31 Mart 2013 Pazar
Koku Yayan Bir Televizyon İster Misiniz?
Bazılarının hayran olduğu, bazıları için hasta ruhlu bir adamdan başkası olmayan kült yönetmen John Waters 1981 tarihli filmi Polyester için ilginç bir girişimde bulunmuştu. Seyircilerine Odorama adlı bir kart vermiş ve film esnasında kartı kazıyarak koklamalarını istemişti. Filmin temasını yakalamak amacıyla yapılan bu atılımın benzerleri daha sonra da gerçekleşti.
Tokyo University of Agriculture and Technology'nin üzerinde çalıştığı proje benzer bir işe soyunarak koku veren bir televizyon üzerinde çalışıyor. IEEE (dünyanın en büyük teknoloji birliği)'nin gerçekleştirdiği Virtual Reality (Sanal Gerçeklik) konferansta ilk tanıtımı yapılan televizyonun köşelerinde birer tane özel tasarımlı pervane bulunuyor. Yerleştirilen koku kaynaklarından aldığı kokuyu farklı katmanlar halinde, farklı yön ve düzlemler üzerinden dağıtan bu pervaneler kokuyu tam olarak cihazdan geliyor gibi hissettiriyor. Çalışmanın çok daha ileri seviyelere taşınacağını belirten araştırmacılar, bu kokutan cihazlarına henüz bir isim vermemiş.
Artvin'de Trafik Kazası: 1 Ölü 5 Yaralı
Artvin'in Borçka ilçesinde meydana gelen kazada 1 kişi öldü, 5 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Hopa yolu istikametinden Borçka istikametine gelmekte olan Özgür Levent Yücel (34) yönetimindeki 08 AN 927 plakalı otomobil, Borçka şehir girişi Halı Saha mevkiinde önce mıcıra kapılan sonra sağ ön lastiğinin patlaması sonucunda direksiyon hakimiyetinin kaybedilmesi üzerine İçkale Deresi'ne uçtu. Kazada sürücü Özgür Levent Yücel olay yerinde hayatını kaybederken, eşi Hacer Yücel (36), ikiz çocukları Özge ve Özgü Yücel (7), Hafız Kadir Bildirici (64) ile Hediye Bildirici (69) yaralandı. Yaralılar, Borçka Devlet Hastanesi'nde yapılan ilk müdahale sonrası Artvin Devlet Hastanesi'ne sevk edildi.
Kazada Hediye Bildirici'nin aracın içindeki torunlarını bir bir çıkarıp aracın üstüne yatırarak dere sularına kapılmaktan kurtardığı öğrenildi.
Kazanın oluş şeklini anlatan görgü tanıkları, aracın durmaya çalıştığını ancak yolun kenarında bulunan mıcırın aracın durmasına yetmeyince duvarı aşarak aracın dereye uçtuğunu belirttiler. Aynı mevkide birçok defa kaza olduğunu ve sebebinin büyük çoğunluğu ise yol hatasından kaynaklandığını savundular.
Öte yandan ayni istikamette mıcıra kaptıran bir sürücü, Erkan Navdar ve yanında bulunan arkadaşları son anda ezilmekten kurtuldular.
Survivor Ünlüler Gönüllüler Panama 2013
Kazanmak için savaşıyorlar. Ekranların izlenme rekorları kıran yarışması Survivor’da macera devam ediyor. Yarışmanın ünlü yarışmacıları Gazeteci Nazenin Tokuşoğlu, oyuncu Cengiz Coşkun, manken Irmak Atuk, milli futbolcu Ümit Karan ve oyuncu Dağhan Külegeç, ünlü fotoğrafçı Bennu Gerede, DJ Doğukan Manço, Dünya Fair Play ödülünü alan Erhan Yavuz'un ve Brezilyalı model Larissa Gacemer da Panama'da açlıkla, vahşi doğayla ve rakipleriyle mücadele edecek.
Yarışmanın gönüllü yarışmacıları ise Murat Ceylan, Emel Erdemar, Hilmi Cem İntepe, Mustafa Sürmen, Duygu Çetinkaya, Bozok Gören,Gül Fakı, Seda Akman.
Magazin basınına düşen son haberlere göre Fatmagül Fakı’nın sevgilisi Tuncay Şanlı’nın araya girmesi üzerine yarışmacı olduğu konuşuluyor.Yarışmadan önce hosteslik yapan Fakı, Bursasporlu Tuncay Şanlı ’nın sevgilisi olarak adını duyurdu.İddialara göre sevgilisinin işsiz kalması üzerine harekete geçen Tuncay Şanlı’nın yardımıyla yarışmacı olduğu belirtiliyor.Yine iddialara göre futbolcu, programın yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlenen Acun Ilıcalı’yı arayıp sevgilisi Fatmagül Fakı’nın durumundan bahsedip bir projede yer almasını istediği yönünde.
30 Mart 2013 Cumartesi
Alman Modifiye Devinden Body Kit
Modifiye firmalarının önem vererek tüm hünerlerini göstermek istedikleri bir otomobil olan BMW 1 serisi, Alman modifiye devi Lumma Design ile çok da etkileyici bir görünüme kavuşmuşa benzemiyor. Lumma Design BMW 1 için hazırladığı modifiye paketinin tanıtımını gerçekleştirdi. Lumma Design gibi oldukça etkileyici otomobiller tasarlayan bir modifiye devine yakışmayan body kit, BMW 1 serisine yeterli seviyede olmayan ufak estetik değişiklikler içeriyor. Ön bölümde bulunan lip ve otomobili 35mm daha alçak yol almasını sağlayan kısa yaylar en belirgin ve önemli modifiye işlemleri olarak belirtilmiş. Tabi resimde de göreceğiniz alüminyum pedal kitlerini de söylemeden geçemeyeceğim.
Lumma Design BMW 1 Serisi body kiti içerisinde opsiyonel olarak sunulan 18 inç ebatlı jant seçeneğinin 215/40 ölçekli lastikler ile 1.700 euro fiyat etiketi bulunuyor BMW 1 serisinin yan taraflarında kullanılan çıkartmalar 179 Euro fiyat ile satılırken, kısa yaylar 269 Euro fiyat etiketi ile müşterilere sunuluyor. Sadece Lumma Design markası taşıması basit bir çıkartmaya bu kadar para vermeye değermi bilinmez ama ben bu paketin çok daha geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Vücudunuzu Takıntı Yapmayın
Bedenininiz bir yerini kusurlu görüyor ve bu bölgeyi düşünmekten kendinizi alıkoyamıyor musunuz? Zamanınızın birçoğunu bu kusuru düşünerek ya da üzülerek mi harcıyorsunuz? Öyleyse beden imaj takıntınız olabilir. Kişilerin gün içerisinde birkaç dakikasını görünümü için harcayabileceklerine dikkat çeken uzmanlar, sürenin uzaması halinde riskin de artacağına vurgu yapıyor. Beden İmaj Takıntısı ergenlik döneminde özellikle de bayanlarda sık görülen durumlardan biri. Bu döneminde vücudunun bir ya da birkaç bölgesini kafasını takan kişiler günün her saatini o problemle yaşamak zorunda kalabiliyor. Belirtilerinden en önemlisi ise kişinin kusurlu bulduğu bedensel bölgesi ile aşırı uğraşıyor olması. Bu rahatsızlığı olan kişiler zamanlarının çoğunu kendi kusuru üzerinde düşünerek ve üzülmekle harcıyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği Uzman Klinik Psikoloğu Zehra Erol durumu somut bir örnekle açıklıyor. “Gözlerini çok küçük ve çekik gören kişi kendini çocuksu gösterdiğine inanır. Bu nedenle de ayna ya da cam olan yerlerden uzak durur. Bu çocuksu görünüşü nedeniyle işe başvurmak, insanlarla ilişki kurmak oldukça güçtür. Bu kişiler için çevresindeki insanların kendisi ile ilgili ne düşüneceği ve nasıl tepki vereceğine zamanını harcar.” Normal şartlarda gün içinde hemen herkesin birkaç dakikasını görünümüne harcamasının doğal olduğunu vurgulayan Erol, bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin zamanının büyük çoğunluğunu nasıl göründüğünü düşünerek ve buna üzülerek harcadığını söylüyor. “Kişi görünümü ile ilgili kusurları kontrol etmek, değerlendirmek ve düzenlemek için büyük miktarda para ve zaman harcayabilir. Bazen de kusurlarını kapamak için çalışabilir. Bunlar aynaya bakma, kendini tartma veya ölçüm yapma ya da makyaj yapma, kıyafet değiştirme ve ya saçını değiştirerek kusurunu kapama şeklinde olabilir.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Feneryolu Polikliniği Uzman Klinik Psikoloğu Zehra Erol durumu somut bir örnekle açıklıyor. “Gözlerini çok küçük ve çekik gören kişi kendini çocuksu gösterdiğine inanır. Bu nedenle de ayna ya da cam olan yerlerden uzak durur. Bu çocuksu görünüşü nedeniyle işe başvurmak, insanlarla ilişki kurmak oldukça güçtür. Bu kişiler için çevresindeki insanların kendisi ile ilgili ne düşüneceği ve nasıl tepki vereceğine zamanını harcar.” Normal şartlarda gün içinde hemen herkesin birkaç dakikasını görünümüne harcamasının doğal olduğunu vurgulayan Erol, bu rahatsızlığı yaşayan kişilerin zamanının büyük çoğunluğunu nasıl göründüğünü düşünerek ve buna üzülerek harcadığını söylüyor. “Kişi görünümü ile ilgili kusurları kontrol etmek, değerlendirmek ve düzenlemek için büyük miktarda para ve zaman harcayabilir. Bazen de kusurlarını kapamak için çalışabilir. Bunlar aynaya bakma, kendini tartma veya ölçüm yapma ya da makyaj yapma, kıyafet değiştirme ve ya saçını değiştirerek kusurunu kapama şeklinde olabilir.
Günün Maçları 31 Mart 2013
Fenerbahçe - Akhisar Bld. Maçı 31 Mart 2013
Trabzonspor - Antalyaspor Maçı 31 Mart 2013
Elaziğspor - Gençlerbirliği Maçı 31 Mart 2013
Kasımpaşa - Bursaspor Maçı 31 Mart 2013
Atletico Madrid - Valencia Maçı 31 Mart 2013
Lyon - Sochaux Maçı 31 Mart 2013
Espanyol - R.Sociedad Maçı 31 Mart 2013
Spartak Moskova - Kuban Maçı 31 Mart 2013
Samsunspor - Manisaspor Maçı 31 Mart 2013
Brest - Lille Maçı 31 Mart 2013
Ajax - Nijmegen Maçı 31 Mart 2013
Aston Villa - Liverpool Maçı 31 Mart 2013
Göztepe - Ş.Urfaspor Maçı 31 Mart 2013
Nice - Marsilya Maçı 31 Mart 2013
Roda - PSV Maçı 31 Mart 2013
Tavşanlı Linyit - Ankaragücü Maçı 31 Mart 2013
Konyaspor - Kartalspor Maçı 31 Mart 2013
Gaziantep Bld. - 1461 Trabzon Maçı 31 Mart 2013
Bursa'da İnanılmaz Kaza 1 Ölü
Bursa'da lastiklerden gelen sesi bulmaya çalışan şoför Erdoğan Öncü, park ettiği otobüsün altında ezilerek feci şekilde öldü. Kazada bir yolcunun da bacağı kırılırken, direksiyona geçen muavin, rampa aşağı giden otobüsü toprak zemine sürüp şarampole yuvarlanmasını enleyerek olası faciayı önledi. İzmir'de oturan bir grup kadın Uludağ'ı gezmek, türbeleri ziyaret etmek için Erdoğan Öncü'nün (47) kullandığı 35 AF 3826 plakalı otobüsle Bursa'ya geldiler. İçerisindeki 45 kadını taşıyan otobüs, şehir merkezinde gezdikten sonra Uludağ'a çıktılar. Akşam saatlerinde piknik yaptıkları Uludağ'dan Bursa istikametine giden otobüsün fren sisteminden ses gelmeye başladı.
Bursa girişinde bulunan Aşıklar Parkı yakınlarında rampa aşağı gelirken aracını sağ şeride park eden sürücü Öncü, ön lastiklerin olduğu bölümden gelen sesi araştırmaya başladı. Bilinmeyen nedenle hareket eden otobüsün altında kalan sürücü, ezilerek feci şekilde yaşamını yitirdi. Otobüs ise kontrolsüz bir şekilde rampa aşağı gitmeye başladı. Direksiyona geçen muavin 27 yaşındaki Sedat Ersoy, 50 metre gittikten sonra otobüsü toprak zemine sürüp durmasını sağladı. Panikleyerek otobüsten inmek isteyen Meryem İslam'ın bacağı otobüsün lastiğinin altında kaldı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve sivil savunma kurtarma ekipleri istendi. İhbar üzerine gelen ekipler tarafından kurtarılan Meryem İslam, ambulansla hastaneye kaldırılıp tedaviye alındı. Kaza sonrası Bursa Uludağ yolunun Çekirge çıkışı bir saat araç trafiğine kapandı. Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan Muavin Sedat Ersoy'a müdahale ambulansta yapıldı. Cep telefonuyla yaşadıklarını yakınlarına anlatan muavin, ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayın şokunu üzerinden atamayan kadın yolcular çağrılan başka bir otobüsle İzmir'e gönderildi. Kullandığı otobüsün altında ezilerek ölen sürücünün cesedi otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Bursa girişinde bulunan Aşıklar Parkı yakınlarında rampa aşağı gelirken aracını sağ şeride park eden sürücü Öncü, ön lastiklerin olduğu bölümden gelen sesi araştırmaya başladı. Bilinmeyen nedenle hareket eden otobüsün altında kalan sürücü, ezilerek feci şekilde yaşamını yitirdi. Otobüs ise kontrolsüz bir şekilde rampa aşağı gitmeye başladı. Direksiyona geçen muavin 27 yaşındaki Sedat Ersoy, 50 metre gittikten sonra otobüsü toprak zemine sürüp durmasını sağladı. Panikleyerek otobüsten inmek isteyen Meryem İslam'ın bacağı otobüsün lastiğinin altında kaldı. Kaza ihbarı üzerine olay yerine sağlık, itfaiye ve sivil savunma kurtarma ekipleri istendi. İhbar üzerine gelen ekipler tarafından kurtarılan Meryem İslam, ambulansla hastaneye kaldırılıp tedaviye alındı. Kaza sonrası Bursa Uludağ yolunun Çekirge çıkışı bir saat araç trafiğine kapandı. Kazayı hafif sıyrıklarla atlatan Muavin Sedat Ersoy'a müdahale ambulansta yapıldı. Cep telefonuyla yaşadıklarını yakınlarına anlatan muavin, ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Olayın şokunu üzerinden atamayan kadın yolcular çağrılan başka bir otobüsle İzmir'e gönderildi. Kullandığı otobüsün altında ezilerek ölen sürücünün cesedi otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Prof.Dr.Erkan Topuz: Her 4 Kişiden 1'i Kanser Olacak
Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kanser vakalarının son sürat arttığını ve her 4 kişiden birinin kansere yakalanacağını söyledi. Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Erkan Topuz, kanser vakalarının eskiye nazaran hızla artmasının altında yatan nedenleri sıraladı. DNA kırılmalarının sadece yüzde 5 ila 7'sinin genetik faktörlere bağlı olduğunu ve yine az bir kısmının enfeksiyon sebebiyle ortaya çıktığını belirten Erkan Topuz, bunların dışında kalan kırılmaların ise doğrudan doğruya toprak, hava ve sulardaki kirlilikten kaynaklandığını vurguladı.
Dünyanın Endüstri Devrimi'nden itibaren hızla sanayileşmeye gittiğini söyleyen Topuz, özellikle 1950'den sonra bir yığın kimyasalın dünyaya saçıldığını ve günümüzde de saçılmaya devam ettiğini kaydetti. Toksik durumunun çok kısa sürede değerlendirildiğinin altını çizen Topuz, zararsız olduğu düşüncesiyle piyasaya sürülen ilaç ve kimyasalların aslında toksik ve kanserojen olduğunun yıllar sonra anlaşıldığını belirtti. Bu duruma 1939'da bulunan ve mucizevi bir ilaç olarak sunulan DDT'yi örnek gösteren Topuz, "Bütün kitaplarda çok zararsız, sıtmanın kökünü kurutan, böcekleri yok eden ilaç olarak tanımlanan DDT'nin, bir süre sonra başta karaciğer olmak üzere, insan vücudundaki bütün organlara çok büyük zararlar verdiği görüldü ve yasaklandı. Ülkemizde 30 yıl önce yasaklanmasına rağmen, bugün hala toprakta DDT mevcut. Toprak bile DDT'yi yok edemiyor. O zehirli topraklarda yetişen bitkiler doğrudan vücudumuza giriyor ve DNA kırılmalarına yol açarak kanserin başlangıcını teşkil ediyor" dedi.
Flaş Paris'te Terör Alarmı
Fransa'nın başkenti Paris'te turistlerin en fazla ziyaret ettiği yer olan Eyfel kulesi terörist saldırı korkusuyla sarsıldı. Saat 19.00 Fransa Terörle mücadele birimlerinin Eyfel kulesine terörist saldırı yapılacağı ihbarı üzerine Kuledeki tüm turistlerin yapılan anonslarla acil olarak aşağı inmeleri istendi. Hem kuleyi ziyaret edenler hemde ikinci katındaki ünlü restoranında yemek yemeğe hazırlananlar apar topar asansörlere koşarak aşağı indi. Kule içiersindeki yaklaşık 1400 kişi tahliye edildi. Eyfel kulesinden ve restaurantından inenler kulenin bulunduğu Champs de Mars alanına toplanarak uzaktan polis operasyonunu izlediler. Terörle Mücadele birimleri kuleye Fransa saatriyle 21.30 da saldırı düzenleneceği haberini aldıkklarını ve bu ihbarı ciddiye aldıkları için kule ve restaurantını boşaltılmasını istediklerini blirttiler. Saldırının yapılacağı saat geçtiği halde ziyaretçiler halen içeri alınmadı. Eyfel kulesine yapılan ihbardan sonra polis kulenin etrafında ve çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı. Bomba ihbarı üzerine yapılan aramalarda saat 23.00 itibarıyla henüz bir şey bulunamadığı belirtildi.
Peugeot Pikes Peak'e Geri Döndü
Peugeot, 30 Haziran'da ABD'de Colorado Springs'de yapılacak bu yarışı kazanmayı hedefliyor. Peugeot, benzersiz karakterdeki bu yarış için en iyi çözüm ortaklarını bir araya getirdi: Peugeot 208 T16 Pikes Peak, Total, Red Bull, Michelin ve Sébastien Loeb. Uluslararası pazarlarda artan satışları ve yeni 208'in başarısı ile kendini gösteren Peugeot'nun atağı, başta 205 T16 ve 405 T16 Pikes Peak'ler olmak üzere, "inanılmaz numaralar' döneminde Peugeot'nun başarısına daha önce katkıda bulunan bu efsanevi yarışa katılımıyla doğal uzantısını buluyor. Pikes Peak, Peugeot'nun tarihine damgasını vurmuş olan en iyi yarış Tam 100 yıl önce, Peugeot Indianapolis'te otomobil sporlarındaki ilk zaferini kazandı. Peugeot çok sayıda ve çoğunlukla efsanevi yarışlarda sayısız başarıya imza attı. Pikes Peak'te elde edilenler uluslararası otomobil sporları tarihine damga vurdu ve Peugeot'nun genlerine kazındı. 1988'de, Ari Vatanen'in 405 T16 direksiyonundaki zaferi rekorlarla ve efsanevi Climb Dance filmi (http: //www.peugeot-sport.com/fr/endurance/dossier-15-2--video-climb-dance-avec-ari-vatanen.html) ile ölümsüzleşti. Peugeot, 1989'da bu defa Amerikalı Robby Unser ile bu yarışı tekrar kazandı. Pikes Peak, 20 kilometre uzunluğunda, 156 virajdan oluşan ve 2800 m ile zirve noktası 4300 m. arasındaki rakımlarda koşulan, geçen yıldan beri tamamen asfaltlanmış eşsiz bir hillclimb pisti. Uzun ömrü ile de eşsiz: Indianapolis'ten sonra Amerika'nın en eski 2. yarışı. Bütün bunlar, yarışın zorluk dozunu artırıyor ve onu ehlileştirilmesi zor olduğu kadar acımasız kılıyor ! Peugeot'nun "Unlimited' kategorisinde 208 numara ile katıldığı bu yarışta tek bir hedefi var: kazanmak !
29 Mart 2013 Cuma
Günün Futbol Maç Programı 30 Mart 2013
Benfica - Rio Ave Maçı 30 Mart 2013
Zaragoza - Real Madrid Maçı 30 Mart 2013
Academica - Porto Maçı 30 Mart 2013
Stuttgart - B.Dortmund Maçı 30 Mart 2013
B.Münih - Hamburg Maçı 30 Mart 2013
Boluspor - Karşıyaka Maçı 30 Mart 2013
Sivasspor - Orduspor Maçı 30 Mart 2013
Galatasaray - İ.B.B Maçı 30 Mart 2013
Celta Vigo - Barcelona Maçı 30 Mart 2013
Vallecano - Malaga Maçı 30 Mart 2013
M.City - Newcastle Maçı 30 Mart 2013
Rizespor - Adanaspor Maçı 30 Mart 2013
Gaziantep - Eskişehir Maçı 30 Mart 2013
Udinese - Bologna Maçı 30 Mart 2013
Inter - Juventus Maçı 30 Mart 2013
Nantes - Monaco Maçı 30 Mart 2013
Denizlispor - K.Erciyes Maçı 30 Mart 2013
Rubin Kazan - Lokomotiv Maçı 30 Mart 2013
Paris S.G. - Montpellier Maçı 29 Mart 2013
Ligue 1'de 30. hafta mücadelesinde lider PSG, konuk ettiği son şampiyon Montpellier'i 1-0 mağlup ederek kritik bir galibiyet aldı.Paris St Germain sahasında son şampiyon Montpellier'yi konuk ediyor. Son haftalarda oyun ve sonuç açısından düşüşe geçen PSG, buna rağmen rakiplerinin de yaşadığı puan kayıplarından ötürü 5 puanlık bir fark yakalamış durumda. Son maçta zorlu St Etienne deplasmanında 2-0 öne geçmelerine rağmen bunu korumayı başaramayarak 1 puana razı oldular. Ligin sonlarına doğru yaklaşılan bu dönemde artık bu farkı koruyup lig sonuna rahat girmek amacında olacaklar. İlerleyen dönemde Lyon deplasmanına gidecek olmalarından ötürü 3 puanın üzerinde bir farkla bu maça girmeyi hedefliyorlar.
Dikkat Çocuğunuzda Gelişim Problemi Olabilir
Aileler bebeklerinde ve çocuklarında herhangi bir gelişim problemi görmeseler de, bebek ve çocuklarını hekimlere kontrol ettirmesi görünmeyen gelişim bozukluklarına erken müdahale imkânı tanıyor.
Çocukların, bebeklerin gelişim basamaklarında ki herhangi bir duraksama ya da gecikmenin bazen ciddi bir rahatsızlığın belirtisi olabileceğini belirten Rahmi Örs, "Çocuğun hiçbir şikâyeti olmaza bile gelişim basamaklarını gözlemek için hekime göstermede fayda var. Bu aile hekimliği olabilir, sağlam çocuk polikliniği olabilir veya çocuk hekimliği olabilir. Birinci basamak dediğimiz, çocuğun gelişimi açısından yeterince kilo alıp almadığı, boyun ve baş çevresinin büyümesi normal olup olmadığı, yani çocukta geri kalma ya da ileri gitme olup olmadığı hekimlere kontrol ettirilmelidir. Kontroller sırasında hekimler tarafından çocuğun gelişimine uygun beslenme özellikleri, bir takım davranış özellikleri sorgulanarak gözlemlenebilir ve rahatsızlık varsa anlaşılır. Bunların dışında bir bebeğin normalde başını dik tutması 3 ay civarında, destekli oturması 6 ya da 7. ayda, desteksiz oturması 8. ayda, yürümesi ise 10 – 12 ayda oluşması gerekir. Bu süreçlerde ifade ettiğimiz davranışları kazanamaması durumunda, bebekte bir rahatsızlık olabilir" diye konuştu.
Akran olan bebek ve çocukların bile birbirinden farklı zamanlarda farklı davranışlar gösterebileceğini dile getiren Örs sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada şu var, Bir çocuk şu ayda yürür, Bir çocuk şu ayda konuşur, gibi tek rakamları söylemek, her çocuktan aynı değeri vermek uygun değildir. Yani bir çocuk tamamen sağlıklı olduğu halde biraz daha geç yürüyebilir veya konuşabilir. Nasıl biz erişkinler hepimiz aynı boyda aynı kiloda aynı özelliklere sahip değilsek bir bebek, bir çocukta büyümesi sırasında tamamen sağlıklı olmasına rağmen diğer çocuktan farklı özellikler gösterebilecektir. Bunların normal aralıkları var. Önemli olan bu aralıklar içerisinde olmasıdır. Örneğin; bir bebek başını doğumda da dik tutabilir ama eğer 4. ayda da başını dik tutamıyorsa o zaman problem var demektir. Bir bebek başını doğumda dik tutmuş başka bir bebek başını dik tutamamış ise, bu başını dik tutamayan bebekte sorun olduğunu göstermez. Aynı şey kilo içinde geçerlidir. İki çocuktan biri diğerinden birkaç kilo fazla olup olmaması, onun gelişme seviyesinde bozulma olduğunu göstermez. Gelişim aşamalarında problem olduğunu düşünebilmek için hekimlere bu takiplerin yaptırılması faydalı olacaktır. Gelişim deyince de yürüme, konuşma gibi özelliklerini akranları içerisinde kabul edilebilir gecikmeler veya daha önce olma, şeklinde akla gelmelidir. Yani çocukları, bebekleri bulundukları yaş içerisinde yapabilecekleri davranışlara gö
Akran olan bebek ve çocukların bile birbirinden farklı zamanlarda farklı davranışlar gösterebileceğini dile getiren Örs sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada şu var, Bir çocuk şu ayda yürür, Bir çocuk şu ayda konuşur, gibi tek rakamları söylemek, her çocuktan aynı değeri vermek uygun değildir. Yani bir çocuk tamamen sağlıklı olduğu halde biraz daha geç yürüyebilir veya konuşabilir. Nasıl biz erişkinler hepimiz aynı boyda aynı kiloda aynı özelliklere sahip değilsek bir bebek, bir çocukta büyümesi sırasında tamamen sağlıklı olmasına rağmen diğer çocuktan farklı özellikler gösterebilecektir. Bunların normal aralıkları var. Önemli olan bu aralıklar içerisinde olmasıdır. Örneğin; bir bebek başını doğumda da dik tutabilir ama eğer 4. ayda da başını dik tutamıyorsa o zaman problem var demektir. Bir bebek başını doğumda dik tutmuş başka bir bebek başını dik tutamamış ise, bu başını dik tutamayan bebekte sorun olduğunu göstermez. Aynı şey kilo içinde geçerlidir. İki çocuktan biri diğerinden birkaç kilo fazla olup olmaması, onun gelişme seviyesinde bozulma olduğunu göstermez. Gelişim aşamalarında problem olduğunu düşünebilmek için hekimlere bu takiplerin yaptırılması faydalı olacaktır. Gelişim deyince de yürüme, konuşma gibi özelliklerini akranları içerisinde kabul edilebilir gecikmeler veya daha önce olma, şeklinde akla gelmelidir. Yani çocukları, bebekleri bulundukları yaş içerisinde yapabilecekleri davranışlara gö
Yaz Gelmeden Pilates ile Forma Girin
Yazın gelmesine çok az bir süre kaldı. Son dönemlerde kadınların vazgeçilmez egzersiz yöntemlerinden biri olan pilates, bu sene de sıkılaşmak ve kışın alınan fazla kilolardan kurtulmak isteyenlerin birinci tercihi. Bedenin dengeli tutulmasına yardım eden, temel kaslar üzerine yoğunlaşarak omurgayı destekleyen bir egzersiz programı olan pilates ile vücut kısa zaman içinde forma giriyor. Bu sebeple bu yaz da kışın aldığı fazlalıklardan kurtulmak isteyenlerin ilk tercihi pilates. Evoria.com uzmanları, pilatesin zayıflatmanın yanında dengeli bir duruşa, iyi bir kemik yapısına, gergin bir karına ve ince bir bele sahip olmada da yardımcı olduğunu söylüyor. Nefes egzersizleri ile birlikte yapıldığında daha iyi sonuçlar veren pilateste, egzersiz sırasında doğru kasların doğru biçimde tutulması gerekiyor. Pilates, kaslarınızı yavaş ve bilinçli hareketlerle eğiterek, psiklojik olarak rahatlamanıza ve dinlenmenize yardımcı oluyor. Düzenli olarak 20 seans yapıldığında, farkın çok net görüldüğü pilates ile pelvis ve karın bölgesi kontrolü arttırılıyor, bu sayede özü güçlendirilmiş oluyor. Pilates egzersizleri ile vücudun esnekliği, eklem hareketliliği, dengesi ve duruşu güçlendiriliyor. Pilates egzersizleri öncesi mutlaka vücudun ısıtılması gerekiyor. Bunun için Evoria.com uzmanları biraz yürümek ve esneme hareketleri yapmayı öneriyor. Yürüyüşünüzü hesaplamak için Evoria.com'da indirimle satışa sunulan atılan adım sayısını, yakılan kalori miktarını, gidilen mesafeyi ve zamanı gösteren pedometreleri kullanabilirsiniz..
28 Mart 2013 Perşembe
Devlet Bahçeli'yi Eleştiren Kaplan'a Şaka
A Haber'de "Her Yöne 80 dk" çözüm süreci tartışıldı. Tartışmada CHP ve MHP eleştirildi. MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin Bursa'da gerçekleştirdiği miting ve konuşmasını sert bir dille eleştiren Hilal Kaplan Moderatörün çıkışıyla ilginç anlar yaşandı.
Hilal Kaplan, "Birincisi vur de vuralım öl de ölelim" diyen bir kitle var Devlet Bahçeli de bunun da zamanı gelecek dedi. Bunu şehitler gelirken yapmayanlar şimdi PKK'nın silah bırakması sürecinde böyle şeylerin söylenmesini samimiyetsiz olarak değerlendiriyorum. Devlet Bahçeli, 'Bursa Türk milletinin yanında Türklüğün tarafında ve vahtetin yolundadır' diyor. Başka birisi de Hakkari'de birisi Kürtler için bunu söylese ne olur. Asıl bölücü burada kimdir? dedi.
Zeynep Bayramoğlu'nun Hilal Kaplan'ın bu sert sözlerinden sonra Devlet Bahçeli şuan telefon hattımızda demesi üzerine Hilal Kaplan büyük bir şok yaşadı. Bayramoğlu'nun yok bu şakaydı demesi üzerine Kaplan, "Gerçekten şaşırdım çünkü Devlet bahçeli böyle bir şey yapmaz. Tam bir devlet adamıdır. Ama ayrıca sevindim de keşke arayıp bize Bursa'daki konuşma ile ilgili açıklama yapsa" diyerek durumu idare etti.
26 Mart 2013 Salı
Dikkat ! Hayatınız Felç Olmasın
Birçoğumuzun en büyük korkularından biri günün birinde felç olmak ve ömür boyu yatağa bağımlı kalmak. Kimimizin adını söylemeye bile çekindiği felç yani inme, dikkatli bir tedavi süreciyle atlatılabiliyor.
Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, beyni besleyen arterlerden birinin yırtılması veya tıkanması sonucu ortaya çıkan, tek taraf kol ve bacak kaslarında güçsüzlük veya fonksiyon kaybına sebep olan felcin, Türkiye'de her yıl tahmini 100 bin kişiyi etkilediğini söyledi.
Dünyada insanı engelli hale getiren hastalıklar kategorisinde felcin birinci sırayı aldığını, ölümlü hastalıklarda ise ikinci sırada yer aldığını belirten Dr. Fizyoterapist Gamze Şenbursa, çok uzun süren tedavi süreçlerinin de hastayı ve ailesini yıprattığını kaydetti.
Felcin birden çok nedeninin bulunduğuna dikkati çeken Dr. Fzt. Şenbursa, korkudan akıllara dahi getirilmek istenmeyen bu hastalık hakkında şu bilgileri verdi:
"Beyine giden kan damarlarında oluşan patolojik değişiklikler, travma, serebro vasküler hastalıklar, beyin ameliyatlarından ve zehirlenmelerden sonra gelişebileceği gibi, beyin tümörü, mikrobik hastalıklarda bu nörolojik tabloya neden olabilir. Yaş, yüksek tansiyon, hareketsiz yaşam, şişmanlık, şeker hastalığı, kalp ile alakalı anomaliler, damar sertleşmesi, kolestrol, sigara, kahve, östrojen içeren ilaçlar risk faktörleri arasındadır."
İzdivaç Programında Şaka gibi Olay
Su gibi programına telefonla bağlanan kadın, stüdyodaki müzisyene talip oldu. Songül Karlı ve Uğur Arslan'ın beraber sundukları ''Su gibi'' programının bugünkü bölümünde izleyenleri hayretler içinde bırakan bir gelişme yaşandı. Programa telefon bağlantısıyla katılan Hatice Hanım, stüdyodaki müzisyenlerden birine talip olduğunu söyleyince izleyenler hayretler içinde kaldı. Şaşkınlığı yüzünden okunan gitarist ise kısa bir süre Hatice Hanım ile konuştuktan sonra talibini programa davet etti.
Türkiye - Macaristan Maçı 26 Mart 2013
Türkiye, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda karşılaştığı Macaristan ile 1-1 berabere kaldı.Grupta 5 maç sonrasında Ay-Yıldızlılarımız 6 puan toplarken, Macaristan ve Romanya 10 puana ulaştı. Ülke olarak Dünya Kupası hayallerimiz sürerken çok kritik bir 90 dakika çıkaracağız. Kazanmamız halinde Macaristan ile fark sadece 1'e düşecek. Hollanda'nın da Romanya ile oynayacağını ve kazanma ihtimalinin fazlasıyla ağır bastığını düşünürsek, iki ülkeyle de fark kapanmış olacak. Böylesine bir fırsat gruplarda her zaman gelmez. Milli formayla artık kötü günleri geride bırakıp geleceğe umutla bak şansını iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Teknik direktör Abdullah Avcı yönetiminde A Milli Takımımız da bunun farkında. Artık bu son şansımız ve taraftarımızla birlikte son ana kadar elimizden gelenin fazlasını yapmak zorundayız. Andorra karşısındaki futbolumuz umut vermesede kazanmak şu aşamada her şeyden çok daha önemli.
25 Mart 2013 Pazartesi
Kaya Çilingiroğlu Hakkında Şok İddia
Bugün gazetesi yazarı Bilal Özcan, eski sevgilisinin kız arkadaşına demlikle saldırdığı için 4.5 yıl hapsi istenen Zehra Çilingiroğlu'nun babası Kaya Çilingiroğlu'nun da yıllar önce benzer bir olaya imza attığını söyledi. Özcan, "Kaya, yıllar önce bir gazeteciyi öldüresiye dövmüştü" dedi.
Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu'nun 16 yaşındaki kızı Zehra, geçtiğimiz hafta Etiler'de demlik olayına imza atmıştı. Eski aşkını yeni kız arkadaşıyla görünce kıskançlık krizine giren Zehra, kızın üstüne demlik fırlatıp sıcak çay dökmüştü. Savcı demliği silah gördü ve Zehra'nın 4.5 yıl hapsini istedi.
Bugün gazetesi yazarı Bilal Özcan, katıldığı 2. Sayfa programında sunucularla birlikte Zehra Çilingiroğlu'nun bu davranışına ağır eleştirilerde bulundu. Özcan, bu olayla birlikte yıllar önce Kaya Çilingiroğlu'nun bir gazeteciyi komalık ettiğini anımsadığını söyledi. 'Ökfe kontrolü çok önemli. İnsan çocuk da olsa kendisini dizginlemeli' diyen Bilal Özcan, 'Kaya Çilingiroğlu da 18 yaşındayken benzer bir olaya sebep olmuştu. Gazeteci Bediz Doğan'ı öldüresiye dövmüştü. Kendisini Ahu Tuğba ile çekti diye. O zamanki hafta sonu gazetesine kapak olmuştu. Bu da Kaya'yı çok kızdırmıştı" şeklinde konuştu. Bu olaydan sonra Kaya Çilingiroğlu'nun hapis yattığını da anımsatan Bilal Özcan, "Bediz Doğan da 6 ay hastanede yattı. Yoğun bakımda tedavi gördü ve hayata döndü. Hala izini taşır. Bugün Zehra'nın yaptığı olaya bakınca ben onu hatırladım" diye konuştu.
Bugün gazetesi yazarı Bilal Özcan, katıldığı 2. Sayfa programında sunucularla birlikte Zehra Çilingiroğlu'nun bu davranışına ağır eleştirilerde bulundu. Özcan, bu olayla birlikte yıllar önce Kaya Çilingiroğlu'nun bir gazeteciyi komalık ettiğini anımsadığını söyledi. 'Ökfe kontrolü çok önemli. İnsan çocuk da olsa kendisini dizginlemeli' diyen Bilal Özcan, 'Kaya Çilingiroğlu da 18 yaşındayken benzer bir olaya sebep olmuştu. Gazeteci Bediz Doğan'ı öldüresiye dövmüştü. Kendisini Ahu Tuğba ile çekti diye. O zamanki hafta sonu gazetesine kapak olmuştu. Bu da Kaya'yı çok kızdırmıştı" şeklinde konuştu. Bu olaydan sonra Kaya Çilingiroğlu'nun hapis yattığını da anımsatan Bilal Özcan, "Bediz Doğan da 6 ay hastanede yattı. Yoğun bakımda tedavi gördü ve hayata döndü. Hala izini taşır. Bugün Zehra'nın yaptığı olaya bakınca ben onu hatırladım" diye konuştu.
Brezilya - Rusya Maçı 25 Mart 2013
Rusya ve Brezilya milli takımları arasında Londra'lı klüp Chelsea'in stadı Stampford Bridge'de yapılan dostluk maçı 1-1 sona erdi.Brezilya’da teknik direktör Dunga ile yollar ayrılmış göreve 2002’de şampiyonluğun mimarı olan Luis Felipe Scolari getirilmişti.2014 Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Sambacılar turnuvaya mecburen hazırlık maçlarıyla hazırlanıyor.Scolari yönetiminde ilk maçında Ada’da İngiltere’yi 2-1 ile yenilen Brezilya yine de eski günlerine dönüş sinyali verdi.Takıma önemli isimlerini dahil eden Scolari’ye tek kötü haber Corinthians’lı Paulinho’dan geldi; kalçasından sakatlığı bulunan orta saha kadrodan çıkarıldı.İngiltere maçında sahada olup 1 penaltı atışından yararlanamayan Ronaldinho kadroya çağrılmadı.Takımda sakatlığı bulunan Thiago Silva’nın yerine İtalya’ya karşı Dante forma giydi.Scolarini’nin İtalya maçında forma giyen Fred, Neymar ve Hulk üçlüsünü bozup bozmayacağı belli değil.Fabio Capello yönetiminde elemelerde şimdiye kadar oynadığı 4 maçta da kazanmayı başaran Rusya, kalesinde gol de görmedi.Brezilya karşısına Kuzey İrlanda maçının ardından çıkacak olan Rusya, Londra’da Chelsea’nın stadyumu olan Stamford Bridge’de Brezilya karşısına çıkacak.Capello kadroya Granat, Glushakov ve Yeschchenko gibi isimleri de dahil etti.
24 Mart 2013 Pazar
İsrail Özrün Nedenini Açıkladı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türkiye'den özür dilemelerinin ardındaki ana sebebin Suriye'deki durum olduğunu açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Türkiye'den özür dilemelerinin ardındaki ana sebebin Suriye'deki durum olduğunu açıkladı. Facebook sayfasında konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Netanyahu, "Değişen gerçekler, bölgedeki ülkelerle ilişkilerimizi yeniden ele almamızı gerektirdi. Suriye krizinin sürekli kötüleşmesi en önemli kaygımız." ifadelerine yer verdi. Suriye'de gelişmiş silahların farklı unsurların eline geçmeye başladığını belirten İsrail başbakanı, "En çok korktuğumuz da kimyasal silahların terör gruplarının eline geçmesidir." dedi.
Özellikle Golan Tepeleri'ndeki grupların kendileri için büyük tehdit olduğunu belirten Netanyahu, sınır bölgesini yakından takip ettiklerini ve muhtemel bir gelişmeye karşı cevap vermeye hazır olduklarını ifade etti. Türkiye ile ilişkilerin kesilmesinden 3 yıl sonra bu ilişkileri yeniden tesis etmeye karar verdiğini belirten Netanyahu, bu süre içerisinde de krizi sona erdirmek için girişimlerde bulunduklarını belirtti. Netanyahu, "Suriye ile sınıra sahip olan Türkiye ve İsrail'in iletişim halinde olması önemli." dedi. Türkiye ile ilişkilerin kesilmesinden 3 yıl sonra bu sebeple ilişkileri yeniden tesis etmeye karar verdiğini belirten Netanyahu, "ABD başkanının ziyareti sona ererken aramızdaki krizi çözmek için Türkiye başbakanını aramaya karar verdim." dedi. Savunma Bakanı Moşe Ya'alon da Netanyahu'yu hem Türkiye hem de İsrail'in çıkarına olan sağduyulu kararı için kutladı. Eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, özür dilenmesini 'ciddi bir hata' sözleriyle eleştirmişti.
Özellikle Golan Tepeleri'ndeki grupların kendileri için büyük tehdit olduğunu belirten Netanyahu, sınır bölgesini yakından takip ettiklerini ve muhtemel bir gelişmeye karşı cevap vermeye hazır olduklarını ifade etti. Türkiye ile ilişkilerin kesilmesinden 3 yıl sonra bu ilişkileri yeniden tesis etmeye karar verdiğini belirten Netanyahu, bu süre içerisinde de krizi sona erdirmek için girişimlerde bulunduklarını belirtti. Netanyahu, "Suriye ile sınıra sahip olan Türkiye ve İsrail'in iletişim halinde olması önemli." dedi. Türkiye ile ilişkilerin kesilmesinden 3 yıl sonra bu sebeple ilişkileri yeniden tesis etmeye karar verdiğini belirten Netanyahu, "ABD başkanının ziyareti sona ererken aramızdaki krizi çözmek için Türkiye başbakanını aramaya karar verdim." dedi. Savunma Bakanı Moşe Ya'alon da Netanyahu'yu hem Türkiye hem de İsrail'in çıkarına olan sağduyulu kararı için kutladı. Eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, özür dilenmesini 'ciddi bir hata' sözleriyle eleştirmişti.
14 Şehre Daha Hızlı Tren Geliyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , Eskişehir ile Konya arasındaki yolculuk süresine 2 saate indirecek olan Yüksek Hızlı Tren hattını hizmete açtı. Eskişehir'deki açılışta iki müjde veren Erdoğan, Türkiye'nin artık dünyaya ray ihraç eden ülke konumuna geldiğini vurgulayarak, "Yüksek hızlı tren yolu yapımı ve işletmeciliğinde dünyanın 8'inci, Avrupa'nın 6'ncı ülkesi olduk" dedi.
Başbakan Erdoğan, Eskişehir-İstanbul hızlı tren hattının ise Marmaray projesi ile aynı anda 29 Ekim tarihinde hizmete gireceğini vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Birkaç yıl içinde Sivas, Yozgat, Kırıkkale, Afyon, Uşak, Manisa, İzmir ve Bursa 'yı da bu ağa dahil edeceğiz. Eskişehir'i 14 ayrı vilayete yüksek hızlı tren aracılığıyla bağlayacağız. Konya'dan güneye doğru Karaman, Mersin , Adana , Osmaniye, Gaziantep hızlı tren hattının yapımını programa aldık. İnşallah kısa bir sürede tüm şehirlere hızlı trenle ulaşacağız."
Başbakan Erdoğan, Eskişehir-İstanbul hızlı tren hattının ise Marmaray projesi ile aynı anda 29 Ekim tarihinde hizmete gireceğini vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu: "Birkaç yıl içinde Sivas, Yozgat, Kırıkkale, Afyon, Uşak, Manisa, İzmir ve Bursa 'yı da bu ağa dahil edeceğiz. Eskişehir'i 14 ayrı vilayete yüksek hızlı tren aracılığıyla bağlayacağız. Konya'dan güneye doğru Karaman, Mersin , Adana , Osmaniye, Gaziantep hızlı tren hattının yapımını programa aldık. İnşallah kısa bir sürede tüm şehirlere hızlı trenle ulaşacağız."
Aysel Tuğluk: 'Türk'ten de Kürt'ten de Özür Diliyorum'
Başarmaktan başka seçeneklerinin olmadığını belirten Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, "Geleceğimiz nokta burasıydı. O yüzden, keşke 10-20 yıl önce yapabilseydik. Topluma özür borcumuz var" diyor. Tuğluk, Öcalan'ın mektubunu Radikal'den Nazan Özcan'a değerlendirdi ve umutlu olduğunu söyledi.. İşte Tuğluk'un o açıklamaları... Abdullah Öcalan'ın mektubunu nasıl buldunuz? Bende bir şaşkınlık yaratmadı. Çünkü zaten Öcalan buydu: Türkiyeli bir bakış açısı. Ama gerçekten heyecanlandırdı. Çünkü mesajlar, çok vicdani, ahlaki bir vizyonla yazılmış. Ülkenin birliğini bütünlüğünü zedeleyecek hiçbir talep yok ortada. Sadece Kürtler kazansın, gerisi beni ilgilendirmiyor diyen bir metin değildi. Diyarbakır'da kimle konuşsak, 'Barış olacak bu sefer' diyor, ama arkasından 'inşallah' diye ekliyor...
Ben bu sefer başaracağız diyorum, çünkü başka seçenek yok. Çünkü bu savaş, kargaşa hepimizi çok yordu. Ve birbirimize ne kadar acı verirsek verelim, geleceğimiz nokta burasıydı. O yüzden, keşke diyorum, 10-20 yıl önce yapabilseydik. Aslında biz siyasetçilerin topluma özür borcu var. Topluma şunu demeliyiz: Barışı getiremedik, başaramadık, özür diliyoruz. Siz diyebiliyor musunuz peki? Biz ne kadar Mezopotamyalıysak, o kadar da Anadoluluyuz. Aslında Kürtler ve Türkler o kadar içiçe girdi ki artık yeni bir etnisite oluşturduk. Türk biraz Kürtleşti, Kürt biraz Türkleşti. Geçmişte birbirimizi öldürdük evet, o yüzden tarihsel geçmişi yeniden güncellememiz lazım. Halklarımıza onurlu bir barışı armağan etmeliyiz. Ve biz siyasetçilerin bu yanlışlıklarda payı var. Bir siyasetçi olarak Kürt'ten de Türk'ten de özür diliyorum. Siz umutlu musunuz süreçten? Kürtler çok acı çekti, çok bedel ödedi.
Roboski ya da Pozantı tek başına isyan sebebi Kürtler açısından. 10 bin silahsız ve siyaset yapan Kürt'ün haksız hukuksuz cezaevlerine atılması bir isyan sebebi. Bütün bunlara rağmen, Kürtler bugün eğer birlikte yaşamaktan, birlikte kazanmaktan bahsediyorlarsa, bu Öcalan sayesinde. Bunun bilinmesi lazım. Öcalan 'ya zafer ya yenilgi'yi değil, 'orta yol'u temsil ediyor. Dolayısıyla bu şansın iyi değerlendirilmesi gerek. Bu sefer barışmak ve başarmak zorundayız. Başaramazsak, cidden bir daha barışı konuşmak çok zor olacak. Kürtler çok aldatıldı... Toplumun bir belleği var. Bu kez aldatılmak ve oyalanmak istemiyorlar. Ahmet Türk ilk görüşmeye gittikten sonra birlikte Diyarbakır'a geldik. Havaalanında hemen insanlar yanımıza geldi. Önce şunu sordular: "Durumu nasıl, sağlığı nasıl?" İkinci dedikleri şuydu: "Bu iyi bir durum ama ne olur dikkatli olun. Bu sefer bizi yanıltmasınlar." Kaygı var. Biz bu süreci sonuna kadar destekleyeceğiz ama ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz.
Ben bu sefer başaracağız diyorum, çünkü başka seçenek yok. Çünkü bu savaş, kargaşa hepimizi çok yordu. Ve birbirimize ne kadar acı verirsek verelim, geleceğimiz nokta burasıydı. O yüzden, keşke diyorum, 10-20 yıl önce yapabilseydik. Aslında biz siyasetçilerin topluma özür borcu var. Topluma şunu demeliyiz: Barışı getiremedik, başaramadık, özür diliyoruz. Siz diyebiliyor musunuz peki? Biz ne kadar Mezopotamyalıysak, o kadar da Anadoluluyuz. Aslında Kürtler ve Türkler o kadar içiçe girdi ki artık yeni bir etnisite oluşturduk. Türk biraz Kürtleşti, Kürt biraz Türkleşti. Geçmişte birbirimizi öldürdük evet, o yüzden tarihsel geçmişi yeniden güncellememiz lazım. Halklarımıza onurlu bir barışı armağan etmeliyiz. Ve biz siyasetçilerin bu yanlışlıklarda payı var. Bir siyasetçi olarak Kürt'ten de Türk'ten de özür diliyorum. Siz umutlu musunuz süreçten? Kürtler çok acı çekti, çok bedel ödedi.
Roboski ya da Pozantı tek başına isyan sebebi Kürtler açısından. 10 bin silahsız ve siyaset yapan Kürt'ün haksız hukuksuz cezaevlerine atılması bir isyan sebebi. Bütün bunlara rağmen, Kürtler bugün eğer birlikte yaşamaktan, birlikte kazanmaktan bahsediyorlarsa, bu Öcalan sayesinde. Bunun bilinmesi lazım. Öcalan 'ya zafer ya yenilgi'yi değil, 'orta yol'u temsil ediyor. Dolayısıyla bu şansın iyi değerlendirilmesi gerek. Bu sefer barışmak ve başarmak zorundayız. Başaramazsak, cidden bir daha barışı konuşmak çok zor olacak. Kürtler çok aldatıldı... Toplumun bir belleği var. Bu kez aldatılmak ve oyalanmak istemiyorlar. Ahmet Türk ilk görüşmeye gittikten sonra birlikte Diyarbakır'a geldik. Havaalanında hemen insanlar yanımıza geldi. Önce şunu sordular: "Durumu nasıl, sağlığı nasıl?" İkinci dedikleri şuydu: "Bu iyi bir durum ama ne olur dikkatli olun. Bu sefer bizi yanıltmasınlar." Kaygı var. Biz bu süreci sonuna kadar destekleyeceğiz ama ihtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz.
İşte PKK'nın Çekilme Haritası
Hazırlıklar 18 Nisan'a kadar tamamlanacak. Teröristler iki 'güvenli koridor'dan MİT ve Kuzey Irak yönetiminin kontrolünde Türkiye'yi terkedecek.
Nevruz kutlamaları sırasında Abdullah Öcalan'ın terör örgütüne yaptığı 'silah bırakın ve çekilin' çağrısı sonrası gözler yeniden bölgeye çevrildi. Türkiye sınırları içindeki PKK'lıların mevsim koşullarının elvermesi durumunda önümüzdeki aydan itibaren silah bırakarak sınırdışına çıkması bekleniyor.
Bununla ilgili hazırlanmakta olan yol haritasının 18 Nisan'a kadar tamamlanacağı, örgüt üyelerinin de bu tarihten sonra dağdan inip ülke dışına çıkma sürecine gireceği öğrenildi. Alınan bilgilere göre, PKK'lıların geri çekilmesi Haftanin ve Hakurk bölgesinde oluşturulacak iki güvenli koridor üzerinden sağlanacak.
Sürecin sorunsuz ilerlemesi için teyakkuza geçen Milli İstihbarat Teşkilatı da (MİT) Kandil'deki örgüt liderleriyle Irak Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinden iletişim halinde olacak. Çekilme sürecinde MİT'in Kuzey Irak'ta 6 gözlem ofisi kuracağı öğrenilirken, güvenli koridorlardaki faaliyetleri tespit için Barzani güçlerinin ise 12 gözlem birimi oluşturacağı belirtildi. PKK'lıların dağdan inme ve sınırdışına çıkma sürecini koordine edecek olan Barzani güçleri, muhtemel bir provokasyona karşı da bölgede önlemler alacak. 18 Nisan'dan sonra başlayacak sürecin yaklaşık 6 ayda tamamlanması bekleniyor. Daha önce çekilmenin teknik bir konu olduğuna dikkat çeken Kandil yönetimi, önümüzdeki 9 gün içinde çekilme stratejisini belirleyecek. PKK yöneticilerinin bu süreçte örgüt içindeki radikal isimleri 'güvenli koridorlardan uzak tutacağı' öğrenildi.
Sürecin sorunsuz ilerlemesi için teyakkuza geçen Milli İstihbarat Teşkilatı da (MİT) Kandil'deki örgüt liderleriyle Irak Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinden iletişim halinde olacak. Çekilme sürecinde MİT'in Kuzey Irak'ta 6 gözlem ofisi kuracağı öğrenilirken, güvenli koridorlardaki faaliyetleri tespit için Barzani güçlerinin ise 12 gözlem birimi oluşturacağı belirtildi. PKK'lıların dağdan inme ve sınırdışına çıkma sürecini koordine edecek olan Barzani güçleri, muhtemel bir provokasyona karşı da bölgede önlemler alacak. 18 Nisan'dan sonra başlayacak sürecin yaklaşık 6 ayda tamamlanması bekleniyor. Daha önce çekilmenin teknik bir konu olduğuna dikkat çeken Kandil yönetimi, önümüzdeki 9 gün içinde çekilme stratejisini belirleyecek. PKK yöneticilerinin bu süreçte örgüt içindeki radikal isimleri 'güvenli koridorlardan uzak tutacağı' öğrenildi.
PTT Liginde Günün Maç Programı 24 Mart 2013
23 Mart 2013 Cumartesi
Doğurduğu Bebeği 6'ncı Kattan Attı
Muğla'nın Milas İlçesi'nde, yaşadığı evin banyosunda doğum yaptığı belirlenen üniversite öğrencisi, iddiaya göre bebeği 6'ncı kattan attı. Yapılan kontrolde bebeğin öldüğü belirlenirken, doğumu yapan ve kan kaybettiği tespit edilen S.C., hastaneye kaldırıldı.
Olay, dün akşam saatlerinde, ilçeye bağlı Emek Mahallesi Hamdi Mergen Caddesi'nde meydana geldi. Park halindeki bir otomobilin üzerinde kanlar içinde bir bebek gören vatandaşlar durumu, polis ve sağlık ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine gelen acil yardım ekipleri, erkek olduğu anlaşılan bebeğin öldüğünü belirledi.
Polis ise çevrede araştırma yaptı. Bebeğin park halindeki otomobilin hemen önünde bulunan apartmanın 6'ıncı katındaki daireden atıldığı araştırma sonucu belirlendi. Kattaki daireye giden ekiplere kapıyı açan Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu Muhasebe Bölümü öğrencisi S.C.'nin (20) halsiz olduğu görüldü. Doğumu S.C.'nin banyoda yaptığını ve kan kaybettiğini belirleyen polis, üniversite öğrencisini ambulans ile 75'nci Yıl Milas Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. S.C., götürüldüğü hastanede tedaviye alındı. Bebeğe otopsi yapılacağı belirtilirken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Polis ise çevrede araştırma yaptı. Bebeğin park halindeki otomobilin hemen önünde bulunan apartmanın 6'ıncı katındaki daireden atıldığı araştırma sonucu belirlendi. Kattaki daireye giden ekiplere kapıyı açan Milas Sıtkı Koçman Meslek Yüksekokulu Muhasebe Bölümü öğrencisi S.C.'nin (20) halsiz olduğu görüldü. Doğumu S.C.'nin banyoda yaptığını ve kan kaybettiğini belirleyen polis, üniversite öğrencisini ambulans ile 75'nci Yıl Milas Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. S.C., götürüldüğü hastanede tedaviye alındı. Bebeğe otopsi yapılacağı belirtilirken, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Zehra'ya 27 Ay Hapis İstemi
Zehra Çilingiroğlu hakkında, eski erkek arkadaşının kız arkadaşına sıcak yeşil çay fırlattığı gerekçesiyle 27 ay hapis istemiyle dava açıldı.
Habertürk'ün haberine göre; Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu'nun kızı Zehra (16), eski sevgilisinin yeni kız arkadaşına demlik fırlattığı gerekçesiyle 'sanık' oldu. Savcılık Zehra'nın fırlattığı demlikten dökülen sıcak suyu 'silah' sayarak, 'kasten basit yaralama' suçundan 4,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı. Yaşının 18 yaşından küçük olması nedeniyle yarı oranında indirim yapılarak istenilen ceza 2 yıl 3 aya indirilen Zehra, iddianamenin kabulü halinde Çocuk Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
Zehra Çilingiroğlu, 11 Mart akşamı Etiler'deki bir barda eski erkek arkadaşı M.Y.'nin yanında bulunan kız arkadaşı A.H.'yi gördü. İddiaya göre ikilinin oturdukları masaya giden Zehra, içi çay dolu demliği A.H.'ye fırlatarak, mekandan ayrıldı.
Göğsü yanan A.H., babasıyla birlikte karakola gidip şikayetçi oldu. Genç kıza sevk edildiği hastanede göğsündeki yararlanmanın 'basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek' nitelikte olduğu yönünde rapor verildi. Başlatılan soruşturma kapsamında Zehra Çilingiroğlu, geçtiğimiz hafta babası Kaya Çilingiroğlu ve avukatı Polat Dilli ile birlikte İstanbul Adliyesi'ne giderek 'şüpheli' sıfatı ile ifade verdi. Zehra, "O gün M.B.'nin A.H. isimli kızın doğum günü partisine katıldığını duydum. Kontrol amacıyla Etiler'deki mekana gittim. M.B. ile aramızda tartışma çıktı ve sinirlenerek masaya yumruk attım. Vurmanın etkisiyle masadaki çay A.H'nin yüzüne sıçradı. Kesinlikle kasıtlı bir harekette bulunmadım. Çayı A.H.'nin yüzüne özellikle atmadım. Olaydan dolayı çok pişman ve üzgünüm" dedi. Baba Kaya Çilingiroğlu ise karşı tarafla uzlaşmak istediğini bildirdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Öztürk soruşturmasını tamamlayarak iddianamesini hazırladı. İddianamede A.H. 'mağdur', babası Orhan H. 'şikayetçi', Zehra Çilingiroğlu ise 'şüpheli' olarak yer aldı. İddianamede Zehra'nin içerisinde yeşil çay bulunan demliği A.H.'nin göğsüne döktüğü, daha sonra masaya koyduğu cam demliğin kırıldığı, kırılan cam parçalarından birinin şikayetçinin alnına gelerek yaralanmasına sebep olduğu anlatıldı.
Göğsü yanan A.H., babasıyla birlikte karakola gidip şikayetçi oldu. Genç kıza sevk edildiği hastanede göğsündeki yararlanmanın 'basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek' nitelikte olduğu yönünde rapor verildi. Başlatılan soruşturma kapsamında Zehra Çilingiroğlu, geçtiğimiz hafta babası Kaya Çilingiroğlu ve avukatı Polat Dilli ile birlikte İstanbul Adliyesi'ne giderek 'şüpheli' sıfatı ile ifade verdi. Zehra, "O gün M.B.'nin A.H. isimli kızın doğum günü partisine katıldığını duydum. Kontrol amacıyla Etiler'deki mekana gittim. M.B. ile aramızda tartışma çıktı ve sinirlenerek masaya yumruk attım. Vurmanın etkisiyle masadaki çay A.H'nin yüzüne sıçradı. Kesinlikle kasıtlı bir harekette bulunmadım. Çayı A.H.'nin yüzüne özellikle atmadım. Olaydan dolayı çok pişman ve üzgünüm" dedi. Baba Kaya Çilingiroğlu ise karşı tarafla uzlaşmak istediğini bildirdi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mustafa Öztürk soruşturmasını tamamlayarak iddianamesini hazırladı. İddianamede A.H. 'mağdur', babası Orhan H. 'şikayetçi', Zehra Çilingiroğlu ise 'şüpheli' olarak yer aldı. İddianamede Zehra'nin içerisinde yeşil çay bulunan demliği A.H.'nin göğsüne döktüğü, daha sonra masaya koyduğu cam demliğin kırıldığı, kırılan cam parçalarından birinin şikayetçinin alnına gelerek yaralanmasına sebep olduğu anlatıldı.
PTT Liginde Günün Maçları 23 Mart 2013
Manisaspor - Göztepe Maçı 23 Mart 2013
Şanlıurfaspor - T. Linyitspor Maçı 23 Mart 2013
Kartalspor - 1461 Trabzon Maçı 23 Mart 2013
Konyaspor - Denizlispor Maçı 23 Mart 2013
Bucaspor - G.Antep Bld. Maçı 23 Mart 2013
Ankaragücü - Adana D.Spor Maçı 23 Mart 2013
K.Erciyesspor - Ç.Rizespor Maçı 23 Mart 2013
21 Mart 2013 Perşembe
Murat Karayılan: "Savaşa da Hazırız Barışa da"
Öcalan'ın Diyarbakır'da okunan mesajında PKK'ya "sınır dışına çekilin" mesajı yer almıştı. Karayılan, Öcalan'ın mesajına yanıt verdi.
"Önder Apo'nun başlattığı süreci kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz" diyen Karayılan ANF'nin haberine göre Karayılan, 2013 Nevruzunun "çok tarihi bir aşamada karşılandığını" belirterek "Kürt özgürlük mücadelesinin tüm Kürdistan'da çok önemli ve hassas bir aşamaya geldiğini" bildirdi.
Karayılan, Suriye'deki Kürtlerin mücadelesinin başarısı ile "Kuzey Kürdistan hamlesinin" Öcalan'ın böyle bir adım atmasına yol açtığını savundu.
Ortadoğu'daki mevcut koşullar, ellerindeki imkânlar ve gücünözgürlük için kendilerine güç verdiğini belirten Karayılan şöyle devam etti. "Ama biz her koşulda savaş istemiyoruz. Eğer egemen devletler hazır ise, biz de barışçıl yollarla Kürdistan'ı özgürleştirmeye hazırız. Herkes bilmeli ki, PKK savaşa da barışa da hazırdır. Bu temelde, Önder Apo'nun başlattığı süreci kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu bir mücadele sürecidir, sadece Batı Kürdistan için değil, tüm Kürdistan için önemlidir. Önderliğimiz bu yeni süreçte Kürt sorununu tüm parçalarda çözmek istiyor" şeklinde konuştu. Bu süreç karşısında herkes görev düştüğünü belirten Karayılan, "2013 yılı ya savaşla ya da barışla çözüm yılı olacak. Kürt sorunu artık çözülecek" dedi.
Ortadoğu'daki mevcut koşullar, ellerindeki imkânlar ve gücünözgürlük için kendilerine güç verdiğini belirten Karayılan şöyle devam etti. "Ama biz her koşulda savaş istemiyoruz. Eğer egemen devletler hazır ise, biz de barışçıl yollarla Kürdistan'ı özgürleştirmeye hazırız. Herkes bilmeli ki, PKK savaşa da barışa da hazırdır. Bu temelde, Önder Apo'nun başlattığı süreci kararlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Bu bir mücadele sürecidir, sadece Batı Kürdistan için değil, tüm Kürdistan için önemlidir. Önderliğimiz bu yeni süreçte Kürt sorununu tüm parçalarda çözmek istiyor" şeklinde konuştu. Bu süreç karşısında herkes görev düştüğünü belirten Karayılan, "2013 yılı ya savaşla ya da barışla çözüm yılı olacak. Kürt sorunu artık çözülecek" dedi.
20 Mart 2013 Çarşamba
Nüfus Cüzdanlarında Şapkaya Onay
Nüfus cüzdanlarında, vatandaşların talep etmesi halinde kimlik bilgilerinin yazılımında düzeltme işaretleri kullanılabilecek. Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçalin, nüfus cüzdanlarında düzeltme işareti kullanımını gerektiren kimlik bilgilerinin yazılımı konusunda, vatandaşlar ile nüfus memurları arasında yaşanan anlaşmazlıklar üzerine, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne konuyla ilgili yazı gönderdi. Kaçalin, yazısında, TDK'ya yapılan başvurularda, nüfus müdürlüklerince düzenlenen resmi evrakta düzeltme işaretinin kullanılmadığı yönünde ifadeler bulunduğunu belirterek, toplumun büyük bir çoğunluğunun da düzeltme işaretinin kaldırıldığına dair yanlış bir kanaate sahip olduğuna işaret etti. Yazıda, 2009 yılında yayımlanan Yazım Kılavuzu'nun ''düzeltme işareti'' bölümündeki bilgilere de yer veren Kaçalin, yazılışları bir, anlamları ve okunuşları ayrı olan kelimelerin ayırt edilmesi için okunuşları uzun olan ünlüler üzerine düzeltme işareti konulduğunu ifade etti. ''Adem''in ''yokluk'', ''Âdem'' kelimesinin ''insan'', ''adet'' sayı, ''âdet'' kelimesinin de gelenek ve görenek anlamına geldiğine dikkati çeken Kaçalin, bu şekilde farklı anlama gelebilen ve Türkçe yaygın olarak kullanılabilen isimlerden örnek verdi.
Kaçalin, düzeltme işaretinin kullanım yerleriyle ilgili Türkiye genelinde nüfus müdürlüklerinde görevli memurların, TDK'nın 2009 Yazım Kılavuzu'nda yer alan düzeltme işaretleri konusunda bilgilendirilmesini istedi. TDK Yazım Kılavuzu'na göre, Türk halkının yaygın olarak kullandığı ve düzeltme işareti kullanılması gereken isimler arasında ''Kâmil'', ''Halûk'', ''Kâzım'', ''Lâle'', ''Nalân'', ''Âşık'', ''Âlim'', ''Nigâr'', ''Elâzığ'' ve ''İslâhiye'' gibi birçok kelime yer aldığına işaret edildi. -Nüfus müdürlükleri uyarıldı- Bunun üzerine, harekete geçen Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, il ve ilçe nüfus müdürlüklerini, düzeltme işaretlerinin kullanımıyla ilgili yazı göndererek uyardıklarını bildirdi. Yetkililer, yürürlükteki mevzuata göre, nüfus kayıtlarında isimlerin yazılımında düzeltme işareti kullanımıyla ilgili bir engel bulunmadığını, kurum olarak da Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu'nu esas aldıklarını belirtti. Ancak bazı nüfus memurlarının, bu duruma aykırı hareket etmiş olabileceğini ifade eden yetkililer, TDK'nın bu nedenle gönderdikleri yazıyı dikkate alarak, il ve ilçe nüfus müdürlüklerini uyarma gereğini hissettiklerini kaydetti.
Yetkililer, nüfus müdürlüklerine gönderdikleri yazıda, vatandaşın talep etmesi halinde, nüfus kayıtlarında yer verilecek kimlik bilgilerinin yazılımında, TDK Yazım Kılavuzu'nun esas alınarak düzeltme işaretlerinin kullanılabileceğini bildirdi. -''Düzeltme işaretleri hiçbir zaman kaldırılmadı''- TDK Başkanı Kaçalin, AA muhabirine yaptığı açıklamada da Türkçe'de düzeltme işaretlerinin hiçbir zaman kaldırılmadığına vurgu yaptı. Harf Devrimi'nin yapıldığı 1928'den bu yana, TDK'nın hazırladığı imla kılavuzlarının tamamında düzeltme işaretlerine yer verildiğine işaret eden Kaçalin, ''Bu tür işaretler Fransızcada, Macarcada, Çincede de var, birçok dilde işaret var. Türkçe'mizde de hiçbir zaman bu işaretler kalkmadı'' diye konuştu. ''Toplulumuzun ne yazık ki düzeltme işaretlerinin kalktığına dair bir kanaati var. Niye böyle bir kanaat hasıl oldu bilmiyorum ama böyle bir yalan rüzgarı esiyor'' diyen Kaçalin, şunları kaydetti: ''20 senelik geçmişime baktığımda, 'düzeltme işaretleri kaldırılmadı mı' diye bunu duyuyordum. Nüfus müdürlüklerinde, şapka işareti, düzeltme işareti konulmasını isteyenler olmuş. Bu nedenle tartışma yaşanmış, 'düzeltmeyi koyuyorum, koymuyorum' diye. Dolayısıyla bize nüfus idaresi bu konuyu sorduğunda biz, 'kaldırılmamıştır, işaretlerimiz vardır' dedik.''
Kaçalin, düzeltme işaretinin kullanım yerleriyle ilgili Türkiye genelinde nüfus müdürlüklerinde görevli memurların, TDK'nın 2009 Yazım Kılavuzu'nda yer alan düzeltme işaretleri konusunda bilgilendirilmesini istedi. TDK Yazım Kılavuzu'na göre, Türk halkının yaygın olarak kullandığı ve düzeltme işareti kullanılması gereken isimler arasında ''Kâmil'', ''Halûk'', ''Kâzım'', ''Lâle'', ''Nalân'', ''Âşık'', ''Âlim'', ''Nigâr'', ''Elâzığ'' ve ''İslâhiye'' gibi birçok kelime yer aldığına işaret edildi. -Nüfus müdürlükleri uyarıldı- Bunun üzerine, harekete geçen Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, il ve ilçe nüfus müdürlüklerini, düzeltme işaretlerinin kullanımıyla ilgili yazı göndererek uyardıklarını bildirdi. Yetkililer, yürürlükteki mevzuata göre, nüfus kayıtlarında isimlerin yazılımında düzeltme işareti kullanımıyla ilgili bir engel bulunmadığını, kurum olarak da Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu'nu esas aldıklarını belirtti. Ancak bazı nüfus memurlarının, bu duruma aykırı hareket etmiş olabileceğini ifade eden yetkililer, TDK'nın bu nedenle gönderdikleri yazıyı dikkate alarak, il ve ilçe nüfus müdürlüklerini uyarma gereğini hissettiklerini kaydetti.
Yetkililer, nüfus müdürlüklerine gönderdikleri yazıda, vatandaşın talep etmesi halinde, nüfus kayıtlarında yer verilecek kimlik bilgilerinin yazılımında, TDK Yazım Kılavuzu'nun esas alınarak düzeltme işaretlerinin kullanılabileceğini bildirdi. -''Düzeltme işaretleri hiçbir zaman kaldırılmadı''- TDK Başkanı Kaçalin, AA muhabirine yaptığı açıklamada da Türkçe'de düzeltme işaretlerinin hiçbir zaman kaldırılmadığına vurgu yaptı. Harf Devrimi'nin yapıldığı 1928'den bu yana, TDK'nın hazırladığı imla kılavuzlarının tamamında düzeltme işaretlerine yer verildiğine işaret eden Kaçalin, ''Bu tür işaretler Fransızcada, Macarcada, Çincede de var, birçok dilde işaret var. Türkçe'mizde de hiçbir zaman bu işaretler kalkmadı'' diye konuştu. ''Toplulumuzun ne yazık ki düzeltme işaretlerinin kalktığına dair bir kanaati var. Niye böyle bir kanaat hasıl oldu bilmiyorum ama böyle bir yalan rüzgarı esiyor'' diyen Kaçalin, şunları kaydetti: ''20 senelik geçmişime baktığımda, 'düzeltme işaretleri kaldırılmadı mı' diye bunu duyuyordum. Nüfus müdürlüklerinde, şapka işareti, düzeltme işareti konulmasını isteyenler olmuş. Bu nedenle tartışma yaşanmış, 'düzeltmeyi koyuyorum, koymuyorum' diye. Dolayısıyla bize nüfus idaresi bu konuyu sorduğunda biz, 'kaldırılmamıştır, işaretlerimiz vardır' dedik.''
Güler'den Polise Zam Müjdesi
Meclis Genel Kurulu'nda MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, polislerin maaşına seyyanen zam yapılıp yapılmayacağını sorarak, özellikle emeklilikte maaşlarının yüzde 40'ı oranında aylık almalarının adaletsizlik olduğunu söyledi. Bunun üzerine hükümetteki çalışmayı açıklayan Güler şunları söyledi:
"Bütçe imkanlarımız çerçevesinde ve özellikle emekliliklerine yansıyacak düzenlemeler yapmak için her türlü gayretin içinde olacağız. CHP ve MHP'nin sağlayacağı katkı için de şimdiden teşekkür ediyorum. Fazla mesai ücretleri, malumunuz seyyanen bir ücret verilmektedir ve bunun yeterli olmadığını biliyoruz.
Yapılan hizmetin karşılığı değildir. Gündeme geldiğinde başka meslek grupları da onların önüne veya onlarla beraber bu imkanlardan yararlansın şeklinde ilave talepler geliyor, maalesef Türkiye'de bu tür talepler gündeme geldiğinde... Emniyet teşkilatının bu konudaki fedakarlıkların görülmesi gerekiyor." Güler, Emniyet teşkilatında ikinci dalga zorunlu şark göreviyle ilgili çalışma konusunda "Geçmişte hiç şarka gitmeyen Emniyet görevlileriyle ilgili çok şeyler dile getirildi. Şu anda birinci şarka gitmemiş emniyet görevlisi kalmamıştır, ikinci şarktan da 2 bin emniyet görevlisi etkilenecektir. Toplam polis sayısı içerisinde çok küçük bir sayıyı ifade etmektedir" dedi.
Yapılan hizmetin karşılığı değildir. Gündeme geldiğinde başka meslek grupları da onların önüne veya onlarla beraber bu imkanlardan yararlansın şeklinde ilave talepler geliyor, maalesef Türkiye'de bu tür talepler gündeme geldiğinde... Emniyet teşkilatının bu konudaki fedakarlıkların görülmesi gerekiyor." Güler, Emniyet teşkilatında ikinci dalga zorunlu şark göreviyle ilgili çalışma konusunda "Geçmişte hiç şarka gitmeyen Emniyet görevlileriyle ilgili çok şeyler dile getirildi. Şu anda birinci şarka gitmemiş emniyet görevlisi kalmamıştır, ikinci şarktan da 2 bin emniyet görevlisi etkilenecektir. Toplam polis sayısı içerisinde çok küçük bir sayıyı ifade etmektedir" dedi.
19 Mart 2013 Salı
Günün Maç Programı 19 Mart 2013
Virtus Lanciano - Verona Maçı 19 Mart 2013
Ternana - Grosseto Maçı 19 Mart 2013
Pro Vercelli - Brescia Maçı 19 Mart 2013
Modena - Empoli Maçı 19 Mart 2013
Juve Stabia - Sassuolo Maçı 19 Mart 2013
Crotone - Vicenza Maçı 19 Mart 2013
Cittadella - Spezia Maçı 19 Mart 2013
Cesena - Livorno Maçı 19 Mart 2013
Bari - Padova Maçı 19 Mart 2013
Ascoli - Reggina Maçı 19 Mart 2013
Yeovil - Swindon Maçı 19 Mart 2013
Oldham - Hartlepool Maçı 19 Mart 2013
Crewe - Milton Keynes Maçı 19 Mart 2013
18 Mart 2013 Pazartesi
Kayıp Şehir 25.Bölüm 18 Mart 2013
Aysel, Kadir ve İrfan arasındaki gerilim hiç olmadık bir yerde, hastanede patlak verir. Üçlüyü gören Meryem, aralarında yaşananları anlar ve nasıl davranacağını şaşırır. Kadir’e Aysel’i sevip sevmediğini soran Meryem, adlığı cevapla bir kez daha şok olur. Oğullarını birbirlerine düşman eden kadından hesap sormak isteyen Meryem, büyük bir öfke ile Aysel’in kapısını çalar.
Karadayı 23.Bölüm 18 Mart 2013
Orhan'dan gelen acı haber ne?
Mahir’in Feride’yle bir ilişkisi olduğunu anlayan Nazif, Mahir’den hesap sorar. Mahir’in söyledikleri Nazif’i şoke eder.
Turgut’un planları işlemektedir. Nazif’in kaçırılışıyla darmaduman olan Kara ailesi, Orhan’dan gelen acı bir haberle sarsılır!
Osman bu tezgâhta abisi Necdet’in parmağı olduğunu anlar. Mahir Osman’ı konuşturmak için köşeye sıkıştırır. Bu sırada Nazif bir telefon alır. Torununu kurtarmak için tek bir yol vardır!
Mahir’in doğum günü davetine gelmesini bekleyen Feride büyük bir hayal kırıklığı yaşar. Turgut Mahir’in yokluğundan yararlanır ve Feride’yi yalnız bırakmaz.
On Numara Çekilişi Yapıldı
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen, "On Numara" oyununun bu haftaki çekilişinde 10 bilen 1 kişi, 258 bin 871 lira 70 kuruş ikramiye kazandı. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamaya göre, 9 bilen 85 kişi 2 bin 30 lira 65'er kuruş, 8 bilen bin 677 kişi 103 lira 20'şer kuruş, 7 bilen 17 bin 260 kişi, 19 lira 15'er kuruş, 6 bilen 110 bin 762 kişi 3 lira 10'ar kuruş ve hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyen 198 bin 830 kişi 2 lira 25'er kuruş ikramiye alacak. 10 bilen talihlinin kuponunu, Eskişehir Odunpazarı'ndaki bayiden yatırdığı bildirildi. Bu haftaki çekilişte 1 milyon 725 bin 802 lira 10 kuruş ikramiye dağıtıldı. Hasılattan Türkiye'nin tanıtımı, Çocuk Esirgeme Kurumu, olimpiyat oyunları, savunma sanayisi ile Kredi ve Yurtlar Kurumu'na 1 milyon 35 bin 481 lira 25 kuruş, KDV olarak 688 bin 78 lira 75 kuruş, Şans Oyunları Vergisi olarak 383 bin 511 lira 58 kuruş aktarılacak.
17 Mart 2013 Pazar
Kronik Hastalara Emeklilik Yolu Açıldı
Malulen emeklilik yönetmeliğinin değiştirilmesi için çalışma başlatıldı. Böbrek nakli olanların mağduriyetinin ortadan kaldırılması planlanırken, birçok kronik hastalık da maluliyet kapsamına alınacak.
Malülen emeklilik sisteminde yeni düzenlemeler geliyor.
Artık, organ nakli ve kronik hastalığı olanlar malulen emekli olabilecek.
Yeni düzenleme ile özellikle böbrek hastalarının mağduriyetinin ortadan kaldırılması planlanıyor. Böbrek nakli olanların maluliyet hakları geri alınmayacak.
Kalp, akciğer, karaciğer ve bağırsak nakli gibi hayati organ nakilleri sonrasına da maluliyet hakkı getirilecek ve aylıkları kesilmeyecek.
Yeni düzenleme ile, belirli oranda işgücü veya organ kaybına bağlı olarak tanınan emeklilik hakkının; şeker hastalığı, tüberküloz ve sara gibi pek çok kronik hastalığı olanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi gündemde. Mevcut sistemde, diyaliz hastası olup da malulen emekli olanlar, böbrek nakli olunca 'malullük durumu' ortadan kalkmış sayılıyordu. Nakilistesine girmeyen diyaliz hastalarının büyük çoğunluğu, sadece 'emeklilik korkusu' yüzünden diyaliz makinasına bağlı bir hayat sürmeyi seçiyordu. Şeker hastalığından dolayı 3 veya daha fazla komplikasyonu (orta ve ileri düzeyde organ rahatsızlığı) olanlara malulen emekli hakkı geliyor. Mevcut düzenlemede bu durumdaki hastaların her hangi bir işte çalışması fiilen mümkün olmamasına rağmen malüsayılmıyorlardı. Birden fazla hastalığı olup çalışamaz durumda olan kişilere hastanın genedurumunun değerlendirilmesi sonucunda çalışamaz durumda olduğu görülürse bu kişilere maluliyet maaşı bağlama imkanı getiriliyor.
Yeni düzenleme ile, belirli oranda işgücü veya organ kaybına bağlı olarak tanınan emeklilik hakkının; şeker hastalığı, tüberküloz ve sara gibi pek çok kronik hastalığı olanları da kapsayacak şekilde genişletilmesi gündemde. Mevcut sistemde, diyaliz hastası olup da malulen emekli olanlar, böbrek nakli olunca 'malullük durumu' ortadan kalkmış sayılıyordu. Nakilistesine girmeyen diyaliz hastalarının büyük çoğunluğu, sadece 'emeklilik korkusu' yüzünden diyaliz makinasına bağlı bir hayat sürmeyi seçiyordu. Şeker hastalığından dolayı 3 veya daha fazla komplikasyonu (orta ve ileri düzeyde organ rahatsızlığı) olanlara malulen emekli hakkı geliyor. Mevcut düzenlemede bu durumdaki hastaların her hangi bir işte çalışması fiilen mümkün olmamasına rağmen malüsayılmıyorlardı. Birden fazla hastalığı olup çalışamaz durumda olan kişilere hastanın genedurumunun değerlendirilmesi sonucunda çalışamaz durumda olduğu görülürse bu kişilere maluliyet maaşı bağlama imkanı getiriliyor.
Ömer Çelik: Hristiyan ve Yahudiler Artık Dönebilirsiniz
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik'ten tarihi çağrı. Geçmişte yapılan bir 'yanlış uygulamalar' sebebiyle ülkeyi terk etmiş Hıristiyan ve Yahudiler olduğunu hatırlatan Çelik "Hepisine diyoruz ki ülkenize geri dönebilirsiniz. Geçmişte yapılan bazı yanlışlar olduğu doğru. Ama Türkiye artık o Türkiye değil" dedi. Çelik "Şu ya da bu şekilde Türkiye'yi terk etmiş herkes evine, yurduna dönebilmeli. Eğer bir şekilde dönemiyorsa da bulunduğu ülkede bir sorun yaşadığında ilk başvuracağı yer Türk büyükelçiliği olsun" dedi. Türkiye'nin şu anda bütün kimliklerini ve tarihsel mirasını koruyan bir demokrasi haline geldiğini söyleyen Çelik "Şu ya da bu şekilde Türkiye'yi terk etmiş herkes evine yurduna dönebilmeli.
Eğer bir şekilde dönemiyorsa da bulunduğu ülkede bir sorun yaşadığında ilk başvuracağı yer Türk büyükelçiliği olsun" şeklinde konuştu. Moskova'da yapılan Turizm Fuarı'na katılmak üzere bu şehre gelen bakan Çelik Türk ve Rus gazetecilerle sabah kahvaltısında buluştu. Türkiye'nin kültür politikalarından Suriye'de yaşanan duruma kadar çeşitli konularda soruları cevaplayan bakan Çelik'in açıklamaları ana hatlarıyla şöyle:"Türkiye artık eski Türkiye değil. Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar nedeniyle ülkemizi terk etmiş Hırıstiyan ve Yahudiler var. Veya bir şekilde ayrılmak durumunda kalmış olanlar var. Biz bugün hepsine diyoruz ki ülkenize geri dönebilirsiniz. Bugün geçmişte yapılan hatalar, yanlışlıklar söz konusu değil. Türkiye bütün kimlikleri, tarihsel mirasını koruyan bir demokrasi haline gelmiştir. Ya da o ülkelerde başınız sıkışırsa ilk başvuracağınız yer Türk Büyükelçiliği olsun."
Eğer bir şekilde dönemiyorsa da bulunduğu ülkede bir sorun yaşadığında ilk başvuracağı yer Türk büyükelçiliği olsun" şeklinde konuştu. Moskova'da yapılan Turizm Fuarı'na katılmak üzere bu şehre gelen bakan Çelik Türk ve Rus gazetecilerle sabah kahvaltısında buluştu. Türkiye'nin kültür politikalarından Suriye'de yaşanan duruma kadar çeşitli konularda soruları cevaplayan bakan Çelik'in açıklamaları ana hatlarıyla şöyle:"Türkiye artık eski Türkiye değil. Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar nedeniyle ülkemizi terk etmiş Hırıstiyan ve Yahudiler var. Veya bir şekilde ayrılmak durumunda kalmış olanlar var. Biz bugün hepsine diyoruz ki ülkenize geri dönebilirsiniz. Bugün geçmişte yapılan hatalar, yanlışlıklar söz konusu değil. Türkiye bütün kimlikleri, tarihsel mirasını koruyan bir demokrasi haline gelmiştir. Ya da o ülkelerde başınız sıkışırsa ilk başvuracağınız yer Türk Büyükelçiliği olsun."
Günün Maçları 17 Mart 2013
Antalyaspor - Fenerbahçe Maçı 17 Mart 2013
Guimaraes - Benfica Maçı 17 Mart 2013
St Etienne - Paris S.G. Maçı 17 Mart 2013
Barcelona - Vallecano Maçı 17 Mart 2013
A.Demirspor - Ş.Urfaspor Maçı 17 Mart 2013
Wigan - Newcastle Maçı 17 Mart 2013
Chelsea - West Ham Maçı 17 Mart 2013
Groningen - Twente Maçı 17 Mart 2013
Tottenham - Fulham Maçı 17 Mart 2013
Kayserispor - Galatasaray Maçı 17 Mart 2013
Milan - Palermo Maçı 17 Mart 2013
Feyenoord - Utrecht Maçı 17 Mart 2013
Alkmaar - Ajax Maçı 17 Mart 2013
Denizlispor - Kartalspor Maçı 17 Mart 2013
Orduspor - Gaziantepspor Maçı 17 Mart 2013
A.Belediyesi - Sivasspor Maçı 17 Mart 2013
T.Linyit - Manisaspor Maçı 17 Mart 2013
Gaziantep Bld. - Ankaragücü Maçı 17 Mart 2013
1461 Trabzon - Bucaspor Maçı 17 Mart 2013
Malaga - Espanyol Maçı 17 Mart 2013
15 Mart 2013 Cuma
"Dövmeyin Öldürün" Yazdı, Öldürdü
Antalya'nın Kemer İlçesi'nde Rus asıllı Türk vatandaşı 39 yaşındaki Elena Suruç, erkek arkadaşı 40 yaşındaki Recep A. tarafından darp edildikten sonra bıçaklanarak öldürüldü. Cinayet zanlısı, sosyal paylaşım sitesinde eşinden şiddet gören kadın fotoğrafının üzerine 'Dövmeyin pişman olursunuz, öldürün gitsin doğrusu kökten çözüm' yazması dikkati çekti. Olay, saat 17.00 sıralarında Liman Caddesi'nde meydana geldi. Kristall gece kulübünün satın alma departmanında çalışan Elena Suruç, 4 yıldır birlikte yaşadığı Recep A. ile henüz bilinmeyen nedenle tartıştı. İkili arasındaki tartışma, kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. İddiaya göre Recep A., darp ettiği Elena Suruç'u çeşitli yerlerinden bıçaklayarak kaçtı.
Öfkeli sevgili, olay yerinden uzaklaşırken gürültüleri duyan komşuları polise ihbarda bulundu. Olay yerine gelen ekipler, Suruç'u kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Elena Suruç'un öldüğü belirlendi. Yapılan incelemenin ardından Elena Suruç'un cesedi Kemer Devlet Hastanesi Morgu'na gönderildi. Polis, kaçan şüpheli Recep A.'yı yakalayıp gözaltına aldı. Dört yıldır birlikte yaşadığı Rus uyruklu kız arkadaşı Elena Suruç'u bıçaklayarak öldüren Recep A.'nın facebook hesabından paylaştığı kadına yönelik mesaj dikkati çekti. Eşi tarafından darp edilen bir kadının fotoğrafını paylaşan Recep A., Hz. Muhammed'in 'Eşlerinizi dövmeyiniz, onlar sizin köleniz değildirler' sözlerine yer verdi. Gencin, paylaştığı fotoğrafın üzerine ise 'Dövmeyin pişman olursunuz, öldürün gitsin doğrusu kökten çözüm' yazması dikkati çekti.
Öfkeli sevgili, olay yerinden uzaklaşırken gürültüleri duyan komşuları polise ihbarda bulundu. Olay yerine gelen ekipler, Suruç'u kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Elena Suruç'un öldüğü belirlendi. Yapılan incelemenin ardından Elena Suruç'un cesedi Kemer Devlet Hastanesi Morgu'na gönderildi. Polis, kaçan şüpheli Recep A.'yı yakalayıp gözaltına aldı. Dört yıldır birlikte yaşadığı Rus uyruklu kız arkadaşı Elena Suruç'u bıçaklayarak öldüren Recep A.'nın facebook hesabından paylaştığı kadına yönelik mesaj dikkati çekti. Eşi tarafından darp edilen bir kadının fotoğrafını paylaşan Recep A., Hz. Muhammed'in 'Eşlerinizi dövmeyiniz, onlar sizin köleniz değildirler' sözlerine yer verdi. Gencin, paylaştığı fotoğrafın üzerine ise 'Dövmeyin pişman olursunuz, öldürün gitsin doğrusu kökten çözüm' yazması dikkati çekti.
Günün Futbol Maç Programı 16 Mart 2013
Beşiktaş - Kasımpaşa Maçı 16 Mart 2013
Bologna - Juventus Maçı 16 Mart 2013
Den Haag - Vitesse Maçı 16 Mart 2013
S.Lizbon - Setubal Maçı 16 Mart 2013
Real Madrid - Mallorca Maçı 16 Mart 2013
Standard - Lokeren Maçı 16 Mart 2013
Gent - Anderlecht Maçı 16 Mart 2013
PSV - Waalwijk Maçı 16 Mart 2013
B.Leverkusen - B.Münih Maçı 16 Mart 2013
M.United - Reading Maçı 16 Mart 2013
B.Dortmund - Freiburg Maçı 16 Mart 2013
Gençlerbirliği - Karabükspor Maçı 16 Mart 2013
Everton - M.City Maçı 16 Mart 2013
Boluspor - K.Erciyespor Maçı 16 Mart 2013
İ.B.B - Mersin İ.Y Maçı 16 Mart 2013
Ahmet Çakar: ''Kura Çekiminde Tezgah Var''
İsviçre'nin Nyon kentinde yapılan kura çekimi ile belli olan eşleşme sonrasında yorumcu Ahmet Çakar 'ın attığı tweetler yine olay yarattı. Galatasaray 'ın kura çekimi sonucu Real Madrid ile eşleştiği kura çekiminin hileli olduğunu iddia etti. İşte eski hakem Ahmet Çakar 'ın o çok konuşulan kura yorumu: 'Yine tezgah kura 4 favori 4 az favori ile eşleşti aynı ülkeden takımlar eşleşmedi. Biz de yedik. Casino Nyon 'da kura çekimi izledik. Krupiye Infantino. Kuralara asla inanmıyorum toplar titreşimli. Bir fanus düşünün içinde 8 tane aynı cep telefonu olsun hepsinin sesi kısık ama titreşimde. Elinizi sokun o anda bir tanesi titreşsin. Titreşeni alın ve bu işi sekiz defa yapın şimdi telefonlar yerine topları düşünün elinizi her soktuğunuzda sadece 1 top titreşsin. Mantıksız mı?
Eskişehirspor - Elaziğspor Maçı 15 Mart 2013
Eskişehirspor 2-2 Elaziğspor Maç Sonucu.Bu kadar kaybedilen puanın üzerine kaliteli futbolcuları bulunan Es-Es artık olumlu bir tepki vermek ve kazanmak istiyor.Fakat üç maçtır kazanan Elazığspor'un serisinin bu hafta son bulacağını düşünüyorum.Ligde alt sıralarda yaşanan büyük heyecan yukarılarda da devam ediyor. Üst sıralarda Avrupa şansını zorlayan takımlardan olan Eskişehirspor, son 4 maçında galibiyet alamayarak yarışta geri kaldı. Eskişehirspor'un 3 puan alma sırası geldi ve taraftarlarının önüne puan vermeyeceklerdir. Bu hafta Elazığspor ile oynayacak olmaları Eskişehirspor'u fazlasıyla zorlayacaktır. Çünkü Elazığspor ligde kalmak adına adeta canını dişine taktı ve son gücüyle puan almak adına her şeyi yapıyor.
14 Mart 2013 Perşembe
Geleceğin Otomobili Üretime Giriyor
Volkswagen XL1 şarj edilebilir hibritin üretim versiyonu Mart'ta Cenevre Otomobil Fuarı'nda sergilenecek. Alman otomobil üreticisi bu aracın yakıt tüketiminin 100 km'de 0,9 litre olduğunu söylüyor. Volkswagen bu tutumlu iki kişilik aracı bu yıl içinde üretime sokacağını söylediyse de bir fiyat belirtmedi. Yönetim, VW'nin araçtan yılda 1.000 adede kadar üretmesine izin verdi. XL1'in üretim versiyonu VW'nin 2011'in başlarında tanıttığı konsepte çok benziyor. Aerodinamik şekilli gövde tamamen örtülü arka tekerlekler ve kapının dış katmanının içine entegre edilmiş yan aynalar (kameralar) içeriyor. VW, XL1'in Almanya'nın Osnabrück şehrindeki fabrikada elde üretileceğini söyledi.
Porsche Boxster ve VW Golf Cabriolet de bu fabrikada üretiliyor. XL1'nin gövde panellerinde karbon fiber takviyeli plastik, şasisinde de yoğun şekilde alüminyum kullanılmış. VW otomobilin boş ağırlığının 795 kg olduğunu söyledi. Şarj edilebilir hibrit güç aktarım sistemi 48 beygir güç üreten 800 cc'lik iki silindirli bir dizel motorla 27 beygir güç üreten bir elektrik motorunu bir araya getiriyor. Güç yedi vitesli, çift debriyajlı bir şanzıman üzerinden aktarılıyor. XL1'in kaputunun altında bir lityum-iyon pil paketi bulunuyor. Otomobil elektrik gücüyle 50 kilometreye kadar yol alabiliyor. VW XL1'in 100 km/s'de sabit bir şekilde seyretmek için sadece 8,3 beygir güce ihtiyaç duyduğunu söylüyor. İki kişilik otomobil 0'dan 100 km/s'ye 12,7 saniyede çıkabiliyor azami hız da 160 km/s ile sınırlı. 10 litrelik yakıt deposu XL1'e teorik olarak 1100 km'nin üstünde bir menzil sağlıyor. XL1 3,88 metre uzunluğa, 1,67 metre genişliğe ve 1,15 metre yüksekliğe sahip. VW XL1'i ilk Avrupa'da satışa sunacak.
Porsche Boxster ve VW Golf Cabriolet de bu fabrikada üretiliyor. XL1'nin gövde panellerinde karbon fiber takviyeli plastik, şasisinde de yoğun şekilde alüminyum kullanılmış. VW otomobilin boş ağırlığının 795 kg olduğunu söyledi. Şarj edilebilir hibrit güç aktarım sistemi 48 beygir güç üreten 800 cc'lik iki silindirli bir dizel motorla 27 beygir güç üreten bir elektrik motorunu bir araya getiriyor. Güç yedi vitesli, çift debriyajlı bir şanzıman üzerinden aktarılıyor. XL1'in kaputunun altında bir lityum-iyon pil paketi bulunuyor. Otomobil elektrik gücüyle 50 kilometreye kadar yol alabiliyor. VW XL1'in 100 km/s'de sabit bir şekilde seyretmek için sadece 8,3 beygir güce ihtiyaç duyduğunu söylüyor. İki kişilik otomobil 0'dan 100 km/s'ye 12,7 saniyede çıkabiliyor azami hız da 160 km/s ile sınırlı. 10 litrelik yakıt deposu XL1'e teorik olarak 1100 km'nin üstünde bir menzil sağlıyor. XL1 3,88 metre uzunluğa, 1,67 metre genişliğe ve 1,15 metre yüksekliğe sahip. VW XL1'i ilk Avrupa'da satışa sunacak.
Sedat Peker: "Sevgi Böceği, Sevgi Çiçeği Değilim"
Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı Sedat Peker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın videolarının 25 milyon, kendisiyle ilgili videoların ise 23 milyon defa izlendiğini belirterek, "Hakkımda hazırlanan videolar sevgi içerikli. Ben sevgi böceği, sevgi çiçeği değilim. Ama tahliye olmam durumda infial yaratacak bir durumum yok. Tahliye edecekseniz teşekkür ederim, etmeyecekseniz de canınız sağ olsun" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon Davası'nda öğleden sonraki oturumunda da sanık ve avukatların, dosyada bulunan evraklara ve tanık ifadelerine ilişkin beyanlarının alınmasına devam edildi. Davanın tutuklu sanıklarından Sedat Peker sağlık sorunları nedeniyle duruşmalara katılamadığını belirterek, bu nedenle de savunma hakkını kullanamadığını açıklamalarda bulunmak istediğini belirtti.
Ergenekon Davası'ndan Gizli Tanık Poyraz'ın ifadeleri üzerine tutuklanmasına karar verildiğini hatırlatan Peker, Gizli Tanık Poyraz'ı tehdit ettiği iddialarının ise doğru olmadığını söyledi. Gizli Tanık Poyraz'ı tehdit ettiği iddiaları üzerine savcıya ifade verdiğini belirten Peker, "Gayet huzurlu bir atmosferde ifademi verdim. Kapı çalındı ve savcıyı bir ara dışarı çağırdılar. Savcı içeri geldiğinde gergindi. Avukatım, internete düşen bir habere göre, serbest bırakılmamam halinde, içi bomba dolu siyah bir araçla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a eylem yapılacağının iddia edildiğini söyledi. Tahliye sürem doldu, niye böyle komik birşey yapayım' dedim. Nöbetçi mahkemeye çıkarıldım. Öyle bir ortamda tutuklanmama imkan yoktu. Demek ki çilemde bu da varmış" diye konuştu.
Futbol'da Günün Maçları 14 Mart 2013
Fenerbahçe - Viktoria Plzen Maçı 14 Mart 2013
N.United - Anzhi Makhachka Maçı 14 Mart 2013
Lazio - Stuttgart Maçı 14 Mart 2013
Chelsea - Steaua Bükreş Maçı 14 Mart 2013
Bordeaux - Benfica Maçı 14 Mart 2013
Inter - Tottenham Maçı 14 Mart 2013
Zenit - Basel Maçı 14 Mart 2013
Rubin Kazan - Levante Maçı 14 Mart 2013
A.Tripolis - Platanias Maçı 14 Mart 2013
13 Mart 2013 Çarşamba
Malaga - Porto Maçı 13 Mart 2013
Malaga, Şampiyonlar Ligi'nde 1-0'ın rövanşında evinde Porto'yu ağırladı. Sahadan galip ayrılan taraf, 2-0'lık skorla Malaga olurken, galibiyeti getiren golleri, 43. dakikada Isco ve 77. dakikada Roque Santa Cruz attı. Porto, Steven Defour'un 49. dakikada ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesiyle mücadeleyi 10 kişi tamamladı.Porto için 1-0'lık avantaj ve özellikle Malaga'nın oyun anlayışı tam da istenilen seviyede. Risk almak zorunda olan ve açık futbolu ile bu sezon savunma kurgusunda ciddi zaaflar yaşayan Malaga'ya karşı Martinez, Rodriguez, Varela ve Izmailov gibi isimlerle skor bulmaya çalışacak olan Porto'nun bu hedefini gerçekleştirebileceğini düşünüyorum. Rakip Malaga ise bu sezon hem lig hem de Şampiyonlar Ligi'nde beklentilerin üstünde bir performans sergiledi ve geldikleri noktayı bir anlamda da Pellegrini'nin sürekli hücumu düşünen felsefesine borçlular. Ancak Şampiyonlar Ligi'de artık farklı bir anlayış ile mücadele etmek zorundalar ve özellikle kontrollü futbol, başarının sihirli anahtarı! Risk almak zorunda olan Malaga'nın Porto karşısında tur için en az 2 skor bulması gerekecek ve bu durum çeşitli savunma riskleri, zaafiyetlerini de beraberinde getirecektir.
Esin Öğretmen'in Eşine Müebbet
Siirt'te, şiddet gördüğü iddiasıyla eşine açtığı boşanma davası sürerken, 2010 yılında Tillo Kalesi'ndeki uçurumun dibinde cesedi bulunan 25 yaşındaki öğreten Esin Güneş'in geçen duruşmada tutuklanan eşi Güven Güneş müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Güneş çiftini kaleye götüren ve tutuksuz yargılanan taksici Beşir Üzüm ise beraat etti.
Siirt'te özel güvenlik görevlisi Güven Güneş ile 75'inci Yıl İlköğretim Okulu sınıf öğretmeni Esin Güneş, 2008 yılında evlendi. Esin Güneş, iddiaya göre evliliklerinin ikinci yılında eşinden şiddet görmeye başlaması üzerine, boşanma davası açtı. Öğretmen Esin Güneş, 24 Ağustos 2010 günü eşi Güven Güneş ve taksici Beşir Üzüm ile gittiği Aydınlar İlçesi'nde 'Kale' olarak bilinen uçurumun dibinde ölü bulundu.
İfadesine başvurulan Güven Güneş pikniğe gittiklerini ve olayın kazayla meydana geldiğini öne sürerek, "Taksici arkadaşım Beşir Üzüm'ün kullandığı araçla bölgeye gittik.
Eşim hava alsın, gezelim, piknik yapalım istedik. Kameriyede otururken ayağa kalkmak istedi. Bu sırada ayağı takıldı ve düştü" dedi. Olayla ilgili dosya önce 'kaza' denilerek kapatıldı. Ancak genç öğretmenin ailesi, kızlarının kaza sonucu ölmediğini, damatları tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Aile fertleri kendi imkanlarıyla topladıkları delillerle Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, olayın soruşturulmasını istedi. Başvuru üzerine savcılık, dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda savcılık, Esin Güneş'in eşi ile taksici arkadaşı Beşir Üzüm hakkında, 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla dava açtı. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis istemiyle açılan davada Güven Güneş ile Beşir Üzüm'ün tutuksuz yargılanmasına başlandı. Davanın seyrinde olay yerinde yapılan keşifte, Esin Güneş'in kendiliğinden değil itme, itilme ya da bir dış kuvvete maruz kalarak düşmüş olabileceği kanaatine varıldı.
Eşim hava alsın, gezelim, piknik yapalım istedik. Kameriyede otururken ayağa kalkmak istedi. Bu sırada ayağı takıldı ve düştü" dedi. Olayla ilgili dosya önce 'kaza' denilerek kapatıldı. Ancak genç öğretmenin ailesi, kızlarının kaza sonucu ölmediğini, damatları tarafından öldürüldüğünü iddia etti. Aile fertleri kendi imkanlarıyla topladıkları delillerle Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, olayın soruşturulmasını istedi. Başvuru üzerine savcılık, dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattı. Soruşturma sonunda savcılık, Esin Güneş'in eşi ile taksici arkadaşı Beşir Üzüm hakkında, 'kasten adam öldürmek' suçlamasıyla dava açtı. Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nde ömür boyu hapis istemiyle açılan davada Güven Güneş ile Beşir Üzüm'ün tutuksuz yargılanmasına başlandı. Davanın seyrinde olay yerinde yapılan keşifte, Esin Güneş'in kendiliğinden değil itme, itilme ya da bir dış kuvvete maruz kalarak düşmüş olabileceği kanaatine varıldı.
12 Mart 2013 Salı
Abdullah Öcalan Video İle Silah Bırakın Diyecek
İddialara göre Öcalan silah bırakma çağrısını 21 Mart'ta aracılar yoluyla değil bizzat kendi sesi ve görüntüsüyle yapacak! Abdullah Öcalan'la BDP heyeti arasında yapılan görüşmenin tutanaklarının yayınlanması gündeme bomba gibi düşmüştü. O tutunaklarda kafalarda soru işaret bırakan bir bölüm vardı: Öcalan, hazırladığı barış planına ilişkin yol haritasını tarif ediyor ve "Newroz'da bunu ilan etmek istiyorum. İlanı ben yapacağım!" diyordu. BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da 21 Mart'ta Diyarbakır'da yapılacak kutlamalarda Öcalan'ın barış planının ilan edileceğini duyurdu. Şimdi kulislerde bomba bir iddia dolaşıyor. İddialara göre Öcalan silah bırakma çağrısını aracılar yoluyla değil bizzat kendi sesi ve görüntüsüyle yapacak! Bunun için İmralı'da bir video hazırlanacak. Bu video sinevizyonla Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında halka izlettirilecek. Güneydoğu'da kulaktan kulağa yayılan bu iddialar henüz Ankara'dan herhangi bir yankı bulmuş değil. Ama sürecin sabote edilmesinden endişe duyan hükümetin böyle bir plana izin verme ihtimali düşük görülüyor.
Nihat Doğan: Boynuma Sarılıp Ağladılar
Geçtiğimiz hafta vefat eden Venezuella Devlet Başkanı Hugo Chavez'ın cenaze törenine katılmak üzere başkent Caracas'a giden ve bugün İstanbul'a gelen şarkıcı Nihat Doğan, "Sosyalist bildiğimiz arkadaşlar bizi yalnız bıraktı. Onlara ben geldim. Mecburen ben gazeteciyim, dedim. İnanın boynuma sarılıp ağladılar" dedi. Alitalia Havayollarına ait bir uçakla saat 14.00'te Roma'dan İstanbul'a gelen Nihat Doğan Atatürk Havalimanı'nda, Hugo Chavez'in Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda Müslümanların yanında yer aldığını belirterek, şunları söyledi: " Düşünebiliyor musunuz, bizden olmayan, Müslüman olmayan, bizim ırkımızdan ve inancımızdan olmayan bir adam, dünyanın bir ucundan çıkıp hakkın ve mazlumun yanında oldu. Mazlumdan taraf oldu ve zalimin karşısında durdu. Bir duruş sergiledi. Şimdi böyle bir duruş sergileyen adama bir vefa örneği gösterip onun bu üzüntülü son yolculuğunda biz de vefalı olmalı ve bunu göstermeliydik. Tek düşüncem buydu."
Gazetecilerin sorusu üzerine cenaze törenini kaçırdığı şeklinde medyada çıkan haberlerin asılsız olduğunu belirten Nihat Doğan, "Cenaze falan kaçırmadım. Bir kere yazıklar olsun. Bu cenazeyi kaçırdı haberi, Türkiye'de gazeteciliğin bittiğinin resmidir. Gazetecilik tarihine kara bir lekedir. Evde oturup haber yapan arkadaşlar var. Hiç mi internet okumuyorsunuz siz? Adamın cenazesi nereye defnedilmiş? Orada duruyor. İnsanlara sergilenmiş ve insanlar selam veriyorlar cenazeye" dedi. Nihat Doğan, " Sizin yere göğe sığdıramadığınız altı okkalı sanatçılar Somali'ye gitmeliydi, dedikleriniz. Bak üstelik Başbakanın uçağıyla da gitmedik. Kendi imkanlarımla gittim. Bilmeden atladım gittim. Hadi gitseydiniz. Keşke siz gitseydiniz, niye gitmediniz? Sizin emperyalist düşmanı dediğiniz, sizin idolünüzün, liderinizin cenazesini kaldırmak da bize düştü. Yine sınıfta kaldınız, yine çaktınız" diye konuştu.
Barcelona - Milan Maçı 12 Mart 2013
Barcelona 4-0 Milan Maç Sonucu.Barcelona cephesine bakıldığında bu sezonun değil belki de son 3-4 yılın en formsuz dönemlerinden birisini geçiriyorlar. Sezona harika bir giriş yapan Katalanlar Lig, Kupa ve Devler Ligi'nde adeta fırtına gibi esiyorlardı. Ancak Milan maçıyla beraber her şey ters gitmeye başladı desek çok da yanılmayız. Önce İtalyanlara 2-0 yenilerek turu ateşe atan Barca sonrasında da Real Madrid'e sahasında boyun eğip kupaya da veda etti. Arkasından ezeli rakibine bir de ligde yenilen Bordo-Mavililer için bu zorlu dönemden çıkmak adına hemen hemen her şey bu maça bağlı diyebiliriz. Şampiyonluğu cebine koymuş olsa da şu anda Barcelona cephesinde tüm hedef Devler Ligi'nde bu turu geçebilmek. Ancak tabi ki işleri çok zor gözüküyor. Milan cephesinde ise ilk maçta alınan galibiyet sonrası zorlu rövanş için Allegri'nin en önemli hedefi muhakkak 1 gol bulabilmek olacaktır. Nou Camp'ta Barcelona'ya gol attırmadan maçı bitirmenin ne denli zor olduğunu bilen genç hoca bulacağı 1 golle rakibini en az 4 gol bulmaya zorlamak istiyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)