağı olarak kullanılan CASA'lardan Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde 62 uçak bulunuyor. İspanyol ve Endonezyalı IPTN firmalarının ürettiği CASA CN-235 Türkiye'de lisansları alınarak TUSAŞ tarafından üretiliyor. 1991 yılından beri Türk Hava Kuvvetleri tarafından kullanılan CASA'larda 44 kişiye kadar personel taşıması yapılabiliyor.
THY Uçakları Uçamadı
Türk Hava Yolları'nın kullandığı network sisteminde yurt dışı kaynaklı meydana gelen arıza nedeniyle seferlerde gecikmeler yaşandı. Gecikmeler nedeniyle uçaklar kalkamayınca Atatürk Havalimanı'nda park yeri sıkıntısı meydana geldi.
THY'nin kullandığı network sistemlerinde saat 10.00 sıralarında yurt dışı kaynaklı bir arıza meydana geldi.
Sistemde meydana gelen arıza nedeniyle uçakların kalkış yapabilmeleri için gerekli bütün işlemler manuel (elle) yapılınca işlemler zamanında gerçekleştirilemedi.
Arıza nedeniyle THY'nin Atatürk Havalimanı'ndan gerçekleştireceği iç ve dış hat seferlerinde 1 ila 2 saat arası gecikmeler meydana geldi. Gecikmeden dolayı yolcular havalimanında THY uçakları ise Atatürk Havalimanı apronunda beklemek zorunda kaldı.
Atatürk Havalimanı'nda park yeri sıkıntı ortaya çıktı.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi yetkilileri 17-35 pistine çıkış yapılan B4 ve B5 numaralı taksi yollarını trafiğe kapattı. ARIZA GİDERİLDİ Türk Hava Yolları'nın uçuş plan sistemi (Flywize)'nde meydana gelen network arızasının giderildiği öğrenildi. Türk Hava Yolları yetkililerinden alınan bilgiye göre, arızanın giderilmesiyle uçuşların ilerleyen saatlerde normale döneceği öğrenildi. Sabah saatlerinde THY'nin kullandığı uçuş plan sisteminde network arızası meydana gelmişti. Arıza sebebiyle THY'nin iç ve dış hat seferlerinde uzun süreli gecikmeler meydana gelmişti. Gecikmelerden dolayı Türk Hava Yolları'na ait yolcu uçakları apronda kalırken, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ( DHMİ) yetkilileri 17-35 pistine çıkış yapılan B5 ve B4 taksi yollarını trafiğe kapatarak park yeri olarak uçakların kullanıma açılmıştı.
GECİKMELERİN YAŞANDIĞI İÇ VE DIŞ HAT SEFERLERİ
Uçuş plan sisteminde meydana gelen network arızası nedeniyle Türk Hava Yolları'nın Atatürk Havalimanı'ndan yapmayı planladığı iç ve dış hat seferlerine gecikmeler meydana geldi. Gecikmelerin yaşandığı dış hat seferleri; Atina, Selanik, Tiflis,St Petersburg,Madrid, Helsinki, Barselona, Oslo, Londra (2 saat), Amsterdam, Brüksel, Hannover, Cenevre, Akra, Kopenhang, Köln, Nürnberg, Milano, Münih, Bologna, Roma
GECİKMELERİN YAŞANDIĞI İÇ HAT SEFERLERİ
Kars, Mardin, Batman, Ankara, Adana, Antalya, Kayseri, İzmir, Hatay, Samsun, Sinop, Antalya, Trabzon, Bodrum, Dalaman
Devlet Hava Meydanları İşletmesi yetkilileri 17-35 pistine çıkış yapılan B4 ve B5 numaralı taksi yollarını trafiğe kapattı. ARIZA GİDERİLDİ Türk Hava Yolları'nın uçuş plan sistemi (Flywize)'nde meydana gelen network arızasının giderildiği öğrenildi. Türk Hava Yolları yetkililerinden alınan bilgiye göre, arızanın giderilmesiyle uçuşların ilerleyen saatlerde normale döneceği öğrenildi. Sabah saatlerinde THY'nin kullandığı uçuş plan sisteminde network arızası meydana gelmişti. Arıza sebebiyle THY'nin iç ve dış hat seferlerinde uzun süreli gecikmeler meydana gelmişti. Gecikmelerden dolayı Türk Hava Yolları'na ait yolcu uçakları apronda kalırken, Devlet Hava Meydanları İşletmesi ( DHMİ) yetkilileri 17-35 pistine çıkış yapılan B5 ve B4 taksi yollarını trafiğe kapatarak park yeri olarak uçakların kullanıma açılmıştı.
GECİKMELERİN YAŞANDIĞI İÇ VE DIŞ HAT SEFERLERİ
Uçuş plan sisteminde meydana gelen network arızası nedeniyle Türk Hava Yolları'nın Atatürk Havalimanı'ndan yapmayı planladığı iç ve dış hat seferlerine gecikmeler meydana geldi. Gecikmelerin yaşandığı dış hat seferleri; Atina, Selanik, Tiflis,St Petersburg,Madrid, Helsinki, Barselona, Oslo, Londra (2 saat), Amsterdam, Brüksel, Hannover, Cenevre, Akra, Kopenhang, Köln, Nürnberg, Milano, Münih, Bologna, Roma
GECİKMELERİN YAŞANDIĞI İÇ HAT SEFERLERİ
Kars, Mardin, Batman, Ankara, Adana, Antalya, Kayseri, İzmir, Hatay, Samsun, Sinop, Antalya, Trabzon, Bodrum, Dalaman
Kavurmanın Yanında Bol Yeşil Salata Tüketin
Kurban bayramlarının olmazsa olmazı kavurma, bu bayramda da sofralarda yerini alacak. Ancak siz siz olun kavurmanın yanında bol yeşil salata yemeyi ihmal etmeyin. Zira yeşil yapraklı sebzelerde bol bulunan C vitamini, etin içindeki demirin vücut tarafından emilimini artırıyor.
Kurban bayramında adettendir, kurban etinden kavurma hem ailece yenir hem de gelene ikram edilir. Ancak bayram boyunca tüketilen etin sadece posa olarak kalmaması, içindeki demirden maksimum faydalanılabilmesi için Esteworld Plastik Cerrahi Hastaneleri Uzmanlarından Diyetisyen İpek Konuralp, bol yeşil salata tüketilmesini önerdi.
Kırmızı etin yapısında fazla miktarda demir bulunduğunu belirten Diyetisyen İpek Konuralp, C vitamininin, demirin vücut içindeki biyo yararlılığını artırdığını söyledi.
Etin sindirimi zor olan bir besin olduğunu hatırlatan Konuralp, kurban bayramında gereğinden fazla et tüketilmesinin sindirim sorunlarını beraberinde getireceğinin altını çizdi. Diyetisyen Konuralp, mide ve bağırsak rahatsızlığı yaşamamak için şunları önerdi: "Etin aşırı miktarda tüketimi sindirimi güçleştirecek hatta kabızlığa neden olacaktır. Ancak eti en az bir gece dinlendirip sonra tüketirseniz hem daha lezzetli olacak hem de hazımsızlık sorunu yaşatmayacaktır. Tabi midesinde sağlık problemi olan kişiler, yine de et tüketimine dikkat etmeliler." İçeriğinde doymamış yağlar bulunduran etin pişirme teknikleri de son derece önemli. Kavurma ve kızartma fazla yağ alımı ile birlikte kan yağlarının yükselmesine neden oluyor.
Diyetisyen ipek Konuralp, kurban etinden kavurma yapmak yerine etin haşlamasını ya da ızgara yapılmasını önerdi. Konuralp, "illa ki kavurma yapmak isteniyorsa en azından yağsız kavurmayı tercih etsinler. Kalp ve damar hastaları yağsız dahi olsa kavurma yemekten kaçınmalılar." dedi. Etin pişirilmesinde dikkat edilecek bir diğer husus da etin pişerken ateşle direkt temas etmemesi. Çünkü, etin ateşe yakın olması hem kanserojen öğelerin oluşumuna neden olduğu gibi, B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına da yol açıyor. Ayrıca Diyetisyen İpek Konuralp, besin zehirlenmelerine yol açmaması için etin uygun koşullarda muhafaza edilmesi ve iyi pişirilmesini öneriyor.
Etin sindirimi zor olan bir besin olduğunu hatırlatan Konuralp, kurban bayramında gereğinden fazla et tüketilmesinin sindirim sorunlarını beraberinde getireceğinin altını çizdi. Diyetisyen Konuralp, mide ve bağırsak rahatsızlığı yaşamamak için şunları önerdi: "Etin aşırı miktarda tüketimi sindirimi güçleştirecek hatta kabızlığa neden olacaktır. Ancak eti en az bir gece dinlendirip sonra tüketirseniz hem daha lezzetli olacak hem de hazımsızlık sorunu yaşatmayacaktır. Tabi midesinde sağlık problemi olan kişiler, yine de et tüketimine dikkat etmeliler." İçeriğinde doymamış yağlar bulunduran etin pişirme teknikleri de son derece önemli. Kavurma ve kızartma fazla yağ alımı ile birlikte kan yağlarının yükselmesine neden oluyor.
Diyetisyen ipek Konuralp, kurban etinden kavurma yapmak yerine etin haşlamasını ya da ızgara yapılmasını önerdi. Konuralp, "illa ki kavurma yapmak isteniyorsa en azından yağsız kavurmayı tercih etsinler. Kalp ve damar hastaları yağsız dahi olsa kavurma yemekten kaçınmalılar." dedi. Etin pişirilmesinde dikkat edilecek bir diğer husus da etin pişerken ateşle direkt temas etmemesi. Çünkü, etin ateşe yakın olması hem kanserojen öğelerin oluşumuna neden olduğu gibi, B1, B12, folik asit gibi vitaminlerin kaybına da yol açıyor. Ayrıca Diyetisyen İpek Konuralp, besin zehirlenmelerine yol açmaması için etin uygun koşullarda muhafaza edilmesi ve iyi pişirilmesini öneriyor.
26 Ekim 2012 Cuma
İstanbul Auto Show'da Toyota Gt86 Şov
Toyota spor otomobile bakışı değiştiren yeni otomobili GT86 ile İstanbul Autoshow'da büyük bir sürpriz yapacak. Diğer Toyota modellerinden ayrı olarak 9.Salon'da sergilenen GT86 ziyaretçileri buraya kurulan simülatör ile "Adrenalin Fırtınasına" tutulacaklar. 9 kişinin aynı anda İstanbul sokaklarında müthiş bir kovalamacanın içinde olacağı GT86 simülatöründe heyecanın yanında en üst düzeyde sürüş keyfi de yaşanacak.
Hareketli koltuklara oturarak, ses ve ışık sistemiyle kendinizi GT86'nın içinde hissedeceğiniz simülatörde fonu İstanbul olan adrenalini yüksek bir maceranın içinde olacaksınız. Tutku ile üretilen bu spor otomobilin koltuğunda heyecanlı dakikalar yaşamak için yapmanız gereken tek şey İstanbul Autoshow'da 9. Salondaki GT86 standına uğramak olacak.
Komutan Dayağı Sakat Bıraktı
Konya'nın Çumra İlçesi'nde oturan Veli Can, Jandarma Komanda Er oğlu Mustafa Can'ın, acemi birliğinde dayak yüzünden belinden rahatsızlandığı ve gerekli tedavinin zamanında yapılmadığı iddiasıyla Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere Jandarma Genel Komutanlığı ve Çumra Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğunu söyledi.
Konya'nın Çumra İlçesi'nde oturan 20 yaşındaki Mustafa Can, geçen mayıs ayında vatani görevini yerine getirmek için Manisa Kırkağaç Jandarma Komanda Er Eğitim Komutanlığı'nda er olarak askerlik görevine başladı. Acemi eğitiminin bitmesine 1 ay kala, komutanı Uzman Çavuş M.Ö. tarafından sopayla dövüldüğünü iddia eden Mustafa Can, revirde 3 gün kaldığını ve basit bir tobbi müdahalenin ardından taburcu edildiğini iddia etti.
Ağustos ayında memleketine dağıtım iznine geldikten sonra hala belindeki ağrının devam etmesi üzerine Konya Askeri Hastane'ye gittiğini belirten Mustafa Can, "Buradaki doktorlar beni usta birliğime gittiğimde, oradaki askeri hastanelerde tedavi olabileceğimi söyleyip geri gönderdi" dedi. Usta birliği için Kilis Elbey İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittiğini ifade eden Can, "Buradaki komutanlarıma durumu anlattım. Hatay ve Gaziantep'deki askeri hastanelere gittim. Ama tanı koymayıp, beni gönderdiler. Ağrılarım şiddetli bir şekilde devam edince, komutanım beni tedavi olmam için memleketime izine gönderdi. Ekim ayı başında yine Konya Askeri Hastane'ye gittim. Burada zincir kemiğinde birden fazla kırık ve disk kayması tanısı koydular. Tedavi olmam için Etimesgut Askeri Hastane'ye sevk edildi. Buradaki doktorlar birliğimden sevk edilmem gerektiğini belirtim, beni geri gönderdi. Tekrar Konya Askeri Hastane'ye gittim. Bu seferde Meram Tıp Fakültesi'ne sevk ettiler. Orada da aynı tanı kondu. Bir süre hastanede kaldım. İlaçlı tedavim devam ediyor ve 1 ay rapor aldım" diye konuştu.
Ağustos ayında memleketine dağıtım iznine geldikten sonra hala belindeki ağrının devam etmesi üzerine Konya Askeri Hastane'ye gittiğini belirten Mustafa Can, "Buradaki doktorlar beni usta birliğime gittiğimde, oradaki askeri hastanelerde tedavi olabileceğimi söyleyip geri gönderdi" dedi. Usta birliği için Kilis Elbey İlçe Jandarma Komutanlığı'na gittiğini ifade eden Can, "Buradaki komutanlarıma durumu anlattım. Hatay ve Gaziantep'deki askeri hastanelere gittim. Ama tanı koymayıp, beni gönderdiler. Ağrılarım şiddetli bir şekilde devam edince, komutanım beni tedavi olmam için memleketime izine gönderdi. Ekim ayı başında yine Konya Askeri Hastane'ye gittim. Burada zincir kemiğinde birden fazla kırık ve disk kayması tanısı koydular. Tedavi olmam için Etimesgut Askeri Hastane'ye sevk edildi. Buradaki doktorlar birliğimden sevk edilmem gerektiğini belirtim, beni geri gönderdi. Tekrar Konya Askeri Hastane'ye gittim. Bu seferde Meram Tıp Fakültesi'ne sevk ettiler. Orada da aynı tanı kondu. Bir süre hastanede kaldım. İlaçlı tedavim devam ediyor ve 1 ay rapor aldım" diye konuştu.
Kalp Hastaları Kurban Bayramında Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Diyete özellikle dikkat etmesi gereken hastalarımız; koroner kalp hastalığı diye tanımladığımız kalbin kendisini besleyen damarlarda hastalık tespit edilmiş olanlar, kalp yetmezliği olanlar ve hipertansiyonu olan hastalarımızdır.
Medicana Konya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet SOYLU, Ayrıca, herhangi bir kalp hastalığı olsun ya da olmasın şeker hastalığı olanlar, böbrek hastalığı olanlar ve kolesterol yüksekliği olan hastalarında diyetlerine dikkat etmeleri gerektiğini tekrar hatırlatmak isterim.
SOYLU,Maalesef diyete uymanın en zor olduğu zaman dilimleri müslümanlar olarak her yıl dörtgözle beklediğimiz ve büyük bir sevinçle kutladığımız ramazan ve özellikle de et ve sakatat tüketiminin çok arttığı kurban bayramlarıdır. Elbette kurban bayramının olmazsa olmazı olan et ürünlerini yukarıda bahsettiğimiz hastalıkları olan hastalarımız da yiyebilir, fakat ölçüyü kaçırmamakşartıyla.
Herşeyden önce etin yağsız kısımları seçilmelidir. Uzmanı Doç. Dr. Ahmet SOYLU, Ayrıca kuyruk yağı ve tereyağı kullanılarak yapılan kavurma yerine ızgara veya haşlama et tercih edilmelidir. Kolesterolden çok zengin olan sakatatlar ancak tadımlık olarak tüketilebilir. Karnımızı tıka basa doldurmaktan kaçınmalı ve mutlaka et yemeklerinin yanında sebze ve salata gibi bitkisel gıdaları da ihmal etmemeliyiz. Kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olan hastalar bu önerilere ilave olarak ayrıca tuz tüketimini artırmamaya da mutlaka dikkat etmelidirler. Özellikle şeker hastaları tatlı tüketiminde daha özenli olmalıdırlar. Ayrıca böbrek ve/veya gut hastalığı olanların aşırı protein tüketimi nedeniyle sıkıntı yaşayabileceklerini de hatırlatmak gerekir. SOYLU,Elbette hastalarımız için en doğrusu her zamanki diyete bayramlarda da devam edebilmektir. Ayrıca herhangi bir hastalığımız olmasa bile bayramlar da dahil her zaman sağlıklı beslenme kurallarına uymaya çalışmalıyız. Tüm islam aleminin kurban bayramını tebrik eder, sağlıklı ve huzurlu nice bayramlar geçirmemizi temenni ederim.
Herşeyden önce etin yağsız kısımları seçilmelidir. Uzmanı Doç. Dr. Ahmet SOYLU, Ayrıca kuyruk yağı ve tereyağı kullanılarak yapılan kavurma yerine ızgara veya haşlama et tercih edilmelidir. Kolesterolden çok zengin olan sakatatlar ancak tadımlık olarak tüketilebilir. Karnımızı tıka basa doldurmaktan kaçınmalı ve mutlaka et yemeklerinin yanında sebze ve salata gibi bitkisel gıdaları da ihmal etmemeliyiz. Kalp yetmezliği ve hipertansiyonu olan hastalar bu önerilere ilave olarak ayrıca tuz tüketimini artırmamaya da mutlaka dikkat etmelidirler. Özellikle şeker hastaları tatlı tüketiminde daha özenli olmalıdırlar. Ayrıca böbrek ve/veya gut hastalığı olanların aşırı protein tüketimi nedeniyle sıkıntı yaşayabileceklerini de hatırlatmak gerekir. SOYLU,Elbette hastalarımız için en doğrusu her zamanki diyete bayramlarda da devam edebilmektir. Ayrıca herhangi bir hastalığımız olmasa bile bayramlar da dahil her zaman sağlıklı beslenme kurallarına uymaya çalışmalıyız. Tüm islam aleminin kurban bayramını tebrik eder, sağlıklı ve huzurlu nice bayramlar geçirmemizi temenni ederim.
Silopi'de Petrol Boru Hattına Bombalı Saldırı
Şırnak'ın Silopi İlçesi yakınlarından geçen BOTAŞ'a ait Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına dün gece PKK'lılar tarafından sobataj düzenlendi. Boru hattına yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla çıkan yangın kontrol altına alınırken, petrol akışı durduruldu.
Silopi'nin Doruköy yakınlarından geçen BOTAŞ'a ait Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattına dün gece bir grup PKK'lı tarafından sabotaj düzenlendi. Boru hattına yerleştirilen bombanın patlatılmasıyla yangın çıktı. Petrol akışı hemen durdurulurken, çıkan yangın ise itfaiye ekipleri tarafından kontrol altına alındı. Bugün yer yer alevlerin yükseldiği bölgede, köylüler sulama amaçlı kullandıkları bir dereye petrol sızıntısını önlemek için setler kurdu.
PKK'lılar 26 günü de aynı bölgede hatta sabotaj düzenlemiş, meydana gelen patlamada Suriye uyruklu kadın 1 PKK'lı ölmüştü.
Suriye'de Ateşkese Rağmen Kan Durmadı
Kurban Bayramı'nda Esed yönetimi ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) arasında ateşkes planının yürürlüğe girmesinin ardından, Suriye'nin muhtelif bölgelerinde Esed güçlerinin operasyonlarına devam ettiği bildirildi.
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR), 6'sı kadın, 3'ü çocuk Şam'da 16, Deyr'uz-Zor'da 8, Humus'ta 5, İdlib'te 5, Dera'da 3, Halep'te 2 ve Hama'da 1 kişi olmak üzere 40 kişinin Esed güçleri tarafından öldürüldüğünü açıkladı.
Yerel Koordinasyon Komiteleri (LCC) ise Esed güçlerinin muhaliflerden kendilerine bir saldırı olmaksızın ateşkesi ihlal ederek 95 yeri bombaladığını duyurdu. LCC, Esed ordusuna ait savaş uçaklarının bazı bölgeleri bombaladığına yönelik video görüntülerini kendi resmi sitesinde yayınladı. Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve hükümet yetkililerinin, Şam'ın en büyük camisi Emevi Camisi yerine küçük bir mescitte bayram namazı kıldığı görüntüler devlet televizyonunda yayınlandı. Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 5 kişi öldü, 32 kişi yaralandı. Devlet televizyonu, Sünni mahallesi Def el Şuk'ta bir çocuk parkı yakınındaki patlamaya bomba yüklü aracın sebep olduğunu duyurdu. Ölü ve yaralılar arasında çocukların da olduğu belirtiliyor. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildiği, birçok binanın da hasar gördüğü belirtildi.
Yerel Koordinasyon Komiteleri (LCC) ise Esed güçlerinin muhaliflerden kendilerine bir saldırı olmaksızın ateşkesi ihlal ederek 95 yeri bombaladığını duyurdu. LCC, Esed ordusuna ait savaş uçaklarının bazı bölgeleri bombaladığına yönelik video görüntülerini kendi resmi sitesinde yayınladı. Öte yandan Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ve hükümet yetkililerinin, Şam'ın en büyük camisi Emevi Camisi yerine küçük bir mescitte bayram namazı kıldığı görüntüler devlet televizyonunda yayınlandı. Suriye'nin başkenti Şam'ın güneyinde meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 5 kişi öldü, 32 kişi yaralandı. Devlet televizyonu, Sünni mahallesi Def el Şuk'ta bir çocuk parkı yakınındaki patlamaya bomba yüklü aracın sebep olduğunu duyurdu. Ölü ve yaralılar arasında çocukların da olduğu belirtiliyor. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildiği, birçok binanın da hasar gördüğü belirtildi.
Devlet Bahçeli'den '29 Ekim' Uyarısı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda yapılması planlanan yürüyüşle ilgili, ''Bazı sivil toplum kuruluşlarının Ortadoğu'daki bazı özentilere heveslenerek 'halk hareketi başlatıyoruz', 'halk yürüyüşü yapıyoruz' derken bir krize Türkiye'yi sokmaları ve bunu da bazı siyasi partilerin çok sıcak sahiplenmeleri doğru değildir'' dedi.
Bahçeli, genel başkan yardımcıları, parti yöneticileri, bazı milletvekilleri ve partililerle parti genel merkezinde bayramlaştı.
Bahçeli, burada yaptığı açıklamada, Ankara Valiliği'nin, muhalefetin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda yapmayı planladığı yürüyüşe izin vermemesine ilişkin CHP'nin tepkisine değindi ve Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye istihbaratlarla yönetilen bir devlet değildir, demokrasi özgürlük var mı var. Anayasada ne yazıyor, oplantı yapma hakkı var her vatandaşın. İstihbarat geldi yasaklıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Yasak geldiği için törenlerde değil halkın arasında olacağım. Resmi törenlerde olmak kolay, halkın arasında olmak zor. Ben CHP lideri olarak zoru seçiyorum. Bir bedeli olacaksa ödemeye hazırım." sözlerine tepki gösterdi: "Cumhuriyet yürüyüşü kriz yaratır" dedi. Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın kutlanmasının yıllardan beri yasalarla belirlendiğini ve bu anlamda bir gelenek oluştuğunu, bu geleneği daha iyiye doğru götürecek katkılarda bulunmak yerine bir krizin başlatılma sebebi haline getirilirse büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.
Bahçeli, burada yaptığı açıklamada, Ankara Valiliği'nin, muhalefetin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda yapmayı planladığı yürüyüşe izin vermemesine ilişkin CHP'nin tepkisine değindi ve Kılıçdaroğlu'nun "Türkiye istihbaratlarla yönetilen bir devlet değildir, demokrasi özgürlük var mı var. Anayasada ne yazıyor, oplantı yapma hakkı var her vatandaşın. İstihbarat geldi yasaklıyoruz. Böyle bir şey olabilir mi? Yasak geldiği için törenlerde değil halkın arasında olacağım. Resmi törenlerde olmak kolay, halkın arasında olmak zor. Ben CHP lideri olarak zoru seçiyorum. Bir bedeli olacaksa ödemeye hazırım." sözlerine tepki gösterdi: "Cumhuriyet yürüyüşü kriz yaratır" dedi. Bahçeli, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın kutlanmasının yıllardan beri yasalarla belirlendiğini ve bu anlamda bir gelenek oluştuğunu, bu geleneği daha iyiye doğru götürecek katkılarda bulunmak yerine bir krizin başlatılma sebebi haline getirilirse büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi.
Berlusconi'ye Hapis Şoku
Eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi, vergi kaçırmaktan 4 yıl hapse mahkum edildi.
İtalyan devi Milan'ın sahibi ve başkanı olan Silvio Berlusconi, vergi kaçırma suçlamasıyla 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Eski İtalya Başbakan'ı olan 76 yaşındaki Berlusconi, Amerikan filmlerinin İtalya'daki yayın hakkını satın aldığı fiyattan farklı gösterek vergi kaçırmaktan suçlu bulundu.
Berlusconi ve beraberindeki 10 kişi bu davada yargılandığı ve kaçırılan verginin yaklaşık 250 milyon euro dolaylarında olduğu öğrenildi.
Kasımpaşa - Beşiktaş Maçı 26 Ekim 2012
Süper Lig'in 9. haftasında Beşiktaş Kasımpaşa'yı 3-1 mağlup etti.Spor Toto Süper Lig’in 9. haftasında yarın Kasımpaşa’ya konuk olacak Beşiktaş, galibiyet hasretini sona erdirme peşinde. Ligde yaptığı son 4 maçta 3 yenilgi ve 1 beraberlik alarak galibiyet yüzü göremeyen siyah-beyazlılar, Kasımpaşa’yı yenerek, bu kez haftayı 3 puanla sonlandırmanın hesaplarını yapıyor. Beşiktaş takımı, geride kalan 8 haftanın ardından 9 puan toplayarak, kendisine 12. sırada yer buldu. Siyah-beyazlı takımda Kasımpaşa maçı öncesi Muhammet Demirci, Mustafa Pektemek, Mehmet Akgün, Necip Uysal ve İsmail Köybaşı’nın sakatlıkları sürerken, dünkü çalışmada sakatlık yaşayan Roberto Hilbert’in durumu ise bu akşam gerçekleştirilecek çalışmada netlik kazanacak. Recep Tayyip Erdoğan Stadı’nda saat 20.00’de başlayacak Kasımpaşa-Beşiktaş karşılaşmasını hakem Tolga Özkalfa yönetecek.
Şanlıurfa Sel'e Teslim
Trakya, Gaziantep ve Adıyaman'ın ardından bu kez de Şanlıurfa'yı sel vurdu! Yüzlerce araç yolda kaldı.
Şanlıurfa'da sel suları nedeniyle Şanlıurfa Akçakale karayolu ulaşıma kapandı, yüzlerce araç yolda kaldı.
Kent merkezinde de sel suları yolların kapanmasına neden oldu. Yer yer yarım metreyi bulan sel suları nedeniyle araçlar yollarda kaldı. Sürücüler ve araçlarda bulunanlar kendi çabalarıyla çıkıp güvenli noktalara gitti.
Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde aşırı yağışlar sel ve su baskınlarına neden oldu. Sele kapıldığı ileri sürülen iki kişinin kayıp olduğu
belirtildi. Olay yerine çok sayıda itfaiye ve kurtarma ekipleri sevk edildi.
24 Ekim 2012 Çarşamba
Fiat Büyük 500'le Fuarda
5 yılda global anlamda satışları 800 bin adeti geçerek büyük bir ticari başarı kazanan Fiat'ın efsane modeli 500'ün tasarım öğelerini taşıyan yeni modeli Fiat 500L, 2013 yılı itibariyle ülkemizde de satışa sunulmadan önce Kasım ayında düzenlenecek İstanbul Autoshow Fuarı kapsamında Türkiye'de görücüye çıkacak. Bir MPV'nin fonksiyonelliği ve geniş yaşam alanına sahip olan Fiat 500L, bir kompakt SUV'un tasarımı ve sürüş özeliklerini sunmasıyla da öne çıkıyor. Fiat 500L, farklı sınıflardaki araçların özelliklerin bir araya geldiği sıra dışı bir otomobil olarak dikkat çekiyor.
Fiat 500L modeliyle yeni yıla hızlı bir giriş yapmayı amaçladıklarını dile getiren Fiat Marka Direktörü Okan Baş, "Kendini tüm dünyada sevdiren tasarım ikonu Fiat 500'ün hatlarını bir MPV'nin fonksiyonel yönleri ve SUV'nin sürüş özelikleriyle birleştiren Fiat 500L'yi ilk olarak fuar kapsamında sergileyerek Türk müşterilerin beğenisini ölçümlemeyi amaçlıyoruz" açıklamasını yaptı.
Fiat'ın yeni müşteri taleplerini karşılama hedefinin bir parçası olarak ilk olarak 2012 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan Fiat 500L, 2012 İstanbul Autoshow Fuara kapsamında Türk otomobil severlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, "Kendini tüm dünyada sevdiren tasarım ikonu Fiat 500'ün hatlarını bir MPV'nin fonksiyonel yönleri ve SUV'nin sürüş özelikleriyle birleştiren Fiat 500L'yi ilk olarak fuar kapsamında sergileyerek Türk müşterilerin beğenisini ölçümlemeyi amaçlıyoruz" açıklamasını yaptı.
Evlendikten 2 Ay Sonra İntihar Etti
Adana'da ailesinin istememesine rağmen 16 yaşındayken sevdiği 20 yaşındaki bir kişiyle evlenen genç kız, 2 ay sonra trenin önüne atlayarak intihar etti. Aile, damattan şikayetçi olarak Cumhuriyet Savcılığı'na başvurdu.
Edinilen bilgiye göre olay, 22 Ekim 2012 pazar güne saat 17.30 sıralarında merkez Seyhan ilçesine bağlı Yeşiloba Mahallesi'nde meydana geldi.
İddiaya göre Z.A. (16) okulda tanıştığı ve çok sevdiği Mehmet Aslan G. (20) ile evlenmek istedi. Ancak baba Sabahattin A.(44) kızı okuması ve yaşının küçük olması nedeniyle evliliğe karşı çıktı. Bunun üzerine kızı Z.A., "Baba beni vermezsen kaçarım, Mehmet'i canımdan çok seviyorum" dedi. Bunun üzerine baba yine kızını yaşı küçük olduğu için vermeyerek, yaşını büyütmek için avukata başvurdu. Avukat yaş büyütmenin 5-6 ay süreceğini bu süreçte kızın zaten 17 yaşına gireceğini söyledi.
Bunun üzerine baba yaşını büyütmekten vazgeçerek kızının baskısına dayanamayarak evlendirmeye karar verdi. Kız çocuğu ile genç için 24 Ağustos'ta düğün yapıldı. Ancak düğünden sonra kız çocuğu ile damat arasında kıskançlık yüzünden tartışmalar çıktı. Sürekli tartıştıkları için Z.A. intihar etmeden iki gün önce babasından ayrılan ve İstanbul'da olan annesi Halime A.'yı (36) arayarak, "Anne ben çok sıkıldım sana gelmek istiyorum, eşimle sürekli tartışıyorum" dedi. Ancak anne "Kızım geleceksen eşinle gel, bana küs gelme" diye yanıt verdi. Bunun üzerine kız annesinin yanına gitmedi. 21 Ekim günü de önce babasının evine giden ardından da kayınvalidesinin evine giden Z.A. daha sonra Yeşiloba Mahallesi'nde hemzemin geçide giderek Mersin'den Adana'ya gelen trenin önüne atlayarak intihar etti. Kayınvalide dünürlerini arayarak Z.A.'nın eve gelmediğini söyledi. Bunun üzerine aile sabaha kadar aradı ancak bulamayınca polis merkezine gitti. Polisler bir kız çocuğunun trenin önüne atlayarak intihar ettiğini söyledi.
Bunun üzerine baba yaşını büyütmekten vazgeçerek kızının baskısına dayanamayarak evlendirmeye karar verdi. Kız çocuğu ile genç için 24 Ağustos'ta düğün yapıldı. Ancak düğünden sonra kız çocuğu ile damat arasında kıskançlık yüzünden tartışmalar çıktı. Sürekli tartıştıkları için Z.A. intihar etmeden iki gün önce babasından ayrılan ve İstanbul'da olan annesi Halime A.'yı (36) arayarak, "Anne ben çok sıkıldım sana gelmek istiyorum, eşimle sürekli tartışıyorum" dedi. Ancak anne "Kızım geleceksen eşinle gel, bana küs gelme" diye yanıt verdi. Bunun üzerine kız annesinin yanına gitmedi. 21 Ekim günü de önce babasının evine giden ardından da kayınvalidesinin evine giden Z.A. daha sonra Yeşiloba Mahallesi'nde hemzemin geçide giderek Mersin'den Adana'ya gelen trenin önüne atlayarak intihar etti. Kayınvalide dünürlerini arayarak Z.A.'nın eve gelmediğini söyledi. Bunun üzerine aile sabaha kadar aradı ancak bulamayınca polis merkezine gitti. Polisler bir kız çocuğunun trenin önüne atlayarak intihar ettiğini söyledi.
Malaga - Milan Maçı 24 Ekim 2012
Malaga 1-0 Milan Maç Sonucu.Haftanın zevkli mücadelelerinden birine sahne olmasını beklediğimiz maclardan birisi İspanya'da oynanacak. Malaga son donemde oldukca formda ve Şampiyonlar Lig'ine müthiş bir başlangıç yaptı. 2 maçta 6 gol atıp 6 puanla grupta liderler. Kendi sahalarında Oynadiklari bütün maclarda rakip kim olursa olsun üstünlüğü eline alıp oyunu domine etmeyi başarıyorlar. Bu maçta da beklentim bu yonde. Malaga oyunun genel anlamda hakımı olacaktır.
Rakip Milan ise hayalkirikligi yasamaya devam eden takımlardan. Ligde son iki haftada maglup olan Milan cikis yolu arıyor. Şampiyonlar Liginde son maçta Zenit'i deplasmanda yendiler ancak Zenit o maçta gercekten kötü oynamış ama Milan buna ragmen zorlanıp maci zor kazanmıştı. Savunmada yaptıkları hatalar gercekten onlara pahalıya mal oluyor. Malaga deplasmanından puan çıkarmaları sürpriz olur. Ben şiddetle Malaga galibiyeti öneriyorum.
Kahramanmaraş'ta Koca Vahşeti
Kahramanmaraş'ın Elbistan İlçesi'nde oturan işsiz 40 yaşındaki İ.A., iddiaya göre eşi 32 yaşındaki S.A'nın eşi burnunu, dudağını ve vücudunun çeşitli yerlerini bıçakla kesip, iki kolunu da kırdı. Eşine şiddet uyguladığı suçundan daha önce 3 ay süreyle 'Evden uzaklaştırma' cezası verilen İ.A., şikayet üzerine gözaltına alındı, sorgusunun ardından Cumhuriyet Savcısı tarafından serbest bırakılınca ortadan kayboldu.
Elbistan İlçesi'nin Yunus Emre Mahallesi'nde oturan 4 çocuklu İ.A. ve S.A. çifti arasında son 3 yılda geçimsizlik başladı. Evinde çocuk bakarak geçimini sağlayan S.A. ile işsiz eşi İ.A., arasında sık çıkan tartışma geçen aylarda kavgaya dönüştü. Eşi tarafından dövülen ve yüzü gözü şişen S.A.'nın şikayeti üzerine gözaltına alınan İ.A.'ya 3 ay 'Evden uzaklaştırma' cezası verildi. Ancak, en büyüğü 16 yaşında olan çocukları, eve gelmeyen babalarının dönmesi için annelerine baskı yaptı.
Baskılara dayanamayan S.A., 14 Ekim'de eşini eve aldı. Aralarında tartışma nedeniyle eşiyle konuşmayan S.A., 21 Ekim akşamı çocukları uyuduktan sonra ceviz kırmaya başladı. Bu sırada mutfağa giden İ.A., iddiaya göre eline aldığı bıçakla önce ceviz kıran eşinin başını yere vurmaya başladı. Ardından da kendinden geçen S.A.'nın saçını derisiyle birlikte kesti. Hızını alamayan öfkeli koca İ.A., eşinin burnunu, daha sonra dudağını yukarından çenesine doğru kesti. Ardından da eşinin vücudunun çeşitleri yerlerine kesikler atıp iki kolunu da kırdı. Anneleri S.A.'nın çığlıklarını duyan çocukları odaya girdiklerinde babalarını elinde bıçakla annelerini de kanlar içinde görünce polisi arayıp yardım istedi. İ.A., evden kaçarken gelen ambulansla Elbistan Devlet Hastanesi'ne götürülen S.A., ilk tedavisinin ardından Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Ameliyata alınan S.A.'nın burnu ve dudağı estetik operasyonla dikildi, kırılan kolları alçıya alındı.
Baskılara dayanamayan S.A., 14 Ekim'de eşini eve aldı. Aralarında tartışma nedeniyle eşiyle konuşmayan S.A., 21 Ekim akşamı çocukları uyuduktan sonra ceviz kırmaya başladı. Bu sırada mutfağa giden İ.A., iddiaya göre eline aldığı bıçakla önce ceviz kıran eşinin başını yere vurmaya başladı. Ardından da kendinden geçen S.A.'nın saçını derisiyle birlikte kesti. Hızını alamayan öfkeli koca İ.A., eşinin burnunu, daha sonra dudağını yukarından çenesine doğru kesti. Ardından da eşinin vücudunun çeşitleri yerlerine kesikler atıp iki kolunu da kırdı. Anneleri S.A.'nın çığlıklarını duyan çocukları odaya girdiklerinde babalarını elinde bıçakla annelerini de kanlar içinde görünce polisi arayıp yardım istedi. İ.A., evden kaçarken gelen ambulansla Elbistan Devlet Hastanesi'ne götürülen S.A., ilk tedavisinin ardından Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Ameliyata alınan S.A.'nın burnu ve dudağı estetik operasyonla dikildi, kırılan kolları alçıya alındı.
Borussia Dortmund - Real Madrid Maçı 24 Ekim 2012
Borussia Dortmund 2-1 Real Madrid Maç Sonucu.Şampiyonlar Ligi'nin en sert grubunda Borussia Dortmund ile Real Madrid Almanya'da kozlarını paylaşacak. Lider Real Madrid'in sıralamadaki yerini sağlamlaştırması için Dortmund deplasmanından galibiyetle dönmesi gerekiyor. Ligde son olarak Celta karşısında beklentilerin altında bir performans sergileyen Real'de oynanan futbol Mourinho'yu da tatmin etmedi. Dortmund karşısında kadroda bazı rotasyonlar yapması beklenen Portekizli teknik adamın, Michael Essien'i ilk 11'de görevlendireceği ifade edildi. Rakip Dortmund'da ise Schalke karşısında alınan şok mağlubiyetin yankıları sürüyor. Schalke derbisinde sezonun en vasat performanslarından birinin altına imza atan Dortmund'ın özellikle hücum bölgesinde kaçırdığı pozisyonlar kafalardaki soru işaretlerini arttırdı. Dortmund, 1996 yılından bu yana İspanyol takımlarını kendi sahasında yenemiyor; dikkat çeken bir istatistik. Real Madrid kazanmaya yakın, alternatif tercih arayanlar gol var deneyebilir.
Ban Ki-Mun'dan Gangnam Style Şov
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, ''Gangnam Style'' isimli parça ile dünya çapında üne kavuşan Koreli Parc Jae-Sang'ı kabul etti. Kabulde renkli görüntüler yaşandı. Ban, Sang'le ''Gangnam Style'' dansı yaptı.
Ban ayrıca, Stratosferden yaptığı atlayışla rekorları alt üst eden Felix Baumgartner'ı kabul etti.
Stratosferden kendini boşluğa bırakarak serbest düşüşte ses duvarını aşan ilk insan olarak tarihe geçmeyi başaran Avusturyalı ekstrem sporcu ''Korkusuz Felix'', BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'a hava dalışı dersi vermeyi teklif etti.
Baumgartner, fotoğraf çekildiği sırada, ''Hiç hava atlayışı yapmadım'' ifadesini kullanan Genel Sekreter Ban'a, ''İşte size bir şans, ben size nasıl hava dalışı yapıldığını öğreteceğim'' dedi. Ban, bu sözü tebessüm ederek karşıladı.
Genel Sekreter Ban, Avustralyalı sporcunun ölüme meydan okuyan atlayışından hayranlıkla söz ederken, kendisine atlayış dersi teklif eden muhatabına ''Dünyanın en cesur insanı'' diye hitap etti.
23 Ekim 2012 Salı
Diyarbakır'da Otomobil Tarandı 5 Ölü
Diyarbakır'ın Dicle İlçesi'ne bağlı Uğrak Köyü'nde şoförü indirilerek otomatik silahla taranan bir özel otomobildeki 1'i çocuk 5 kişi öldürüldü. Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, olayın siyasi yönü olmadığını, kan davasından kaynaklandığını söyledi.
Diyarbakır'ın Dicle İlçesi'ne bağlı Uğrak Köyü'nde bugün saat 16.20'de özel bir otomobil, kimliği belirsiz kişiler tarafından durduruldu. Sürücüyü araçtan indiren silahlı kişiler, otomobilde bulunanları otomatik silahlarla taradı. Olayda Ramazan Bilge, Latife Bilge, Ramazan Akelma, Hacer Akelma ve çocuk olduğu belirtilen İbrahim Akelma öldü.
Olayın jandarmaya bildirilmesinden sonra, jandarma saldırganları yakalamak için operasyon başlattı. Araç sürücüsü de ifadesine başvurulmak üzere jandarma tarafından gözaltına alındı.
Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, olayın siyasi olmadığını, 2005 yılında kız kaçırma meselesi nedeniyle aralarında husumet bulunan kişilerin gerçekleştirdiğini söyledi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma devam ediyor.
BDP'li Gruba Taşlı Saldırı
Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne yürümek için BDP Esenyurt İlçe başkanlığı önünde toplanmak isteyen gruplara polis izin vermedi. İstanbul'un çeşitli ilçelerinden gelerek burada toplanmak isteyen gruplara çevik kuvvet polisi, farklı noktalarda engel olmaya çalıştı. Yürümekte ısrar eden gruplar çembere alındı. Polis zaman zaman biber gazı kullandı. Yürüyüşe BDP'li milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel de katıldı.
Çeşitli gruplar, öğle saatlerinde Tekirdağ'a yürüyüş yapmak amacıyla BDP Esenyurt İlçe Başkanlığı önlerine doğru harekete geçti. İstanbul'un çeşitli ilçelerinden gelerek burada toplanmak isteyen gruplara, çevik kuvvet polisi, farklı noktalarda engel olmaya çalıştı. Yürümekte ısrar eden sloganlar atan gruplar cembere alındı. Polis zaman zaman biber gazı kullandı.
Polisin gazlı müdahalesi Esenyurt'taki günlük yaşamı alt üst etti.
Doğan Araslı caddesi üzerinde saatlerce süren olaylarda çok sayıda vatandaş etkilendi. Caddenin farklı noktalarında toplanan grupları dağıtmaya çalışan polis, zaman zaman gaz bombası kullanmak zorunda kaldı. Rüzgarın etkisiyle etrafa dağılan gaz vatandaşları olumsuz etkiledi. Okula giden öğrenciler arada kaldı, gazdan olumsuz etkilenen öğrencilere ilk müdahaleyi polisler yaptı. Bir polis, kız öğrencinin yüzüne su dökerken diğeri ise gözünü üfledi. Ağlayan öğrenciler olay yerinden uzaklaştırıldı. BDP Esenyurt İlçe Başkanlığı önünde toplanan gruba BDP İstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel de katıldı. Polisle milletvekillleri arasında yaklaşık yarım saat görüşme sonunda sadece milletvekilleri Tuncel ve Tüzel'in yanında il yöneticilerinin de olması şartıyla yürüyüşe izin verildi. Bunun üzerine eylemciler "Yaşam hakkı kutsaldır" ve "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" yazılı yeleklerini giydi. Sayıları 30'u bulan grup daha sonra Silivri Cezaevi'ne doğru yürüyüşe geçti. Grubu yol boyunca arkasından Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri takip etti.
Doğan Araslı caddesi üzerinde saatlerce süren olaylarda çok sayıda vatandaş etkilendi. Caddenin farklı noktalarında toplanan grupları dağıtmaya çalışan polis, zaman zaman gaz bombası kullanmak zorunda kaldı. Rüzgarın etkisiyle etrafa dağılan gaz vatandaşları olumsuz etkiledi. Okula giden öğrenciler arada kaldı, gazdan olumsuz etkilenen öğrencilere ilk müdahaleyi polisler yaptı. Bir polis, kız öğrencinin yüzüne su dökerken diğeri ise gözünü üfledi. Ağlayan öğrenciler olay yerinden uzaklaştırıldı. BDP Esenyurt İlçe Başkanlığı önünde toplanan gruba BDP İstanbul milletvekilleri Sebahat Tuncel ve Levent Tüzel de katıldı. Polisle milletvekillleri arasında yaklaşık yarım saat görüşme sonunda sadece milletvekilleri Tuncel ve Tüzel'in yanında il yöneticilerinin de olması şartıyla yürüyüşe izin verildi. Bunun üzerine eylemciler "Yaşam hakkı kutsaldır" ve "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" yazılı yeleklerini giydi. Sayıları 30'u bulan grup daha sonra Silivri Cezaevi'ne doğru yürüyüşe geçti. Grubu yol boyunca arkasından Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı polis ekipleri takip etti.
Spartak Moskova - Benfica Maçı 23 Ekim 2012
Şampiyonlar Ligi G grubunda 3.maçlar oynanıyor…Rusya temsilcisi Spartak Moskova, Unai Emery’i yönetiminde grupta 2’de 0 çekerken, iki maçında 3-2’lik skorlarla tamamlanması ilginç bir tesadüftü.Rusya Ligi’nde de son 2 maçta mağlup oldular.Özellikle savunma hattına Boca Juniors’tan transfer edilen İnsurralde henüz takıma alışamadı ve savunmada çok aksıyor.Portekiz temsilcisi Benfica, Şampiyonlar Ligi kültürü olan bir takım.Kartallar lakaplı takım grupta İskoçya’da Celtic ile golsüz berabere kalırken; Estadio Da Luz’da Barcelona’ya 2-0 kaybetti.2009 yılından beridir takımın başında bulunan Jorge Jesus istikrarlı bir teknik adam.Kadroda Cardozo, Gaitan, Aimar, Salvio, Luisao gibi kalburüstü futbolculara sahip Lizbon ekibi son olarak Braga’dan Lima ve Santos’tan Alan Kardec’i bünyesine kattı.Liginde ise 6 maçın sonunda 4 galibiyet, 2 beraberlik aldılar.Spartak Moskova için bu maç kader maçı niteliğinde.Benfica ise 2 maçtır gol atamadığından ve galip gelemediğinden daha ofansif bir kadroyla sahaya çıkabilir.Lujniki’de iki takımda fileleri havalandırabilir.
21 Ekim 2012 Pazar
BDP'li Vekillere Biber Gazı
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak ile bazı milletvekillerin de aralarında bulunduğu BDP'lilerin, cezaevlerinde bulunan siyasi tutukluların başlattığı açlık grevi eylemine destek olmak için düzenlemek istediği yürüyüşte olaylar çıktı.
Polis, "Az önce Aysel Tuğluk sigara içerek yolu kapattı. Dokunulmazlığı varsa halkın hakkını ihlal edeceği anlamına gelmez" sözüne Kışanak, "Asıl yolu kesen sissiniz" karşılığını verdi.
BDP Genel Başkanı Gültan Kışanak, Van bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Diyarbakır Milletvekilleri Emine Ayna ve Nursel Aydoğan, Ağrı Milletvekili Halil Aksoy ile Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de aralarında bulunduğu yaklaşık bin kişi BDP Bağlar İlçe Başkanlığı önünde toplandı. Yaklaşık 1 kilometre mesafede bulunan E Tipi Cezaevi'ne yürümek isteyen BDP'lilere, valilik tarafından izin verilmedi.
BDP'lilerin yürümekte ısrar etmesi üzerine olaylar çıktı. Olayların çıkması üzerine BDP'liler gruplara ayrıldı. Bir grup BDP'li Diyarbakır-Mardin karayolunu bir süre trafiğe kapatırken, bir grup BDP'li de cezaevine gitti. Milletvekili Aysel Tuğluk ve Nursel Aydoğan da karayolunu kapatın gruba katılarak destek verirken, yolu açmayan göstericilere polis, gaz bombası, biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Müdahale üzerine sokak aralarına kaçan göstericiler de polis araçlarını taşlamaya başladı. Bu sırada Aysel Tuğluk'un gaz sıkılması nedeniyle çok sinirlendiği ve polis müdürleriyle tartıştığı görüldü. Müdahalenin ardındın göstericilerle polis arasında başlayan kovalamaca, sokak aralarında devam etti. Bu sırada Cezaevi önünde bulunan ve aralarında BDP Genel Başkan yardımcısı Gülten Kışanak, milletvekilleri Emine Ayna, Halil Aksoy ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de bulunduğu grup, polis ekiplerince engenllendi. Durdurulan gruptakilere polis ekipleri, sık sık 'dağılın' uyarısı yaptı.
BDP'lilerin yürümekte ısrar etmesi üzerine olaylar çıktı. Olayların çıkması üzerine BDP'liler gruplara ayrıldı. Bir grup BDP'li Diyarbakır-Mardin karayolunu bir süre trafiğe kapatırken, bir grup BDP'li de cezaevine gitti. Milletvekili Aysel Tuğluk ve Nursel Aydoğan da karayolunu kapatın gruba katılarak destek verirken, yolu açmayan göstericilere polis, gaz bombası, biber gazı ve tazyikli su ile müdahale etti. Müdahale üzerine sokak aralarına kaçan göstericiler de polis araçlarını taşlamaya başladı. Bu sırada Aysel Tuğluk'un gaz sıkılması nedeniyle çok sinirlendiği ve polis müdürleriyle tartıştığı görüldü. Müdahalenin ardındın göstericilerle polis arasında başlayan kovalamaca, sokak aralarında devam etti. Bu sırada Cezaevi önünde bulunan ve aralarında BDP Genel Başkan yardımcısı Gülten Kışanak, milletvekilleri Emine Ayna, Halil Aksoy ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in de bulunduğu grup, polis ekiplerince engenllendi. Durdurulan gruptakilere polis ekipleri, sık sık 'dağılın' uyarısı yaptı.
PKK Doğalgaz Boru Hattına Saldırdı
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'ne bağlı Somkaya Köyü Mevkii'nden geçen doğalgaz boru hattı terösitler tarafından patladıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi.
Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'ne bağlı Somkaya Köyü Mevkii'nden geçen doğalgaz boru hattı terösitler tarafından patladıldı. Olayda ölen ya da yaralanan olmadığı bildirildi.
Ağrı Valiliği tarafından yapılan açıklamada, İran'dan gelip Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nden Van'a giden doğalgaz boru hattına dün saat 16.32'de Somkaya Köyü Mevkii'nde teröristler tarfından sabotaj düzenlediği belirtildi. Van Doğalgaz Boru hattının 25'inci kilometresindeki patlama sonrasında herhangi bir yangın olayı meydana gelmediği ve ardından gaz akışının kesildiği belirtilen açıklamada şöyle denildi:
"Gerekli önlemler alındıktan sonra 21 Ekim 2012 günü sabah saatlerinde olay yerinde yapılan incelemeler sonucunda; meydana gelen patlama bölgesinde daha sonra emniyet almak ve inceleme yapmak üzere gelecek personele yönelik kullanılmak üzere, patlama noktasının 20 metre güney batısında kayaların içinde 1 adet el yapımı patlayıcı düzeneği ve buna bağlı 155 milimetlerik top mermisi bulunmuştur. Bulunan patlayıcı düzeneği ile patlayıcı Jandarma bomba imha uzmanları tarafından etkisiz hale getirilmiştir.
Olayda yaralanma veya can kaybı olmamıştır."
Altay Maçında Futbolcular Arasında 'Çekiçli' Kavga
Eyüpspor'un Altay'ı ağırladığı ve 0-0 sona eren maçın sonları ve sonrasında sonrası olaylar çıktı. Eyüpsporlu oyuncuların topluca saldırdığı belirtilen Altaylı Serhat Akın'ın önce darpedildiği; ardından rakip takımdan Ali Cansun'a çekiçle saldırıdığı öğrenildi.
Karşılaşmanın 85. dakikasında saha içinde iki takım futbolcuları arasında gerginlik yaşanırken, Eyüpspor Başkanı Şevket Sever ile yöneticiler araya girerek, oyuncuları sakinleştirdi.
Ancak maçın bitiminden sonra olaylar da kontrolden çıktı.
Her iki tarafın da birbirini suçladığı kavga sırasında yaşananların en dikkat çekeni, Altaylı Serhat Akın'ın Eyüpsporlu Ali Cansun'a çekiçle saldırmasıydı.
Konuk ekibin Basın Sözcüsü Ergül Gülbent, maçın ardından Eyüpsporlu futbolcuların saldırısına maruz kaldıklarını ifade ederek, ''Saldırı soyunma odası çıkışında oldu. Futbolcularımız takım otobüsüne binmek üzere çıkarken, saldırıya uğradı. Saldıranların Eyüpsporlu futbolcular olması üzüntü verici. Maçın içinde yaşanan gerginlik, orada kalmalıydı. Otobüsümüzün 4 camı kırıldı. Saldırganlar, kırdıkları camlardan içeri girip futbolcularımızı darp etmeye çalıştı.'' dedi.
Futbolcularından Serhat Akın ve Serkan'ın ağır bir şekilde darbedildiğini de öne süren Gülbent, ''Polis olayları yatıştırmak için havaya iki el ateş etti. Sahada sadece iki polis görevlendirilmişti ve olayları yatıştırmakta zorlandılar'' diye konuştu.
Hatay'da Esed Yanlıları Polise Saldırdı
Hatay'ın merkez ilçesi Antakya'da izinsiz yürüyüş yapan Beşşar Esed yanlısı bir gruba polis müdahale etti.
Uğur Mumcu alanında toplanan 'Emperyalist Gençler' isimli yaklaşık 100 kişilik grup, Suriye rejimi lehine izinsiz yürümek istedi. Polisin yürüyüşün legal olmadığını belirtmesinin ardından tartışma yaşandı. Daha sonra grup polise taş atmaya başladı. Grubun taşlı saldırısı üzerine polis biber gazı ile müdahale etti. Ara sokaklara kaçan eylemciler, daha sonra yeniden alana geldi.
Polis, bazı eylemcileri yakalayarak gözaltına aldı.
Beşiktaş - Trabzonspor Maçı 21 Ekim 2012
Beşiktaş evinde ağırladığı Trabzonspor'la 1-1 berabere kaldı.Spor Toto Süper Lig'de haftanın en zorlu maçında Beşiktaş ile Trabzonspor kozlarını paylaşacak. Üç haftadır arka arkaya kaybeden Beşiktaş'ın artık kötü bir sonuca tahammülü kalmadı. Taraftarı önünde Trabzonspor'u ağırlayacak siyah-beyazlılarda olası bir ters sonuç ciddi anlamda teknik direktör Samet Aybaba ve öğrencilerine bakışı değiştirir. Trabzonspor ise 4 haftadır mağlup olmuyor ama deplasmanda henüz galibiyet alamadı. Son dönemlerde başrılı sonuçlar aldıkları İnönü deplasmanında bu sezon ki ilk dış sahada galibiyetine ulaşmanın hesaplarını yapıyorlar. Trabzonspor'dan önce Beşiktaş'ın kaybetmeye tahammülü olmadığı için fazlasıyla tedbirli olacaklardır. Sahada klasik önce skoru korumaya çalışan bir Samet Aybaba takımı göreceğiz. Açıkçası Trabzonspor da 1 puana fazla üzülmez. Bu nedenle derbide beraberlikle ayrılmak kimseye sorun yaratmayacaktır.
20 Ekim 2012 Cumartesi
Boşanmaların Faturasını Çocuklar Ödüyor
ABD'de yapılan bir araştırmada, boşanmış anne ve babanın çocuklarının, matematik derslerinde ve sosyal becerilerde sınıf arkadaşlarının gerisinde kaldığı tespit edildi. Bu da gösteriyor ki boşanmalar çocuk başarısını doğrudan etkiliyor.Boşanmaların yükünü en fazla çocuklar çekiyor. Çünkü çocuk genellikle boşanmadan dolayı kendisini suçlu hissediyor. Hal böyle olunca çocuk daha o yaşta yaşayabileceği en büyük travmaya maruz kalıyor.
Suçluluk hissi yaşıyorlar
Uzmanlar, boşanma sürecinde çocuğun suçluluk hissi yaşamaması, dolayısıyla herhangi bir travmaya maruz kalmaması için, "Her şey yetişkin biriyle konuşuluyor gibi çocuğa anlatılmalı" uyarısında bulundu.
İlgiyi eksik etmeyin!
Çocukların fiziksel ve psikolojik gelişimini en iyi ailesinin içinde tamamladığına dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların hem anne hem de babanın ilgisine, sevgisine, şefkatine muhtaç birer varlık olduklarını söyledi.
Çocuğun ruhsal ve zihinsel açıdan sağlıklı olmasının en başta gelen şartlarından birinin, kişiliğinin ideal bir aile tarafından yoğrulması olduğuna vurgu yapan Tarhan, günümüzde birçok çocuk ailesi yıkıldığı için gelişimini tamamlayamadığuna dikkat çekti. Boşanmanın yükü çocukların omzunda Boşanmanın, çocuğun hiç istemediği fakat kaçınılmaz olarak sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, boşanan eşlerin yeterince sorumlu davranmadıkları takdirde çocukta uyum ve davranış sorunlarına neden olabileceğini dile getirdi. Tarhan, boşanmanın yükünü en fazla çocukların çektiğini de sözlerine ekledi. Sorunları çocuğa yansıtmayın! Boşanmaya çocuğun penceresinden bakan Rektör Tarhan, çocukların boşanmadan genellikle kendilerini suçlu hissettiğini belirtti.
Çocukların, anne ve babasının kendisi yüzünden anlaşamadığını, onun yüzünden boşandıklarını zannettiğini vurgulayan Tarhan, anne ve babanın aralarındaki sorunları çocuğa yansıtmaktan özenle kaçınmaları gerektiğini de dile getirdi. Tarhan boşanmanın çocuğun travma yaşamasına neden olabileceğini vurguluyor. "Anne babası boşanan bir çocuk zaten o yaşta yaşayabileceği en büyük travmalardan birini yaşamaktadır. Boşanma öncesinde devamlı didişen anne baba, çocuğu depresyona iten bir sebeptir. Aileler boşanma öncesinde ve sonrasında aralarındaki sorunları çocuklarına asla yansıtmamalıdır." Anne ve baba olduğunuzu bir an bile unutmayın Boşanan ailelerde çocukluk depresyonlarına çok sık rastlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların küçük yaşta olsalar bile sorunları hissettiklerini söyledi. "Çocuk çok küçük bile olsa çevresinde olan biteni takip etmekte, sorunları hissetmektedir. Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtır.
Bu durum tırnak yeme, altını ıslatma şeklinde ortaya çıkabilir. Çocukta psikosomatik hastalıklar gözlenebilir; sık sık hasta olur, kusar, bağırsakları bozulur. Evden, okuldan kaçma, kendisine ait olmayan şeyleri alma, uyuşturucuya yönelme gibi durumlar yaşanabilir. Yıkılan ailelerde çocukluk depresyonlarına da çok sık rastlıyoruz. Aileler ne yapıp edip çocuğun kendisini boşanmanın sorumlusu olarak görmesini engellemeli ve çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir. Anne baba ayrılsa da annelikten ve babalıktan istifa etmemelidir." Boşanma çocuğa nasıl anlatılmalı? Boşanmanın çocuktan saklanılacak bir durum olmadığını vurgulayan Tarhan, durumun çocuğa anlatılması gerektiğini kaydetti. Tarhan; "Ebeveyn çocuk ilişkisinde temel bir ilkemiz vardır: Çocuğu büyük insan yerine koyup ona olan biteni anlayabileceği bir dille anlatmak, fakat karşılığında büyük bir insan gibi tepki vermeyebileceğini kabul edip sabırlı ve anlayışlı olmak. Bu ilke çocuk için aşılması zor bir engel olan anne baba ayrılığında da uygulanmalıdır. Anne babalar ne yapıp edip çocuğu kendi aralarındaki sorunlardan uzak tutmalı, kaldıramayacağı sorunları çocuğa yansıtmamalıdır. Boşanma çocuktan saklanılamayacak bir durumdur. Sorunları çocuğa yansıtmamak için olan biteni ondan saklamak çözüm değildir. Çocuk zaten ailesinde yaşananları takip edecek, anne baba onu bu konudan haberdar etmezse olayları zihninin elverdiği ölçüde yorumlayacaktır.
Çocuğun yaşananları doğru algılaması için olayı ona bizim anlatmamız faydalı olacaktır. Aksi halde çocuk zihin kapasitesinin üstünde olan bu durumu yanlış anlar ve büyük bir ihtimalle suçu kendisinde arar." Verdiğiniz mesajlar çok önemli Tarhan bu süreçte seçilecek dilin de önemin vurgu yaptı. "Anne ve baba boşanma durumunu çocuğa anlatırken çok açık ve net bir dil kullanmalıdırlar. Ebeveynler çocuğa yaklaşırken şöyle bir tutum sergileyebilirler: 'Biz senin üzüleceğini, bir müddet mutsuz olacağını biliyoruz. Bir süre bu duruma katlanman gerekiyor ama senin bu durumla ilgili hiçbir suçun ve sorumluluğun yok. Bu tamamen bizden kaynaklanan bir olay.' Anne baba çocuğa bu mesajı verebilirse çocuk bu durumdan en az zararla çıkmış olur."
Çocuğun ruhsal ve zihinsel açıdan sağlıklı olmasının en başta gelen şartlarından birinin, kişiliğinin ideal bir aile tarafından yoğrulması olduğuna vurgu yapan Tarhan, günümüzde birçok çocuk ailesi yıkıldığı için gelişimini tamamlayamadığuna dikkat çekti. Boşanmanın yükü çocukların omzunda Boşanmanın, çocuğun hiç istemediği fakat kaçınılmaz olarak sonuçlarına katlanmak zorunda kaldığı bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, boşanan eşlerin yeterince sorumlu davranmadıkları takdirde çocukta uyum ve davranış sorunlarına neden olabileceğini dile getirdi. Tarhan, boşanmanın yükünü en fazla çocukların çektiğini de sözlerine ekledi. Sorunları çocuğa yansıtmayın! Boşanmaya çocuğun penceresinden bakan Rektör Tarhan, çocukların boşanmadan genellikle kendilerini suçlu hissettiğini belirtti.
Çocukların, anne ve babasının kendisi yüzünden anlaşamadığını, onun yüzünden boşandıklarını zannettiğini vurgulayan Tarhan, anne ve babanın aralarındaki sorunları çocuğa yansıtmaktan özenle kaçınmaları gerektiğini de dile getirdi. Tarhan boşanmanın çocuğun travma yaşamasına neden olabileceğini vurguluyor. "Anne babası boşanan bir çocuk zaten o yaşta yaşayabileceği en büyük travmalardan birini yaşamaktadır. Boşanma öncesinde devamlı didişen anne baba, çocuğu depresyona iten bir sebeptir. Aileler boşanma öncesinde ve sonrasında aralarındaki sorunları çocuklarına asla yansıtmamalıdır." Anne ve baba olduğunuzu bir an bile unutmayın Boşanan ailelerde çocukluk depresyonlarına çok sık rastlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların küçük yaşta olsalar bile sorunları hissettiklerini söyledi. "Çocuk çok küçük bile olsa çevresinde olan biteni takip etmekte, sorunları hissetmektedir. Sorunları hisseden çocuk sıkıntısını söz diliyle anlatamadığı için bunu farklı şekillerde dışarıya yansıtır.
Bu durum tırnak yeme, altını ıslatma şeklinde ortaya çıkabilir. Çocukta psikosomatik hastalıklar gözlenebilir; sık sık hasta olur, kusar, bağırsakları bozulur. Evden, okuldan kaçma, kendisine ait olmayan şeyleri alma, uyuşturucuya yönelme gibi durumlar yaşanabilir. Yıkılan ailelerde çocukluk depresyonlarına da çok sık rastlıyoruz. Aileler ne yapıp edip çocuğun kendisini boşanmanın sorumlusu olarak görmesini engellemeli ve çocuğun psikolojik ihtiyaçlarını karşılamaya özen göstermelidir. Anne baba ayrılsa da annelikten ve babalıktan istifa etmemelidir." Boşanma çocuğa nasıl anlatılmalı? Boşanmanın çocuktan saklanılacak bir durum olmadığını vurgulayan Tarhan, durumun çocuğa anlatılması gerektiğini kaydetti. Tarhan; "Ebeveyn çocuk ilişkisinde temel bir ilkemiz vardır: Çocuğu büyük insan yerine koyup ona olan biteni anlayabileceği bir dille anlatmak, fakat karşılığında büyük bir insan gibi tepki vermeyebileceğini kabul edip sabırlı ve anlayışlı olmak. Bu ilke çocuk için aşılması zor bir engel olan anne baba ayrılığında da uygulanmalıdır. Anne babalar ne yapıp edip çocuğu kendi aralarındaki sorunlardan uzak tutmalı, kaldıramayacağı sorunları çocuğa yansıtmamalıdır. Boşanma çocuktan saklanılamayacak bir durumdur. Sorunları çocuğa yansıtmamak için olan biteni ondan saklamak çözüm değildir. Çocuk zaten ailesinde yaşananları takip edecek, anne baba onu bu konudan haberdar etmezse olayları zihninin elverdiği ölçüde yorumlayacaktır.
Çocuğun yaşananları doğru algılaması için olayı ona bizim anlatmamız faydalı olacaktır. Aksi halde çocuk zihin kapasitesinin üstünde olan bu durumu yanlış anlar ve büyük bir ihtimalle suçu kendisinde arar." Verdiğiniz mesajlar çok önemli Tarhan bu süreçte seçilecek dilin de önemin vurgu yaptı. "Anne ve baba boşanma durumunu çocuğa anlatırken çok açık ve net bir dil kullanmalıdırlar. Ebeveynler çocuğa yaklaşırken şöyle bir tutum sergileyebilirler: 'Biz senin üzüleceğini, bir müddet mutsuz olacağını biliyoruz. Bir süre bu duruma katlanman gerekiyor ama senin bu durumla ilgili hiçbir suçun ve sorumluluğun yok. Bu tamamen bizden kaynaklanan bir olay.' Anne baba çocuğa bu mesajı verebilirse çocuk bu durumdan en az zararla çıkmış olur."
İstanbul Auto Show'da Land Rover Modelleri
Land Rover'ın en yeni ve en iddialı üyesi olan Yeni Range Rover İngiltere'de gerçekleşen dünya lansmanının ardından Türkiye'de ilk defa Autoshow'da sergilenecek. Dünyanın en yetenekli ve en lüks SUV'si olarak tanımlanan Yeni Range Rover, aynı zamanda şu ana kadar üretilen tamamen alüminyum monokok gövde yapısına sahip ilk SUV olma özelliğiyle bir ilke imza atıyor. Bir önceki modelden 420 kg'a kadar daha hafif olan bu yeni model, CO2 emisyonlarını belirgin oranda düşürüp yakıt tüketimini %22 azaltarak 196g/km ve ortalama 7,5 lt/100 km değerlerine erişiyor. Yeni modelle Range Rover'a özgü lüks sürüş deneyimi korunurken, aracın yol tutuşu ve çevikliği önemli ölçüde iyileştiriliyor.
Land Rover'ın mevcut sürüş şartlarını analiz eden ve araziye göre en uygun sürüş ayarlarını otomatik olarak seçen Terrain Response® sisteminin çığır açan yeni nesil versiyonu da bu yeni araçta yer alıyor. Bunların yanı sıra ihtişamlı iç kabin, ayırt edici Range Rover tasarım çizgilerini barındırıp, premium deri ve kaplamalar kullanarak pürüzsüz, seçkin yüzeyleri kusursuz bir şekilde sunuyor. Executive Class koltuk paketi seçeneğiyle, arka koltuktaki yolcuların konforu 118 mm daha fazla diz mesafesi ile artırılıyor. Olağanüstü asfalt dinamikleri ve performans özellikleri ile bugüne kadar üretilen en lüks sports tourer olan Range Rover Sport, lüks ve mükemmel iç tasarımı ile standın bir diğer gözdesi. Atletik yapısı ve keskin hatları ile yerinde durduğu zaman bile hareket eder görünüme sahip. Dinamik iç mekanı ise sürücü ve yolcuları şımartmak üzere bir tasarım sunuyor.
Land Rover'ın mevcut sürüş şartlarını analiz eden ve araziye göre en uygun sürüş ayarlarını otomatik olarak seçen Terrain Response® sisteminin çığır açan yeni nesil versiyonu da bu yeni araçta yer alıyor. Bunların yanı sıra ihtişamlı iç kabin, ayırt edici Range Rover tasarım çizgilerini barındırıp, premium deri ve kaplamalar kullanarak pürüzsüz, seçkin yüzeyleri kusursuz bir şekilde sunuyor. Executive Class koltuk paketi seçeneğiyle, arka koltuktaki yolcuların konforu 118 mm daha fazla diz mesafesi ile artırılıyor. Olağanüstü asfalt dinamikleri ve performans özellikleri ile bugüne kadar üretilen en lüks sports tourer olan Range Rover Sport, lüks ve mükemmel iç tasarımı ile standın bir diğer gözdesi. Atletik yapısı ve keskin hatları ile yerinde durduğu zaman bile hareket eder görünüme sahip. Dinamik iç mekanı ise sürücü ve yolcuları şımartmak üzere bir tasarım sunuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)