Başarmaktan başka seçeneklerinin olmadığını belirten Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, "Geleceğimiz nokta burasıydı. O yüzden, keşke 10-20 yıl önce yapabilseydik. Topluma özür borcumuz var" diyor. Tuğluk, Öcalan'ın mektubunu Radikal'den Nazan Özcan'a değerlendirdi ve umutlu olduğunu söyledi.. İşte Tuğluk'un o açıklamaları... Abdullah Öcalan'ın mektubunu nasıl buldunuz? Bende bir şaşkınlık yaratmadı. Çünkü zaten Öcalan buydu: Türkiyeli bir bakış açısı. Ama gerçekten heyecanlandırdı. Çünkü mesajlar, çok vicdani, ahlaki bir vizyonla yazılmış. Ülkenin birliğini bütünlüğünü zedeleyecek hiçbir talep yok ortada. Sadece Kürtler kazansın, gerisi beni ilgilendirmiyor diyen bir metin değildi. Diyarbakır'da kimle konuşsak, 'Barış olacak bu sefer' diyor, ama arkasından 'inşallah' diye ekliyor...
Ben bu sefer başaracağız diyorum, çünkü başka seçenek yok. Çünkü bu savaş, kargaşa hepimizi çok yordu. Ve birbirimize ne kadar acı verirsek verelim, geleceğimiz nokta burasıydı. O yüzden, keşke diyorum, 10-20 yıl önce yapabilseydik. Aslında biz siyasetçilerin topluma özür borcu var. Topluma şunu demeliyiz: Barışı getiremedik, başaramadık, özür diliyoruz. Siz diyebiliyor musunuz peki? Biz ne kadar Mezopotamyalıysak, o kadar da Anadoluluyuz. Aslında Kürtler ve Türkler o kadar içiçe girdi ki artık yeni bir etnisite oluşturduk. Türk biraz Kürtleşti, Kürt biraz Türkleşti. Geçmişte birbirimizi öldürdük evet, o yüzden tarihsel geçmişi yeniden güncellememiz lazım. Halklarımıza onurlu bir barışı armağan etmeliyiz. Ve biz siyasetçilerin bu yanlışlıklarda payı var. Bir siyasetçi olarak Kürt'ten de Türk'ten de özür diliyorum. Siz umutlu musunuz süreçten? Kürtler çok acı çekti, çok bedel ödedi.
Roboski ya da Pozantı tek başına isyan sebebi Kürtler açısından. 10 bin silahsız ve siyaset yapan Kürt'ün haksız hukuksuz cezaevlerine atılması bir isyan sebebi. Bütün bunlara rağmen, Kürtler bugün eğer birlikte yaşamaktan, birlikte kazanmaktan bahsediyorlarsa, bu Öcalan sayesinde. Bunun bilinmesi lazım. Öcalan 'ya zafer ya yenilgi'yi değil, 'orta yol'u temsil ediyor. Dolayısıyla bu şansın iyi değerlendirilmesi gerek. Bu sefer barışmak ve başarmak zorundayız. Başaramazsak, cidden bir daha barışı konuşmak çok zor olacak. Kürtler çok aldatıldı... Toplumun bir belleği var. Bu kez aldatılmak ve oyalanmak istemiyorlar. Ahmet Türk ilk görüşmeye gittikten sonra birlikte Diyarbakır'a geldik. Havaalanında hemen insanlar yanımıza geldi. Önce şunu sordular: "Durumu nasıl, sağlığı nasıl?" İkinci dedikleri şuydu: "Bu iyi bir durum ama ne olur dikkatli olun. Bu sefer bizi yanıltmasınlar." Kaygı var. Biz bu süreci sonuna kadar destekleyeceğiz ama ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.